EkolojiGüncel

Cengiz Holding’in maden projesine karşı eylem

Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu, Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin siyanürlü altın madeni projesini protesto etti.

Cengiz Holding’e bağlı Eti Bakır A.Ş.’nin Eskişehir Alpagut ve Atalan mahalleleri sınırlarında yürütmeyi planladığı siyanürle altın çıkarma projesi, protesto edildi. Eskişehir Doğa ve Yaşam Platformu üyeleri, projeye ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nda gerçekleştirilen 2’nci İnceleme Değerlendirme Kurulu (İDK) toplantısıyla eş zamanlı olarak Ankara’da bakanlık binası önünde açıklama yaptı.

Platform adına konuşan Meltem Oktay, Eskişehir’in doğasının talana açıldığını vurgulayarak, projenin yer aldığı bölgenin sadece çevresel değil, tarımsal ve kültürel açıdan da kritik bir öneme sahip olduğuna dikkat çekti.

“İç Anadolu’nun Çukurovası göz göre göre yok ediliyor”

Meltem Oktay, projenin yapılmak istendiği alanın Orta Sakarya Havzası’nda yer aldığını belirterek şöyle konuştu:

“Bu bölge, Sakarya Nehri’ne yalnızca 4 kilometre uzaklıkta. Verimli topraklarıyla narenciyeden sebzeye, meyveden tahıla dört mevsim ürün veren, Iğdır’la birlikte mikroklima özelliği taşıyan nadir alanlardan biri. Proje sahasında 28 endemik bitki türü, 61 omurgalı hayvan türü ve 128 kuş türü tespit edildi. Ayrıca 1. derece arkeolojik sit alanına sadece 200 metre mesafede bulunuyor.”

Oktay, projenin tarımı, biyoçeşitliliği ve tarihi dokuyu geri dönüşü olmayacak şekilde yok edeceğini vurguladı.

“Siyanür ve ağır metaller yer altı sularına sızacak”

Altın madeni işletmesinde kullanılacak siyanürün ve toprakta serbest kalacak ağır metallerin bölgenin su kaynaklarını tehdit ettiğini belirten Oktay, şunları söyledi:

“Siyanürle birlikte serbest kalacak arsenik, kurşun, cıva gibi metaller Sakarya Nehri’ni besleyen yer altı sularına karışacak. Bu zehirli bileşenler solunum, içme suyu ya da gıdalar yoluyla insan vücuduna girecek. Sonuçları ise ağır: kan hastalıkları, kalp ve böbrek yetmezliği, çeşitli kanser türleri, doğumsal anomaliler ve zihinsel-fiziksel gelişim bozuklukları…”

“Bu sadece çevre meselesi değil, bir yaşam hakkı meselesi”

Platform, geçtiğimiz yıl 15 Ağustos’ta düzenlenen Halkın Katılımı Toplantısı’nda da projeye karşı kitlesel bir irade sergilendiğini hatırlatarak, mücadelenin büyüyerek süreceğini dile getirdi.

Meltem Oktay, maden projesinin sadece çevre felaketi değil, aynı zamanda sınıfsal bir sömürü zincirinin parçası olduğunun altını çizdi:

“Ülkemiz, gözü dönmüş patronların talan ve yağma yarışına sahne oluyor. İktidar ise bu yağmanın önündeki tüm engelleri kaldırmakla meşgul. Ormanları, zeytinlikleri, sulak alanları ve yaşam alanlarını sermayeye peşkeş çeken torba yasa teklifleri ile doğa savunucularını susturabileceklerini sanıyorlar.”

“Azmimizi ve kararlılığımızı küçümseyenler yanılıyor”

Oktay, doğa ve yaşam savunucularının bu tür tehditlere karşı kararlılıkla direneceğini belirtti:

“Toprağımızı, suyumuzu, sağlığımızı ve geleceğimizi savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Bu mücadele yalnızca bugünün değil, çocuklarımızın ve doğanın geleceği için verilen bir yaşam mücadelesidir.”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu