
“Bu Grev Öyle ya da Böyle Zaferle Sonuçlanacak!”
Türkiye’nin önde gelen boya üreticilerinden DYO Boya Fabrikası’nda, Petrol-İş Sendikası’na bağlı işçiler, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine grev başlattı. Grev, İzmir Çiğli Organize Sanayi Bölgesi ve Kocaeli’nin Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’ndeki Gebze fabrikalarında eş zamanlı olarak sürüyor.
Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Şivan Kırmızıçiçek, işçilerin ekonomik kriz karşısında eriyen ücretlerine karşı insanca bir yaşam talebiyle mücadele ettiğini vurguluyor. Yaklaşık 20 gündür devam eden grev, işçilerin kararlı duruşuyla sınıf dayanışmasının sembolü haline geldi.
“Ailemizi geçindirebilecek bir ücret talep ediyoruz!”
DYO Boya Fabrikası, Petrol-İş Sendikası’nın 50 yıldan uzun süredir örgütlü olduğu bir iş yeri. Ancak son yıllarda artan ekonomik kriz ve artan yaşam maliyeti, işçilerin geçim koşullarını zorlaştırdı. Ortalama brüt 38 bin TL olan ücretler, işçilerin ailelerini geçindirmesine yetmiyor. Ocak 2025’te başlayan Yeni Dönem TİS görüşmelerinde, sendika işçilerin talepleri doğrultusunda % 117 zam önerdi. Buna karşılık, patron 10’uncu oturumda yalnızca % 60 zam teklif etti; bu oran, bir önceki oturumda % 57 idi. Anlaşma sağlanamayınca, sendika grev kararını hayata geçirdi.
Petrol-İş Sendikası Gebze Şube Başkanı Şivan Kırmızıçiçek, görüşmelerin tıkanma sürecini şöyle anlatıyor:
“Ülkedeki gelişen ekonomik şartlar ve koşullar, maalesef işçilerin ücretlerini eritti. İşçiler böylesi ağır yaşam koşullarında, böylesi zor koşullarda geçinemiyorlar. Geçim sıkıntıları var. Dolayısıyla biz de piyasanın koşullarına uygun olarak taleplerimiz oldu. İnsanca geçinebilecek, ailemizi geçindirebilecek bir ücret talep ediyoruz.”
Ancak patronun % 60’lık teklifinin işçilerin taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu belirten Kırmızıçiçek, “En son tekliflerimiz, biz burada tabii % 117 civarında bir talebimiz vardı. İşverenin talebi ise % 60’larda, 60’lardan yukarı çıkmadı. Çıkmayınca da tabii grev kararımızı biz toplu süreçten yasal bir parçası olarak görüyoruz” dedi.
“Grev alanını bir düğün havasına çevirdik”
Grev, Yaşar Holding’e bağlı DYO Boya Fabrikası’nın hem İzmir Çiğli hem de Gebze tesislerinde sürüyor. Çiğli Organize Sanayi Bölgesi’ndeki fabrikada 250-300 işçi çalışırken, Gebze’deki fabrika da Petrol-İş Sendikası’nın Gebze Şubesi’ne bağlı. Toplamda 500’ün üzerinde işçi grevde.
Kırmızıçiçek, “Yaşar Holding’e bağlı bir iş yeri. Bir fabrikası İzmir’de var, orası da Petrol-İş Sendikası İzmir Şubesi’ne bağlı. Diğeri de burada Gebze Şubesi’ne bağlı bir fabrika. Yani toplamda 500 civarında bir işçiden bahsediyoruz. Yarısı burada, yarısı İzmir tarafında çalışıyor” diyerek grevin kapsamını özetledi.
İzmir’deki işçiler, grev kararının ardından fabrika önünde toplanarak grev pankartını astı. Gebze’de de işçiler, Dilovası Organize Sanayi Bölgesi’nde grev çadırı kurarak direnişlerini sürdürüyor.
Grev, 20 gündür fabrika kapılarında kararlılıkla devam ediyor. Kırmızıçiçek, grev alanındaki atmosferi şu sözlerle aktarıyor: “İşçiler 20 günden beri fabrikanın kapısında kararlı bir şekilde direniyor. Grev çadırımız 7/24 devam ediyor. Bütün arkadaşlarımız grev alanını boş bırakmıyorlar. Geceleri bile grev çadırımız tıklım tıklım. İşçilerimiz halaylarıyla, türküleriyle, diğer sınıf dostlarımızın dayanışmasıyla burayı grev alanını bir düğün havasına çevirdiler resmen.”
“Sınıf örgütleri sürekli burada yanımızdalar”
Grev, üç vardiya sistemiyle organize ediliyor. Grev gözcüleri, gece vardiyasında alanı temizleyip çayı demleyerek sabah gelen işçilere devrediyor. Sendika yöneticileri ve gönüllü işçiler, grev çadırında sürekli nöbet tutuyor. Kırmızıçiçek, “Üç vardiya şeklinde grev gözcülerimiz var. Daha gece vardiyasında olan arkadaşlarımız sabah grevi devrederken, ortalığı temizlerler, gerekli düzenini sağlar, çayı demleyip, sabah gelen arkadaşları beklerler. Gönüllü olarak olan arkadaşlarımız var, işyeri temsilcilerimiz burada. Biz sendika yöneticiler olarak sürekli burada, grev çadırındayız zaten. Onları yalnız bırakmıyoruz” dedi.
