Güncel

Cumartesi Anneleri/İnsanları: Ferhat Tepe’yi unutmadık!

Cumartesi Anneleri/İnsanları, eylemlerinin 1063. haftasında 19 yaşında kaçırılarak kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe için bir kez daha Galatasaray Meydanı’nda buluştu: “Bu yarayı kanatan acılar tanınmadan demokratikleşme olmaz.”

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için 1063. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu hafta, 28 Temmuz 1993’te Bitlis’te kaçırılan Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe’nin kaybedilişinin 32. yılı vesilesiyle adalet talebi öne çıktı.

Açıklamayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına Zeynep Yıldız okudu. Yıldız, TBMM’de kurulan yeni komisyona dikkat çekerek, “Hakikatin inkâr edilmediği, duyguların görmezden gelinmediği ve siyasetin çözüm üretebildiği bir Türkiye için Cumartesi Anneleri’nin de dinlenmesi gerekir” dedi.

Yıldız, Cumartesi Anneleri’nin varlığının geçmişte yaşananların hâlâ kanayan bir yara olduğunun göstergesi olduğunu vurgulayarak, “Türkiye’nin demokratikleşmesi ancak bu gerçeğin kabul edilmesi ve bu yarayı kanatan acıların tanınmasıyla mümkündür. Bunun için de susturulmak istenenlerin sesi ve talepleri duyulmalıdır” ifadelerini kullandı.

“Tepe’yi Türk İntikam Tugayı adına kaçırdık”

Açıklamada, 19 yaşındaki Ferhat Tepe’nin, 28 Temmuz 1993’te Bitlis şehir merkezinde silahlı ve telsizli üç kişi tarafından kaçırıldığı hatırlatıldı. Ailenin ve gazetenin başvurularına rağmen tüm resmi kurumların Tepe’nin gözaltına alınmadığını söylediği belirtildi.

Yıldız, “Kaçırılmanın ardından eve telefon eden bir kişi, Tepe’yi Türk İntikam Tugayı adına kaçırdıklarını, serbest bırakılması için babası İshak Tepe’nin DEP Bitlis İl Başkanlığı’ndan istifa etmesi ve 1 milyar lira ödemesi gerektiğini söyledi” diye konuştu.

İshak Tepe’nin, telefondaki sesi dönemin Tatvan Tugay Komutanı Korkmaz Tağma’ya benzettiği bilgisi de paylaşıldı.

“Etkin bir soruşturma yapılmadı”

Ferhat Tepe’nin ağır işkence izleri taşıyan bedeni, 13 gün sonra Elazığ Kimsesizler Mezarlığı’nda “meçhul kişi” olarak gömülü halde bulundu. Resmi kayıtlarda “Hazar Gölü’nde boğulma” olarak geçen ölüm, tanık ifadeleriyle çeliştiğini belirten Yıldız, “Ferhat Tepe’yi kaçırılırken gören ve işkenceli sorguda gördüğünü açıklayan 14 tanık vardı” dedi.

Ailenin AİHM’e başvurduğunu hatırlatan Yıldız, “AİHM, soruşturmada ‘şaşırtıcı eksiklikler’ tespit etti. Hükümetin işbirliği yapmadığını, delillere ulaşımı engellediğini belirterek Türkiye’yi mahkûm etti” diye ekledi.

Anayasa Mahkemesi’nin 2016’da hak ihlali kararı verdiğini hatırlatan Yıldız, “Mahkeme, zamanaşımını gerekçe göstererek dosyanın yeniden açılmasını engelledi. Böylece Ferhat Tepe’yi işkenceyle öldürenler ve bedenini kaybedenler için adli süreç cezasızlıkla sonuçlandı” ifadelerini kullandı.

“Cezasızlıkla mücadele adaletin şartıdır”

Cezasızlıkla mücadele etmenin adaletin şartı olduğunu vurgulayan Yıldız, “Gerçek bir adalet sistemi, suçluyu cezalandırmakla kalmaz; gelecekteki suçları da önler. Cezasızlıkla mücadele, adaletin tesisi için atılması gereken en önemli adımdır. Kaç yıl geçerse geçsin Ferhat Tepe için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmesi gerektiğini hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu