
Komünist önder İbrahim Kaypakkaya’nın 18 Mayıs 1973’te Diyarbakır Hapishanesi’nde işkenceyle katledilmesinin 52. yıl dönümünde, TKP-ML Merkez Komitesi yazılı bir açıklama yayımladı. tkpml.com sitesinde yayımlanan çıklamada, “Komünist önder İbrahim Kaypakkaya yoldaşın, faşist Türk devleti tarafından katledilmesinin 52. yıldönümündeyiz. Kürt ve Türk uluslarından, çeşitli milliyet ve inançlarından Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkının bu genç komünist önderi ve partimizin kurucusu İ.Kaypakkaya; 18 Mayıs 1973’te aylar süren işkenceler sonucunda Amed Hapishanesi’nde ölümsüzleşti” denildi.
“İ.Kaypakkaya’nın katledilmesinden günümüze kadar yaşanan sınıf mücadeleleri ve toplumsal pratiğin dersleri; onun sınıf düşmanları tarafından neden “ihtilalci komünizmin en tehlikeli” temsilcisi olarak görüldüğü ve neden tam da bu nedenle katledildiğini ispatlamış durumdadır. İ.Kaypakkaya yoldaş halen Türk devletinin kabusu olmaya devam etmektedir. Bırakalım görüşlerini savunmayı, resminin olduğu afiş ve pankartları taşımak suç olarak görülmektedir. Bu sebepsiz değildir elbette. Çünkü İ.Kaypakkaya yoldaş, TC devletinin üzerinde yükseldiği zemine ışık tutmuş ve dahası bu gerici faşist iktidarın nasıl yıkılacağını göstermiştir” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “TC devletinin üzerinde yükseldiği zemine ışık tutmuş ve dahası bu gerici faşist iktidarın nasıl yıkılacağını göstermiştir” denildi.
Kaypakkaya’nın politik çizgisinin güncelliğini koruduğu vurgulanırken, “İ.Kaypakkaya yoldaş, coğrafyamızın sınıflar mücadelesinin ürünüdür. Bu toprakların sınıf mücadelesinin en ileri bilincidir” ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, 1971 devrimci hareketiyle yeniden ortaya çıkan komünist yönelimin içinde Kaypakkaya’nın “bir istisna” olarak yer aldığı belirtildi. “Onu özel kılan neden, Marksizm-Leninizm-Maoizm’i savunması ve diyalektik materyalizmi kavrayışıdır” denilerek, onun pratiğiyle kuramı birleştiren bir çizgi izlediği vurgulandı.
“Türkiye devriminin niteliği ve yolu, başta Kemalizm’in faşist karakteri olmak üzere Türk devletinin sınıfsal yapısı ve tarihsel gelişimi, başta Kürt ulusal sorunu olmak üzere milli meseleye dair tezleri ve hatta sosyalizmde sınıflar mücadelesine dair tezleri” gibi konularda Kaypakkaya’nın geliştirdiği fikirlerin hâlâ yol gösterici olduğu ifade edildi.
Açıklamada, “Pratikte devrimci olmak, teoriyi pratik devrimci faaliyet içinde oluşturmak, MLM bir ilkedir ve bilimselliğin teminatıdır” ifadelerine yer verildi.
Son olarak, İbrahim Kaypakkaya’nın yalnızca Türkiye’de değil, “Orta Doğu’dan Almanya’ya ve hatta Bangladeş’ten Hindistan’a, Filipinler’den Nepal’e” kadar pek çok ülkedeki direnişlerde anıldığı belirtildi. Açıklama, “İbrahim Kaypakkaya Kavgamızda Yaşıyor, Yaşayacak!” sözleriyle sona erdi.