Grev alanı, yalnızca bir mücadele mekânı değil, aynı zamanda işçilerin dayanışma ruhunu güçlendiren bir alan haline geldi.
“Kahvaltılar yapılıyor, çaylarımız içiliyor. Daha sonrasında bu hareketli bir bölge bizim olduğumuz yer. Emek yoğun bir bölge olduğu için buradaki çevredeki iş yerleri sürekli ziyaretlere geliyorlar, dayanışmalarını sunuyorlar. Demokratik kitle örgütleri, sınıf örgütleri sürekli burada yanımızdalar” diyen Kırmızıçiçek, çevredeki işçilerden ve emek örgütlerinden gelen desteği vurguladı.
“Sıra diğer sınıf kardeşlerimizde!”
DYO grevi, sadece ekonomik taleplerle sınırlı değil; tüm işçi sınıfı için bir dönüm noktası olarak görülüyor. Şube başkanı, grevin daha geniş bir anlam taşıdığını ifade ediyor: “DYO işçisi burada belki uzun yıllardan sonra ilk defa bir greve çıktı ama bu grevin kazanılması sınıf açısından son derece önemli. Sonuçta grev sadece kendileri için değildir. Bugün burada bu grevlerin zafere ulaşması meselesi sadece onların ekonomik koşullarıyla alakalı bir durum değil. Aynı taleplerle benzer sebeplerle şu an ülkenin birçok noktasında grevler, direnişler devam ediyor.”
Petrol-İş Sendikası’nın İzmir, Adana, Mersin, Gebze ve İstanbul’daki diğer grevleriyle bağlantılı olan DYO grevi, işçiler arasında dayanışma bilincini güçlendiriyor. Kırmızıçiçek, daha önce zaferle sonuçlanan Portakal Plastik grevini örnek gösteriyor: “Daha öncesi Portakal Plastik grevimiz vardı. 28 günlük bir grevi oldu. Bu da zaferle sonuçlandı. Bugün Portakal işçisi her gün DYO grev alanına geliyor. Sürekli ziyaretler yapıyorlar. Çünkü biliyorlar ki ‘biz kazandık, sıra diğer sınıf kardeşlerimizde’.”
İşçilerin bilinç seviyesinin yükseldiğini de vurguluyor Kırmızıçiçek: “Eski zaman olsaydı mesela bir yerde dayanışma ya da bir greve gittiğimiz zaman biraz daha çekimser davranırlardı. Ama bugün onu yaşayarak gördükleri için şu anki bilinç seviyeleri her zamankinden daha iyi seviyede diyebilirim.”
“Biz buradayız. Direniyoruz!”
DYO fabrikasında daha önce grev deneyimi yaşanmış, ancak mevcut işçilerin ve Patron temsilcilerinin çoğu bu dönemi görmemiş.
Kırmızıçiçek, “Çok uzun yıllar evvel burada bir grev yaşanmış. Şu an çalışan işçilerin hiçbiri bu grevi görüp yaşamamış insanlar. Ve patron da, patronun yetkililerinin de çoğu daha önceki grevi yaşamamış, görmemiş insanlar” diyerek grevin hem işçiler hem de patron için yeni bir deneyim olduğunu belirtiyor.
Ancak sendika bu sürece hazırlıklıydı: “Biz greve tabii çıkmadan önce böylesi bir sonuçla karşılaşabileceğimizi de hesap ederek grev hazırlıklarımıza çok erkenden başlamıştık zaten. Daha toplu süreçlerin grev kararı alındıktan sonra yaklaşık iki aya yakındı. Burada biz iş yerinde tepki eylemlerimiz devam ediyordu. Fabrika giriş çıkışlarında yürüyüşlerimiz, mesaide kalma eylemleri gibi birçok hazırlık süreçlerimiz vardı.”
Grev, işçilerin kararlı duruşuyla devam ederken, Kırmızıçiçek tüm sınıf dostlarına dayanışma çağrısı yapıyor: “Biz buradayız. Direniyoruz. Bütün sınıf dostlarımızı DYO grevi başta olmak üzere nerede bir grev, eylem, direniş varsa bütün bu grev ve eylemlerin etrafında kenetlenmeye, onun başarıya giden yolundaki taşları döşemeye davet ediyorum.”
Bu çağrı, grevin yalnızca DYO işçileri için değil, tüm işçi sınıfı için bir mücadele olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor.
DYO Boya Fabrikası’nda grev, Gebze ve İzmir’de işçilerin ortak mücadelesiyle sürüyor. Talepler kabul edilene kadar direnişi sürdürmekte kararlı olan işçiler, grev çadırında halaylarla, türkülerle ve dayanışmayla moral buluyor. Kırmızıçiçek, grevin zaferle sonuçlanacağına inanıyor: “Bu grev öyle veya böyle zaferle sonuçlanacak. Biz buna inanıyoruz. Ama zaferle sonuçlandıktan sonra da buradaki DYO işçileri, diğer sınıf kardeşlerinin mücadelenin zafere ulaşması için gerekli duyarlılığı ortaya koyacaktır.”