Bugün, Janabatantrik Chhatra Sangh tarafından gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Sahara Chowdhury derhal üniversitedeki görevine iade edilmelidir” dendi.
Emperyalizme sadık aşırılıkçı-toplumsal güçlerin faaliyetlerini ve yükselişini güçlü bir elle ezin!” talepleriyle yapıldı ve şu ifadelerle devam etti:
“Dün (13 Ağustos 2025), trans-aktivist Sahara Chowdhury, ataerkil, aşırılıkçı-toplumsal güçlerin ölüm tehdidine karşı protest-espirili bir karikatür çizdiği için ‘güruhun’ baskısı altında kendi üniversitesinden atıldı. Bu olay bize hükümetin, devletin ve sosyal sistemin aşırılıkçı-toplumsal güçlerin işbirlikçisi, yatakçısı ve destekçisi olduğunu kanıtlamaktadır. Janabatantrik Chhatra Sangh olarak Sahara Chowdhury’nin üniversite tarafından haksız yere atılmasını protesto ediyoruz. İhraç kararını kınıyor ve Sahara Chowdhury ile dayanışma içinde olduğumuzu ifade ediyorum.
Trans-kimlik gruplarının ülkemizin sömürülen ve ezilen halklarının bir parçası olduğu unutulmamalıdır. Tüm siyasi, ekonomik ve eğitim faaliyetlerinde varlıkları yok sayılmakta, toplumsal olarak ötekileştirilmekte ve çoğu zaman bu tür ‘çetelerin’ baskısı altında katledilmektedirler. Trans gruplar üzerinde bu tür siyasi, ekonomik ve sosyal baskılar uygulanarak dilenciliğe ve fuhuşa itilmektedirler. Bu olay bize bir kez daha yarı-sömürge yarı-feodal toplumumuzda kadınlara, çocuklara ve LGBTQ+ bireylere yönelik ataerkil sömürünün; devlet daireleri ve mahkemelerden tarlaların, fabrikaların, kolejlerin ve üniversitelerin kapılarına kadar her alanda her zaman mevcut olduğunu hatırlatmaktadır.
Mevcut ABD emperyalizmine sadık Dr. Yunus liderliğindeki STK’lar ve sivil toplumdan oluşan “geçici hükümet” ne kadar reform mesajı yayarsa yaysın, sonuçta onların reformları bu ataerkil sisteme ve onu besleyen aşırıcı-cemaatçi güçlere sadece yardım edecek; onların reformları bu ülkenin işçi-köylü, yurtsever-demokrat, kadın ve diğer cinsiyet-farklı insanlarının kan emici yarı-feodal sınıflarına yarar sağlayacaktır; ABD emperyalizmine yarar sağlayacaktır. Yani buradaki insanların siyasi, ekonomik, sosyal, kişisel ve kimliksel güvenliği mevcut devlet, hükümet ve sosyal sistem altında asla sağlanamayacaktır.
Sahara Chowdhury’nin de aralarında bulunduğu trans gruplar Awami faşizmine karşı Temmuz öğrenci ayaklanmasında öncü rol oynarken, bu aşırıcı-cemaatçi güçlerin ağızlarını açmadan oturduklarını da bu olayda belirtmek gerekir. Ancak isyan sonrası dönemde, translar hakları konusunda konuşmaya ve seslerini yükseltmeye başladıklarında, kafaları atıyor; sadece kafaları değil, belki de Amerikalı komprador Yunus’un kafası da atıyor!
Görüyoruz ki, radikal-cemaatçi güçler gerici çıkarlarına ulaşmak için halkı yanlış yönlendiriyor ve bu mazlum gruba karşı ‘çeteleri’ kışkırtıyor. Awami Faşizmi rejimi sırasında blog yazarlarının öldürülmesinden başlayarak çeşitli ilerici-demokrat-yurtsever bireylerin öldürülmesi olaylarına tanık olduğumuzu açıkça hatırlatmak isteriz. ‘Çeteler’ tarafından kışkırtılan cinayet ve şiddetin sıradan bir mesele haline geldiği günümüzde, Awami Faşist rejimi ile bu “geçici hükümet” rejimi arasında hiçbir fark yoktur. Chhatra Sangh olarak Sahara Chowdhury’nin üniversite tarafından haksız yere ihraç edilmesini kınıyor ve Sahara Chowdhury’nin derhal üniversitedeki görevine iade edilmesini talep ediyoruz.”
Açıklama şu çağrıyla sonlandırıldı: “Sizi, emperyalizme sadık aşırıcı-toplumsal güçlerin faaliyetlerini ve yükselişini güçlü bir el ile ezmeye çağırıyoruz; ABD emperyalizmine sadık patriyarka radikal dini mezhepçiliğin sponsoru olan ordu tarafından desteklenen bu “geçici hükümetin” halk karşıtı faaliyetlerine karşı sesinizi yükseltin; yarı-sömürge, yarı-feodal sınıfların çıkarlarını koruyan, emperyalizme ve yayılmacılığa sadık bu devlet ve hükümet sistemini bir tarım devrimiyle yıkın ve işçi sınıfının önderliğinde sosyalizm ve komünizme yönelen demokratik bir halk devleti ve hükümet sistemi kurun.”