
KESK Mersin Şubeler Platformu, OHAL döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin göreve iadesi için Pozcu GMK Bulvarı’nda basın açıklaması yaptı. “KHK’ler gidecek, biz kalacağız” pankartının taşındığı açıklamada, “İşimizi geri istiyoruz” ve “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganlarıyla emekçilerin direnci bir kez daha vurgulandı. Basın metnini platformun dönem sözcüsü Mahmut Sümbül okudu.
“KHK’ler, barış ve demokrasiye karşı bir baskı aracıdır”
Mahmut Sümbül, açıklamasında barış ve çözüm sürecinin yeniden gündeme geldiği bir dönemde, KHK ile ihraç edilen emekçilerin görevlerine iadesinin toplumsal barış açısından kritik olduğunu vurguladı. OHAL sonrası yaşanan ihraçları, doğrudan bir baskı politikası olarak niteleyen Sümbül, “KESK olarak hem askeri hem sivil her türlü darbeye karşı durduk. Ancak barışı, emeği ve demokrasiyi savunduğumuz için üyelerimizin görevlerinden uzaklaştırılması kabul edilemez. Bu açık bir bastırma girişimidir” dedi.
“Barış istemek suç değil, zorunluluktur”
Sümbül, sadece barış istedikleri için üniversitelerden uzaklaştırılan akademisyenleri de hatırlattı. “‘Bu suça ortak olmayacağız’ diyen akademisyenler toplumun vicdanı oldular, ancak bu vicdan yıllardır susturuluyor” ifadelerini kullanan Sümbül, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen beraat eden akademisyenlerin bile göreve döndürülmediğine dikkat çekti. “Bilimsel özerklik yok edildi, üniversiteler iktidarın sesi haline getirildi” dedi.
“Barış için hukuksuzluklara son verilmeli”
Toplumsal barışın önünü açmanın yolunun, hukuksuzlukların ortadan kaldırılmasından geçtiğini belirten Sümbül, “Barış ve demokrasi iddiasında bulunuyorsak, ilk adım emekçilerin gasp edilen haklarının iadesi olmalıdır” dedi. Sendikal faaliyetleri, kadın mücadelesi ya da düşünce özgürlüğü nedeniyle ihraç edilen emekçilerin görevlerine dönmesinin, sadece bireysel bir adalet değil, aynı zamanda kamu vicdanının onarılması anlamına geldiğini ifade etti.
Açıklamanın sonunda Sümbül, toplumsal kaosun sona erdirilmesi için yeniden hukuk zeminine dönülmesi ve barış ortamının kalıcı şekilde tesis edilmesi gerektiğini vurguladı.