




KOCAELİ- Kandıra’da kurulmak istenen çöp tesisi, köylülerin yaşam alanlarını yok sayarken, Kandıra F Tipi Kapalı Hapishanesi’nde bulunan tutsakları da doğrudan tehdit ediyor. Devletin rant politikalarına karşı direnen köylüler, yaşamlarını ve doğalarını savunmak için mücadele veriyor.
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Adem Arı, köylülerle yürüttükleri saha çalışmalarını Özgür Gelecek’e anlattı. Arı, köylere dosya ile gidip sorular sorarak ve sohbet ortamı yaratarak halkın sesini ortaya çıkardıklarını söyledi:
“Yokların hepsini var ediyoruz. Sohbetler çok önemli.”
DEM Parti Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Adem Arı, köylülerle yürüttükleri saha çalışmalarını Özgür Gelecek’e anlattı. Arı, köylere dosya ile gidip sorular sorarak ve sohbet ortamı yaratarak halkın sesini ortaya çıkardıklarını söyledi:
“Yokların hepsini var ediyoruz. Sohbetler çok önemli.”
“Hukuk sistemine güven kalmadı”
Aynı zamanda Kocaeli Kandıra Kültür ve Çevre Derneği’nde (KANÇED) yönetici olan Arı, köylerde yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekerek, “Bir mahkemeyi kazanıyorsunuz, sonra dava başka bir mahkemeye gidiyor ve karşı taraf kazanıyor. Hukuk sistemine güven kalmadı” dedi.
Çöp tesisi yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda iktidarın ekonomik kaygılarla halkı baskı altında tutma yöntemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Bölgenin, İzmit’in sanayileşmemiş tek alanı olduğunu vurgulayan Arı, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) su havzaları üzerinde hiçbir çivi çaktırmadığını, ancak Kandıra’nın İSKİ bölgesine yakın olmasına rağmen bu kurumun görev alanında olmadığını belirtti.
Arı, buna karşın İSKİ’nin kendisine tehdit oluşturacak girişimleri engellediğini söyledi. Örnek olarak, Kandıra Sofrası yanına açılmak istenen benzin istasyonunun İSKİ tarafından engellendiğini, ancak lokanta ve tesislerin bölge hafızasını etkilemediğini aktardı. Yetkililerin projeye karşı ses çıkaracak hiçbir güç bırakmadığına dikkat çekti.
Arı, yaptıkları eylemin hukuka uygun olduğunu ve amacın toprak, orman ve su kaynaklarının el konmasına karşı durmak olduğunu ifade etti. Maden yasasının Anayasa’nın 56. maddesine aykırı olduğunu belirterek, “Herkes sağlıklı, dengeli, temiz bir çevrede yaşama hakkına sahip. Devlet ve vatandaşlar bunu korumakla sorumlu” dedi.
Çöp tesisi yalnızca hukuki bir mesele değil, aynı zamanda iktidarın ekonomik kaygılarla halkı baskı altında tutma yöntemlerinden biri olarak öne çıkıyor. Bölgenin, İzmit’in sanayileşmemiş tek alanı olduğunu vurgulayan Arı, İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi’nin (İSKİ) su havzaları üzerinde hiçbir çivi çaktırmadığını, ancak Kandıra’nın İSKİ bölgesine yakın olmasına rağmen bu kurumun görev alanında olmadığını belirtti.
Arı, buna karşın İSKİ’nin kendisine tehdit oluşturacak girişimleri engellediğini söyledi. Örnek olarak, Kandıra Sofrası yanına açılmak istenen benzin istasyonunun İSKİ tarafından engellendiğini, ancak lokanta ve tesislerin bölge hafızasını etkilemediğini aktardı. Yetkililerin projeye karşı ses çıkaracak hiçbir güç bırakmadığına dikkat çekti.
Arı, yaptıkları eylemin hukuka uygun olduğunu ve amacın toprak, orman ve su kaynaklarının el konmasına karşı durmak olduğunu ifade etti. Maden yasasının Anayasa’nın 56. maddesine aykırı olduğunu belirterek, “Herkes sağlıklı, dengeli, temiz bir çevrede yaşama hakkına sahip. Devlet ve vatandaşlar bunu korumakla sorumlu” dedi.
