
Partizan’ın da bileşeni olduğu Esenyurt Dayanışması, 1 Mayıs öncesinde grevdeki Esenyurt Belediyesi işçileriyle bir araya geldi. Tabela Havuzu’ndan başlayan yürüyüş, Esenyurt Belediyesi önünde son buldu. Müzik ve halaylarla devam eden eylemde 1 Mayıs alanlarına katılım çağrısı yapıldı.
Eylemde Esenyurt Dayanışması adına konuşan Nurgül Uci, baskı, sömürü ve geleceksizliğe karşı mücadele çağrısı yaptı. Uci, “Eğer burjuvazinin bir üyesi ya da AKP bürokratlarından birisi değilseniz, siz de emeği çalınan, doğası yağmalanan; sağlıksız ve depreme dayanıksız konutlarda oturduğu için her an ölüm bekleyen milyonlarca emekçi, emekli, yoksullarsınızdır. Hiçbir geleceği olmayan milyonlarca genç, asgari ücretin ortalama ücret olduğu milyonlarca işçi, açlıkla imtihan edilen milyonlarca emekli, doğası yağmalanan yoksul emekçi köylüler için yok sayılmak, her türden adaletsizliğe, sömürüye ve zulme maruz kalmak demektir” diyerek emekçilerin yaşadığı sömürü ve adaletsizliği dile getirdi.
Kapitalist düzenin milyonlar için açlık, yoksulluk ve geleceksizlik dışında hiçbir şey sunmadığını belirten Uci, “Bizler bu düzenin ve sermaye iktidarının ne kadar çürümüş, kokuşmuş olduğunu biliyoruz. Tüm işçileri, emekçileri, gençleri, kadınları bu kokuşmuş düzeni tarihin çöplüğüne göndermek için fabrikalarda, mahallelerde, okullarda, her yerde mücadeleyi büyütmeye, 1 Mayıs’ta alanlarda olmaya çağırıyoruz” dedi.
Nurgül Uci, 1 Mayıs’ın iki sınıfın karşı karşıya geldiği tarihsel bir gün olduğunu vurguladı. “Bir tarafında emeğiyle hayatı var edenler; diğer tarafında emeği yağmalayanlar var. 1977 1 Mayıs’ında Taksim Meydanı’nı dolduran işçi sınıfı bu saflaşmanın tarihsel anlarından birisiydi. Ancak işçi sınıfının birlik olmasından korkanlar, o meydanı kana buladı. O gün bugündür Taksim Meydanı işçi sınıfı için 1 Mayıs alanıdır, tarihsel hesaplaşmanın alanıdır” diyerek Taksim’in işçi sınıfı açısından taşıdığı önemi anlattı.
İşçilerin Taksim’e girişinin her yıl polis bariyerleriyle engellenmek istendiğini belirten Uci, “İşçi sınıfı er ya da geç güçlü örgütlülüğünü inşa edecek, Taksim’e keyfi yasakları koyanları ve bir bütün olarak kapitalist sömürü düzeninin sahiplerine hak ettiği yanıtı verecek, meydanları özgürleştirecektir. O günler yakındır” dedi.
Konuşmasında genel grev ve genel direniş hedefinin altını çizen Uci, “1 Mayıs günü tüm işçileri, emekçileri genel grev ve genel direniş hedefiyle iş bırakıp alanları doldurmaya çağırıyoruz. 2025 1 Mayıs’ını sermayenin korkularını büyüttüğümüz, kazanımlarla geleceğe yürüdüğümüz günlerin başlangıcı yapmak için seferber olacağız. 19 Mart’tan bu yana gençliğin öncülüğünde büyüyen gençlik isyanını yasaklı meydanları özgürleştirmek için ileriye taşıyacağız, kitle hareketini büyüteceğiz” dedi.
1 Mayıs’ın işçilerin olduğu kadar tüm ezilenlerin ve mazlum halkların da kavga günü olduğunu belirten Uci, “Bugünde sömürüye, kirli savaş ve saldırganlığa, kayyumlara, faşist baskı ve zulme karşı işçilerin birliği, halkların kardeşliği mücadelesini büyütmenin de günüdür. Bizler bu bilinçle tüm işçileri ve emekçileri 1 Mayıs’ın çağrısına kulak vermeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Eylem boyunca “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek!”, “Direne direne kazanacağız!”, “Kahrolsun ücretli kölelik düzeni!”, “Yaşasın genel grev, genel direniş!” sloganları atıldı.
Nurgül Uci sözlerini, “Tarihsel ve sınıfsal özüne uygun, birleşik, kitlesel, militan 1 Mayıs örgütlemek için her yerde mücadeleyi büyütelim. Meydanlarda yüzbinler, milyonlar olalım; sermaye düzeninden ve faşist iktidardan hesap soralım. Direnen işçi kardeşlerimizin kavgasını büyütelim, işgal, grev, direniş bayrağını her yerde dalgalandıralım. Gelecek işçi sınıfının, ezilen halkların olacak!” diyerek tamamladı.