
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde bugün düzenlenen basın açıklamasında 17 Mayıs Derneği, Hafıza Merkezi, İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, Kaos GL Derneği, Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi tarafından 2025 İstanbul LGBTİ+ ve Trans Onur Haftaları İzleme Raporu kamuoyuyla paylaşıldı. Yaklaşık 70 sayfadan oluşan rapor, yürüyüşlerin yasaklanması, gözaltılar ve polis işkencelerine dair kapsamlı belgeleme çalışmaları içeriyor.
Kurumlar adına açıklamayı TİHV’den Mümtaz Murat Kök okudu.
Yasaklama kararı ve polis işkencesi
İki yürüyüş de İstanbul Valiliği ile Şişli, Kadıköy, Beyoğlu ve Beşiktaş kaymakamlıkları tarafından alınan genel yasaklama kararlarıyla engellendi.
Yürüyüşlerin gerçekleşeceği günlerde ilçelerde yoğun polis görevlendirilmeleri yapıldı. Kök, açıklamasında “İdari makamlar ve kolluk kuvvetleri, uluslararası insan hakları standartlarında belirtilen görevlerinin aksine, barışçıl yürüyüşleri engellemek için aldıkları “önlemler” ile toplu taşıma ve diğer kamusal hizmetlerin ve hatta gündelik hayatın ciddi bir şekilde aksamasına sebep oldu.” ifadelerine yer verdi.
Gazetecilere ve avukatlara da müdahale edildi
Trans Onur Haftası yürüyüşünde avukatlar gözaltında polis şiddetine uğrarken İstanbul LGBTİ+ Onur Haftası yürüyüşünde de çok sayıda avukat ve içlerinde Özgür Gelecek muhabiri Yusuf Çelik’in de olduğu çok sayıda gazeteci de işkenceyle gözaltına alınmasını “Kolluk görevlilerinin, işkence ve diğer kötü muamele kapsamına girebilecek olan şiddeti sadece LGBTİ+ aktivistleri değil aynı zamanda yürüyüşü takip etme amacı ile sahada bulunan gazeteci ve avukatları da hedef aldı.” ifadeleriyle belirttiler.
Sembol, kıyafet ve LGBTİ+ olmak gözaltı sebebi
Rapora göre toplamda en az 95 kişi, sadece dışarıda bulunmaları, LGBTİ+’larla ilişkilendirilen sembol ya da renkli kıyafet giymeleri nedeniyle gözaltına alındı. Örnek olarak üç kişi yürüyüş alanından 17 km uzaklıkta olan Galata Köprüsü’nde gerekçe gösterilmeden, durdurularak gözaltına alındı. Polislerin tuttuğu belgelerde gerekçe olarak “Kılık kıyafetleri ve üzerlerindeki kıyafetlerde LGBTİ grubunu sembolize eden renklerde kıyafetler bulunması.” belirtildi.
Keyfi ve hukuksuz tutuklamalar
Raporda, yürüyüşlere katılan veya katıldığı iddia edilen 92 kişi hakkında hazırlanan iddianameler incelendi. Kök, açıklamasında “Bu iddianamelerin, adil yargılanma hakkı başta olmak üzere ayrımcılığa maruz bırakılmama, ifade özgürlüğü ve barışçıl toplanma hakkı gibi birçok temel insan hakları standardıyla açıkça çeliştiği görüldü.” ifadelerine yer verdi.
Açıklamada üç kişinin tutuklamayı gerektirecek somut bir şüphe veya gerekçe olmamasına rağmen keyfi bir şekilde tutuklanmasına da değinildi. Bu kişilere yöneltilen suçlama ise “kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama” oldu.
Örgütlerden ortak talepler
İnsan hakları örgütlerinin ortak açıklamasında şu talepler sıralandı:
- LGBTİ+’ların ifade ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarına yönelik ihlallere derhal son verilmelidir.
- Genel yasak kararları kaldırılmalı, herkesin barışçıl toplanma hakkı güvence altına alınmalıdır.
- Barışçıl protestolar nedeniyle açılan davalar koşulsuz şekilde düşürülmelidir. Tutuklu iki kişi derhal serbest bırakılmalıdır.
- Kolluk güçlerinin uyguladığı şiddet ve kötü muameleye dair tüm iddialar etkin, tarafsız ve hızlı biçimde soruşturulmalıdır.