EkolojiGüncel

Yeni yasa teklifi ile enerji şirketlerine kolaylık!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın hazırladığı yeni yasa teklifiyle, enerji şirketlerinin bürokratik işlemleri hızlandırılacak, doğa talanına karşı engeller kaldırılacak.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve önümüzdeki günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması beklenen yasa teklifiyle, enerji şirketlerinin bürokratik işlemleri önemli ölçüde kolaylaştırılacak. Yeni düzenlemeyle, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci, ruhsat ve kamulaştırma işlemleri hızlandırılacak; tüm onay süreçleri tek merkezden yönetilecek.

Türkiye Gazetesi’nin aktardığına göre, AKP grup yönetiminin yaptığı toplantılarda şekillenen düzenlemeye göre, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve yerel idareler arasında dağılan izin süreçleri artık yalnızca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) üzerinden yürütülecek.

Yeni sistemle, enerji yatırımlarında 48 aya kadar sürebilen ön lisans süreçlerinin 15-18 aya, ÇED süreçlerinin ise 3-6 aya düşürülmesi planlanıyor. Ayrıca imar ve ruhsat işlemleri 3 ay içinde tamamlanacak. Yenilenebilir enerji yatırımları başta olmak üzere stratejik projelerde “acele kamulaştırma” uygulanabilecek. Rüzgar ve güneş enerjisi santrallerinin orman ve tarım arazilerine kurulması da merkezi izin mekanizmasıyla kolaylaştırılacak.

ÇED süreci kimin için?

ÇED raporları, projelerin çevresel etkilerini değerlendirmek amacıyla hazırlanıyor. Ancak birçok örnekte bu raporlar, bilimsel temelden uzaklaştırılarak, projelerin onaylanması için bir formaliteye dönüştürülüyor. Örneğin, termik santrallerin çevresel etkileri değerlendirilirken, sadece tek bir santralin etkisi dikkate alınıyor ve bölgedeki diğer santrallerin kümülatif etkileri göz ardı ediliyor. Bu durum, çevresel zararların tam olarak değerlendirilmemesine neden oluyor.

ÇED raporlarına karşı açılan davalar sonucunda bazı projelerin iptal edilmesine rağmen, ilgili bakanlıklar hızlı bir şekilde yeni ÇED onayları vererek projelerin devam etmesini sağlıyor. Bu durum, yargı kararlarının etkisizleştirilmesine ve hukuki süreçlerin patronların lehine kullanılmasına yol açıyor.

Bazı şirketler, projelerini ÇED sürecinden muaf tutmak için çeşitli yöntemlere başvuruyor. Örneğin, patlayıcı madde üretimi planlanan bir tesiste, üretilecek maddelerin isimleri değiştirilerek ve kapasite düşük gösterilerek, ÇED raporu alma zorunluluğundan kaçınılmaya çalışılıyor.

Özel çevre koruma bölgelerinde dahi, projeler için ÇED olumlu kararları alınabiliyor. Bu kararlar, mahkeme tarafından iptal edilse bile, yeni ÇED onayları verilerek projelerin devam etmesi sağlanıyor. Bu durum, çevre koruma alanlarının bile patronların çıkarları doğrultusunda kullanılmasına neden oluyor.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu