
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesinin ardından, LGBTİ+ haklarını hedef alan yeni yasal düzenlemelerin gündeme geleceği öğrenildi. Meclise sunulması beklenen torba yasa kapsamında LGBTİ+’ların haklarını kısıtlayıcı maddeler yer alırken, özellikle cinsiyet uyum süreci ve toplumsal görünürlüğe dair düzenlemeler dikkat çekiyor.
Özgür Gelecek olarak LGBTİ+ ailelerinin mücadelesini sürdüren LİSTAG (LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği) ile bir röportaj gerçekleştirdik.
“Aile, Tek Bir Kalıba Sığmaz”
“Aile” kavramının iktidar tarafından dar bir çerçevede tanımlandığını belirten LİSTAG, LGBTİ+’ların aile yapısının yok sayıldığını vurguluyor. Dernek yetkilileri, “Aile, sevgi, bağlılık, karşılıklı destek ve güven temelinde şekillenen bir yapıdır. Toplumda her ailenin tek bir kalıba sığması gerektiği yönündeki söylemler, aile kavramının gerçek doğasını göz ardı ediyor” diyerek, farklı aile yapılarına yönelik dışlayıcı politikaların kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Aile Yılı kapsamında gündeme gelen düzenlemelerin LGBTİ+ ailelerini yok saydığını belirten LİSTAG, “Bizler çocuklarımızın haklarını, varlıklarını ve onurlu bir yaşam sürme mücadelelerini destekleyen aileleriz. Politikaların bizleri ‘eksik’ ya da ‘yanlış’ olarak tanımlaması, toplumsal yalnızlaştırmayı ve ayrımcılığı artırıyor” açıklamasında bulundu.
“Nefret Söylemleri Toplumu Kutuplaştırıyor”
Son yıllarda iktidar yetkilileri tarafından LGBTİ+’lara yönelik artan hedef gösterici söylemler, toplumdaki ayrımcılığı derinleştiriyor. LİSTAG, “‘Sapkın akımlar’, ‘LGBT propagandası’ ve ‘veba’ gibi ifadeler, doğrudan LGBTİ+’ları hedef alıyor ve onları toplum için bir tehdit gibi göstermeye çalışıyor. Bu dil, yalnızca nefretin ve hoşgörüsüzlüğün yayılmasına hizmet ediyor” diyerek, bu söylemlere karşı mücadele ettiklerini vurguladı.
LGBTİ+’lar ve ailelerinin toplumun bir parçası olduğunun altını çizen LİSTAG, “Bizler, çocuklarımızın varlığını görünür kılmaya devam edeceğiz. Hikayelerinizi paylaşarak farkındalık yaratacak, nefret söylemlerine karşı dayanışmamızı büyüteceğiz” dedi.
“Yeni Yasalar Transların Hayatını Daha da Zorlaştıracak”
Meclise gelmesi planlanan yasal düzenlemelerin en dikkat çekici maddelerinden biri, transların cinsiyet uyum sürecine dair kısıtlamalar içeriyor. LİSTAG, bu düzenlemelerin transların kimlik belgelerini değiştirmelerini ve sağlık hizmetlerine erişimlerini zorlaştıracağını belirtti.
Dernek yetkilileri, “Cinsiyet uyum süreci, translar için hem fiziksel hem de psikolojik açıdan oldukça hassas ve zorlayıcı bir süreç. Eğer bu düzenlemeler hayata geçirilirse, translar için zaten zorlu olan süreç daha da karmaşık ve erişilemez hale gelecek” ifadelerini kullandı.
Bu durumun transları ciddi sağlık ve güvenlik riskleriyle karşı karşıya bırakacağı vurgulandı.
“Eşit ve Onurlu Bir Yaşam Mücadelesinden Vazgeçmeyeceğiz”
Peki, LİSTAG bu sürece karşı nasıl bir mücadele yürütmeyi planlıyor? Dernek yetkilileri, mücadelelerini görünürlük ve dayanışma temelinde sürdürdüklerini belirterek, “Yanlış algılarla mücadele etmek, toplumda farkındalık yaratmak için etkinlikler düzenliyoruz. TBMM’de milletvekilleriyle görüşerek çocuklarımızın haklarını savunuyoruz” açıklamasında bulundu.
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2002 yılında söylediği şu söz hatırlatıldı: “Eşcinsellerin de kendi hak ve özgürlükleri çerçevesinde yasal güvence altına alınması şart.”
LİSTAG, “Yıllar önce LGBTİ+’ların haklarını tanıyan bu sözün unutulmasına izin vermeyeceğiz. Eşit ve onurlu bir yaşam için mücadele etmeyi sürdüreceğiz” diyerek, LGBTİ+ların ve ailelerinin yalnız olmadığını bir kez daha vurguladı.