İSTANBUL – Devletin zorla kaybetme politikalarının hesabı sorulmadıkça toplumsal barışın kurulamayacağını vurgulayan Cumartesi Anneleri, 30 Ağustos Uluslararası Zorla Kaybedilenler Günü’nde Galatasaray Meydanı’nda açıklama yaptı. Polis ablukası ve keyfi yasaklarla engellenmek istenen kayıp yakınları, 1066. haftada da meydanı terk etmedi.
Galatasaray Meydanı’nda düzenlenen basın açıklaması, devletin kişi kısıtlamasına rağmen polis bariyerleri önünde gerçekleşti. Basın metnini Cumartesi İnsanları’ndan Sebla Arcan okudu.
Açıklamalarına kişi sınırlamasına tepki göstererek başlayan Sebla Arıcan, “1066.haftamızda yine kişi sınırlaması ile bizi Galatasaray Meydanı’ndan ayıran polis bariyerlerinin ödündeyiz. Bu keyfi yasağın ve sınırlamanın Anayasa’nın ve evrensel hukukun inkârı olduğunu bir kez daha haykırıyoruz” dedi.
“Hakikatin gizlenmesi toplumsal hafızada da derin yaralar açar”
Gözaltında kaybetmelerin sadece kaybedilenlerin değil, onların yakınlarının da hayatını etkilediğini dile getiren Arıcan, “Kayıp yakınlarını belirsizlik içinde yaşamaya mahkûm eder. Bu belirsizlik, “acıların en büyüğü” dür. Kaybedilenlerin akıbetinin karanlıkta bırakılması, fail ve sorumluların cezasızlık zırhıyla korunması, yaraların sarılmasını engeller. Hakikatin gizlenmesi toplumsal hafızada da derin yaralar açar, kuşaklar arası travmayı kalıcı hale getirir.” ifadelerine yer verdi.
Barışın tesisinin yalnızca çatışmaların sona ermesiyle değil, geçmişle hesaplaşmayla mümkün olduğunu vurgulayan Sebla Arcan, “Barışın sürdürülebilirliği ancak geçmişin adil biçimde aydınlatılmasıyla sağlanabilir. Hakikat ve adalet talebi, kayıp aileleri için bireysel bir ihtiyaç olmanın ötesinde, demokratik barışın temel koşuludur” şeklinde konuştu.
Basın açıklamasının ardından gözlatında zorla kaybedilenlerin anısına yakınları tarafından polis bariyerlerinin ardına karanfiller bırakıldı.