Alternatif yerler reddedildi
Büyükşehir Belediyesi’ne alternatif yerler gösterildiğini, hiçbir yerin uygun görülmediğini ve CHP ile AKP’nin İzmit’ten uzaklaştırma konusunda hemfikir olduğunu aktaran Arı, “CHP’li belediyenin kendi toprakları yerine Kandıra’yı tercih etmesi, sürecin politik yönünü ortaya koyuyor” sözlerine yer verdi.
Tesisin teknik etkileri de ciddi bir endişe kaynağı: “Orman kesilecek, mera alanları yok edilecek ve su kaynakları kirletilecek. Deprem bölgesinde yapılan sızdırmazlık önlemlerinin yetersizliği, membran kırılması ve kök suyun yapıyı delmesi gibi riskler var. Alt bölgede Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve barajların üstüne tesisler yapılması ise sürecin ekolojik boyutunu ağırlaştırıyor” dedi.
Tesisin teknik etkileri de ciddi bir endişe kaynağı: “Orman kesilecek, mera alanları yok edilecek ve su kaynakları kirletilecek. Deprem bölgesinde yapılan sızdırmazlık önlemlerinin yetersizliği, membran kırılması ve kök suyun yapıyı delmesi gibi riskler var. Alt bölgede Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi ve barajların üstüne tesisler yapılması ise sürecin ekolojik boyutunu ağırlaştırıyor” dedi.
“Toprak kirlenirse insanlar ekim yapamaz”
Hükümet, halkın mücadeleci kimliğini kırmak için kırsal alanlarda sanayileşme politikası uyguluyor. Kırsal nüfusun azalmasının mücadeleyi zorlaştırdığını söyleyen Arı, şehirlerde yaşayanların “koyunlaşmış” olduğunu, kırsalda ise direniş ruhunun güçlü olduğunu belirterek “Köylünün coğrafya ile bağı güçlü. Eğer toprak kirlenirse, su kirlenirse insanlar ekim yapamaz” dedi.
Halkı bir araya getirmenin ve süreci sürüklemenin önemine dikkat çeken Arı, standlarının 16. gününde olduğunu ve 14 gün daha devam edeceğini dile getirerek, “Az ama sürekli eylemlerle direnişi canlı tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
Halkı bir araya getirmenin ve süreci sürüklemenin önemine dikkat çeken Arı, standlarının 16. gününde olduğunu ve 14 gün daha devam edeceğini dile getirerek, “Az ama sürekli eylemlerle direnişi canlı tutuyoruz” ifadelerini kullandı.
Tutsakların yaşam hakkı tehdit altında
Çöp tesisinin Kandıra F Tipi Kapalı Hapishanesi’nin yanında bulunması, hükümetin siyasi tutsakları yıldırma ve sindirme politikalarını da sürdürüyor. Gergerlioğlu, hapishanenin bu durumdan etkileneceğini vurguladı:
“Kandıra hapishanesi de bu korkunç kokunun etkisi altında kalacak. Memurlar ve mahpuslar için son derece olumsuz bir ortam olacak. Geçtiğimiz günlerde Tekirdağ Yüksek Güvenlik Hapishanesi’ni ziyaret etmiştim. Orada çok yakın, 5-6 kilometre ötede bir çöp tesisinin hapishaneyi çok rahatsız ettiğini, mahpusların en büyük derdinin bu pis koku olduğunu öğrenmiştim.”
Kandıra hapishanesi, tesisin yalnızca 350 metre yanına yapılacak. Bu yakınlık, mahpuslar için ciddi sıkıntılar yaratacak.
Kandıra hapishanesi, tesisin yalnızca 350 metre yanına yapılacak. Bu yakınlık, mahpuslar için ciddi sıkıntılar yaratacak.
AKP’nin ‘Hizmet’ kılıfıyla yürüttüğü yağma politikası
Kandıra’da kurulmak istenen çöp tesisinin bölgedeki coğrafi, kültürel ve siyasi iklimi hedef aldığını ifade eden Gergerlioğlu, çöp tesisinin köylüyü yerinden yurdundan etme projesi olduğunu belirterek, “Kirlenme ve bölgede köylünün üretim yapamaması ve sonunda bölgeden uzaklaşmak zorunda kalması da akabinde gelecek. Bu çoğunlukla birçok yerde gördüğümüz bir olay ve ardından tarımın zaten bittiğini biliyoruz. Tamamen silineceğini de göreceğiz” şeklinde konuştu.
