
Pir Sultan Abdal Şenlikleri sırasında, Sivas Madımak Oteli’nde radikal İslamcı grubun çıkardığı yangında hayatını kaybeden 33 aydın ve sanatçı ile 2 otel görevlisi anıldı. Çok sayıda demokratik kitle örgütü, sendika ve yurttaş bir araya gelerek, Mevlana Caddesi’nde birleşen kollarla katliamın yaşandığı Madımak Oteli’ne doğru yöneldi.
Buluşmada “Yanan canlar kalbimizde, yakan caniler aklımızda”, “Bu ateş sönmedi, unutmadık” ve “Sivas’ın ışığı sönmeyecek” sloganları yükseldi. Katılımcılar, Madımak’ta hayatını kaybedenleri anarken, adalet talebini bir kez daha dile getirdi ve bu acının unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.
“Utanç Müzesi Haline Getirilmesi İçin Henüz Bir Adım Atılmadı”
Madımak Oteli’nde yakılarak katledilenler arasında yer alan ünlü sanatçı Muhlis Akarsu’nun yakınlarından Selahattin Akarsu da yürüyüşe katıldı. Elinde sazıyla, yangında hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını taşıyan Selahattin Akarsu, önemli bir çağrıda bulundu:
“Olayın yaşandığı yerin bir utanç müzesine dönüştürülmesi için henüz bir adım atılmadı” diyen Akarsu, Madımak Oteli’nin hak ettiği şekilde anılmadığına dikkat çekti. Otelin bilim ve kültür merkezi olarak açılmasına da tepki gösterdi.
Selahattin Akarsu, “Otuz üç yıl geçti. Her yıl insanlar birliğin ve dayanışmanın örneğini sergiliyor, bu zulme karşı dimdik duruyor. Ancak bu süreçte, olayın yaşandığı yerin bir utanç müzesine dönüştürülmesi için henüz bir adım atılmadı. Çünkü buna izin vermiyorlar. Ama bu bir izin meselesi değil. Biz şehit aileleri olarak, kimseden izin almadan mücadelemizi sürdürecek, ülkemizin birliği için sonuna kadar direneceğiz” dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları: “Bizler bu coğrafyanın asli unsurlarıyız”
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, Sivas Madımak Oteli önünde düzenlenen 32. yıl anmasında yaptığı konuşmada, “Bizler bu coğrafyanın misafiri, geçici konukları değiliz. Bizler burada, bu mahallenin asli unsurlarıyız. Türkiye’nin asli yurttaşlarıyız” diyerek eşit yurttaşlık ve toplumsal uzlaşının önemine vurgu yaptı.
Hatimoğulları, Türkiye’de yaşayan bütün halkların asli unsurlar olduğunu belirterek, eşit yurttaşlık ve toplumsal uzlaşının sağlanması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, provokasyonlara karşı birlik çağrısı yaptı ve Alevilerin yaşadığı acılarla cesurca yüzleşilmesi için parlamentoda komisyon kurulmasını talep etti.
32 yıl önce Sivas’ta yapılan katliamın bir provokasyonun sonucu olduğunu vurgulayan Hatimoğulları, “Çok mutluyum, çünkü tıpkı 32 yıl önce Sivas’ta yaratılan düşmanlığa rağmen, bugün bu tür provokasyonlara karşı birlik olmamız gerekiyor. Bizler, bu karanlık güruhların buldukları fırsatlarla oluşturdukları provokasyonlarla devreye girmesini asla kabul etmiyoruz” dedi.
“Bu topraklarda yaşanan katliamlar sadece insanlık suçları değil”
Sivas Katliamı’nın inanç temelli bir nefret suçu olduğunu belirten Tülay Hatimoğulları, günümüzde de benzer provokasyonların sürdüğüne dikkat çekerek, son dönemde Leman Dergisi’nde yayınlanan karikatürün amacından saptırılarak toplumsal gerilimi artıran bir provokasyona dönüştürülmesini ciddi bir tehlike olarak değerlendirdi ve şöyle dedi: “Bu topraklarda yaşanan katliamlar sadece insanlık suçları değil, aynı zamanda inançlara yönelik derin bir nefretin ürünüdür. Günümüzde de benzer karanlık provokasyonlar devam ediyor. Leman Dergisi’nde yayınlanan karikatür, aslında İsrail tarafından hapsetmiş bir Müslüman’ın durumunu anlatmaya çalışıyordu, ancak amacından saptırılarak provokasyon malzemesi haline getirildi. Bizler bütün inançlara saygı duyuyoruz..”