Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, 30 Mart 1972’de Kızıldere’de katledilen Mahir Çayan, Sinan Kazım Özüdoğru, Hüdai Arıkan, Saffet Alp, Sabahattin Kurt, Ertan Saruhan, Cihan Alptekin, Ömer Ayna, Nihat Yılmaz ve Ahmet Atasoy’u anmak için Özgür Çocuk Parkı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Anma sırasında “1972 Kızıldere’den 2025, bu tarih bizim” pankartı açıldı ve “Mahir, Hüseyin, Ulaş. Kurtuluşa kadar savaş” ile “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atıldı.
Platform adına açıklamayı yapan Kemal Göçmen, Kızıldere’de katledilen devrimcilerin unutulmayacağını vurguladı. Göçmen, “Onları imha ederek devrimci hareketi yok edebileceklerini iddia eden faşist kontrgerilla merkezleri, Türkiye’yi bir kan denizine, işkence ve baskı üssüne dönüştürdüler. Ama bu katliamdan sonra istedikleri olmadı” dedi.
Kızıldere’nin devrimci dayanışmanın ve mücadelenin sembolü olduğunu belirten Göçmen, “Niksar’ın Kızıldere köyünde kuşatılan 10 devrimcinin sağ olarak yakalanma durumu varken, ne pahasına olursa olsun imha etme kararı alınmış ve uygulanmıştı. Kararın altında Süleyman Demirel’in, İsmet İnönü’nün, Org. Memduh Tağmaç’ın imzaları vardı. Operasyonu, daha sonra 12 Eylül darbesinin başında yer alan dönemin MİT Müsteşarı Korg. Nurettin Ersin yönetti. 70’li yılların iç savaşını tezgahlayan kilit isimlerden MİT’çi Mehmet Eymür infaz timinin başındaydı” ifadelerini kullandı.
Açıklamada, Kızıldere Katliamı’nın NATO eliyle gerçekleştirilen gladyo operasyonlarının bir parçası olduğu belirtilerek, “Bugüne kadar ülkemizde gerçekleştirilen tüm kirli operasyonlar bu tertibat tarafından yapılmıştır. Bugün ülkemizdeki yeşil zulmün temelleri de o dönem atılmıştır ve günümüze kadar devam etmektedir. Zafer, baskılara ve zulme karşı direnen halkların olacak” denildi. (MA)