AKP iktidarının doğaya ve halka karşı yürüttüğü yağma politikalarının bir sonucu olarak kurulacak çöp tesisi, 45 kilometrelik bir alandan geçerek denize ulaşacak ve kısa süre içinde bölgenin ekolojik dengesini bozacak.
Gergerlioğlu, “Son maden yasasıyla zeytinlikleri katlettiler, yetmedi. Şimdi de bölgeyi sanayileşmeye doğru açma gayreti var. Köylüler çok tedirgin ve önemli bir alan kirlenecek. Sağlık açısından da ciddi sorunlar ortaya çıkacak” dedi.
Hükümet, sermaye ile birlikte hareket ederek emekçi halkı sömüren politikalara devam ediyor. Gergerlioğlu, şirketler ve devletin iktidar ortaklığıyla hareket ettiğini belirterek, Çevre Bakanlığı’nda olup biteni anlamanın mümkün olmadığını vurguladı. Çetelerdeki zorlukları aşmak için onaylama yasasının çıkarıldığını, şirketlerin kanunsuz işler yaparken mahkemeler tarafından durdurulduğunu ve bunun için çeteyi devre dışı bırakacak bir yöntem bulunduğunu ifade etti. Durumun son derece kritik ve halkın yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu söyledi.
AKP iktidarının doğaya ve halka karşı yürüttüğü yağma politikalarının bir sonucu olarak kurulacak çöp tesisi, 45 kilometrelik bir alandan geçerek denize ulaşacak ve kısa süre içinde bölgenin ekolojik dengesini bozacak.
Gergerlioğlu, “Son maden yasasıyla zeytinlikleri katlettiler, yetmedi. Şimdi de bölgeyi sanayileşmeye doğru açma gayreti var. Köylüler çok tedirgin ve önemli bir alan kirlenecek. Sağlık açısından da ciddi sorunlar ortaya çıkacak” dedi.
Hükümet, sermaye ile birlikte hareket ederek emekçi halkı sömüren politikalara devam ediyor. Gergerlioğlu, şirketler ve devletin iktidar ortaklığıyla hareket ettiğini belirterek, Çevre Bakanlığı’nda olup biteni anlamanın mümkün olmadığını vurguladı. Çetelerdeki zorlukları aşmak için onaylama yasasının çıkarıldığını, şirketlerin kanunsuz işler yaparken mahkemeler tarafından durdurulduğunu ve bunun için çeteyi devre dışı bırakacak bir yöntem bulunduğunu ifade etti. Durumun son derece kritik ve halkın yaşam alanlarının tehdit altında olduğunu söyledi.
Sivil toplum mücadelesi
Bölge halkının isyanına kulak tıkayan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, sermayenin emek onurunu hiçe saymasına da göz yumuyor. Köylüler, olumsuz hava koşullarına rağmen belediye önünde günlerdir imza kampanyası yürütüyor ve başlarına gelecek felaketi bildikleri için ısrarlı bir direniş sergiliyor. Kolluk güçleriyle karşı karşıya gelindiğinde halkın yanında yer alması gerektiği vurgulanıyor.
Köylülere haklarını hatırlatacak ve yasal ile sivil toplum mücadelesinin gerekliliğine dikkat çeken Gergerlioğlu, “Bir şekilde öneriler sunulmalı. Biz mecliste gerekenleri yapıyoruz ancak tabii sahada köylülerin kolektif bir direniş örgütlediklerini görüyoruz. Burayı güçlendirmek gerekiyor. Sıkı bir şekilde ortak bir direnişi arttırmak şart. Sivil toplum refleksi son derece önemli. Belediyedeki sivil toplum kampanyası ve benzeri faaliyetler konusunda halkı yüreklendirmeli” şeklinde konuştu.
Köylülere haklarını hatırlatacak ve yasal ile sivil toplum mücadelesinin gerekliliğine dikkat çeken Gergerlioğlu, “Bir şekilde öneriler sunulmalı. Biz mecliste gerekenleri yapıyoruz ancak tabii sahada köylülerin kolektif bir direniş örgütlediklerini görüyoruz. Burayı güçlendirmek gerekiyor. Sıkı bir şekilde ortak bir direnişi arttırmak şart. Sivil toplum refleksi son derece önemli. Belediyedeki sivil toplum kampanyası ve benzeri faaliyetler konusunda halkı yüreklendirmeli” şeklinde konuştu.
14 Ağustos 2025