
Suriye’de 11 Haziran günü ülke genelinde yaşanan saldırı ve infazlarda en az 29 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin (SOHR) paylaştığı verilere göre, bu ölümlerin önemli bir kısmı Humus ve çevresinde meydana geldi. Olaylar, ülkede altı ay önce başlayan yeni dönemle birlikte artan cezasızlık ve keyfi şiddet ortamının endişe verici boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor.
Humus vilayetinde, Savunma Bakanlığı’yla bağlantılı yerel silahlı gruplar, Talkalah kırsalındaki Baruha köyüne düzenledikleri baskında beş Alevi sivili infaz etti. Aynı vilayette, Talkalah kentinde bir kontrol noktasına düzenlenen silahlı saldırıda dört güvenlik görevlisi yaşamını yitirdi. Bölgeye takviye birlikler sevk edilirken, yeni çatışmaların patlak verebileceğinden endişe ediliyor.
Kent merkezindeki Baba Amr Mahallesi yakınlarında, 75 yaşındaki emekli Hava Savunma subayı Heysem Mahmud’un cesedi bulundu. Mahmud’un bir gün önce evinden ayrıldıktan sonra, Savunma ve İçişleri Bakanlıklarıyla bağlantılı olduğu iddia edilen silahlı kişiler tarafından kaçırıldığı öğrenildi. Benzer şekilde, Masaken el-İdikhar Mahallesi’nde 62 yaşındaki emekli subay Yusuf Mahmud Sarin’in başından vurulmuş cesedi terk edilmiş bir binada bulundu.
Şin kasabasında, bir kontrol noktasında 18 yaşındaki Alevi bir genç, mezhebi sorulduktan sonra silahla vurularak öldürüldü. Olay sırasında yanında bulunan arkadaşı kısa süreliğine alıkonulup serbest bırakıldı. Görgü tanıkları, gencin cesedinin saatlerce yerde bırakıldığını ifade etti.
El-Hula bölgesindeki Türkmen Musa köyünde, genç bir adam dükkânında uğradığı motosikletli ve maskeli kişilerin saldırısı sonucu hayatını kaybetti.
Rif Şam’a bağlı Card Ras el-Ma’arra bölgesinde, eski bir kara mayınının patlaması sonucu sekiz yaşındaki bir çocuk yaşamını yitirdi. Aynı vilayetin Hafir el-Fuka kasabasında ise, eski rejimle çalıştığı gerekçesiyle “Hatar” lakaplı bir kişi infaz edildi. Kaynaklara göre, öldürülen kişi geçmişte Kalamun Kalkanı ve El-Bustan Derneği gibi yapılarla iş birliği yapmıştı.
Tartus kent merkezinde, kimliği belirsiz silahlı kişiler bir sivili doğrudan hedef alarak öldürdü. Hama’nın kuzeydoğusundaki El-Talisiya kasabasında ise, bir su kuyusunda toplu mezar bulundu. Mezarda eski rejim döneminde öldüğü tahmin edilen 10’dan fazla kişiye ait kalıntılar yer aldı.
Masyaf’a bağlı Ma’rin el-Cebel köyünde, silahlı bir çetenin saldırısına uğrayan bir tütün dükkânı sahibi yaşamını yitirdi.
Halep güney kırsalında, Türkiye destekli grupların konuşlandığı Haddadin köyüne doğru ilerleyen eski bir ‘Kudüs Tugayı’ (Liva el-Kuds) üyesi, silahlı kişilerce öldürüldü. Saldırganların kimlikleri bilinmiyor.
Son olarak, Rakka’nın batı kırsalında El-Cerniye kasabası yakınlarında, İç Güvenlik Güçleri’ne (Asayiş) ait bir kontrol noktasında durmayan ve arandığı belirtilen bir kişi vurularak öldürüldü.
Uluslararası insan hakları kuruluşları, ülkede hem eski hem de yeni rejimlere bağlı güçlerin ağır insan hakları ihlallerine karıştığını ve bu suçların bağımsız yargı organlarınca soruşturulmadığını defalarca dile getirdi. Cezasızlık ortamının sürmesi, özellikle mezhepsel ve etnik azınlıklar açısından büyük bir tehdit oluşturuyor.