EmekGüncel

SÖYLEŞİ | SAG Hidrolik’te Sendikal Mücadeleye Baskı: İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecektir!

Eylemler, sadece bireysel bir direniş olarak kalmayıp, fabrikada örgütlü olmanın ve haklarını birlikte savunmanın önemini de gözler önüne serdi.

SAKARYA– Sakarya Hendek’te faaliyet gösteren İtalyan sermayeli SAG Hidrolik fabrikasında, sendikal faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle vardiya sorumlusu Onur Kahraman’ın işten çıkarılması,
işçiler arasında büyük tepki yarattı.

Kahraman’ın işten atılması, hem bireysel bir mağduriyet hem de örgütlenme hakkına yönelik bir saldırı olarak değerlendirildi.
Birleşik Metal-İş Sendikası yetkilileri, işten çıkarma kararının tamamen haksız olduğunu belirterek, patronla diyalog kapılarının hala açık olduğunu, ancak çalışanların örgütlenme haklarından asla vazgeçmeyeceklerini ifade etti.
Yetki sürecinin tamamlanmasının ardından toplu iş sözleşmesi masasına oturulması ve tüm çalışanların haklarının güvence altına alınması hedefleniyor. Fabrikada yürütülen sendikal örgütlenme çalışmaları, 140 kişilik işçi grubunun çoğunluğunu kapsayacak şekilde ilerliyor. Bakanlığa yapılan yetki talebinin ardından, örgütlenme komitesinde yer alan Onur Kahraman’ın işten
çıkarılması, sürecin kritik aşamasında işçilerde büyük bir öfke yarattı. Bu gelişmenin ardından sendika üyeleri, fabrika önünde eylem kararı aldı.
Çalışma arkadaşları, Kahraman’ı yalnız bırakmayarak dayanışma eylemlerine başladı. Emekçiler, her molalarını işten çıkarılan arkadaşlarının yanında geçirerek ıslık ve alkışlarla destek verdiler. Patronun tehdit ve uyarılarına rağmen işçiler, dayanışma sayesinde hem hak arayışlarını hem de sendikal mücadele iradelerini ortaya koydular.Eylemler, sadece bireysel bir direniş olarak kalmayıp, fabrikada örgütlü olmanın ve haklarını birlikte savunmanın önemini de gözler önüne serdi.
İşçiler, sendikal haklarının ve insanca çalışma koşullarının korunması için birlik olmanın zorunluluğunu bir kez daha vurgulamış oldu. Özgür Gelecek Gazetesi’ne konuşan Onur Kahraman ve Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şube Sekreteri Hakan Küçük, sendikal faaliyetlerin anayasal bir hak olduğunu hatırlatarak süreci ve yaşananları tüm ayrıntılarıyla aktardı.

Kahraman, işten çıkarılmasının sendikal baskının bir parçası olduğunu belirtirken, Küçük ise fabrikanın her aşamada işçilerin haklarına saygı göstermesi gerektiğini dile getirdi.

“Bu gidişe son vermek istedik”
SAG Hidrolik fabrikasında vardiya sorumlusu olarak çalışan Onur Kahraman, sendikal faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle haksız bir şekilde işten çıkarıldı. Kahraman, bu durumu emekçiyi sindirme ve sömürü düzenine mahkûm etme girişimi olarak nitelendirdi. Sendikaya üye olma sürecini ise şu sözlerle anlattı: “Ben fabrikada normal vardiya sorumlusuydum ve işçi temsilcisi olarak
çalışıyordum. Beni sendikaya yönlendiren şey, çalışma arkadaşlarımın yaptıkları iş karşılığında düşük maaşlarla çalıştırılıyor olmalarıydı. İş arkadaşlarımla birlikte artık bu gidişe son vermek
istedik.”
Dayanışma moral verdi Kahraman, kendilerine güvenmeyi öğrendiğini ve birlik olduktan sonra yapılamayacak hiçbir şeyin olmadığını gördüğünü söyledi. İnsanların birbirine güvenmesi ve haklarının gaspedilmesine artık “dur” demesi gerektiğini vurguladı.

Bu sözler, işyerinde yaşanan zorlu süreçlerin, birlikte hareket etmenin önemini bir kez daha ortaya koyduğunu gösteriyor. İşten çıkarıldığı günden itibaren çalışma arkadaşlarının kendisini yalnız bırakmadığını dile getiren Kahraman, bu dayanışmanın zorlu süreçte kendisine moral verdiğini ifade etti. “Onların beni yalnız bırakmaması, her molalarını yanımda geçirmeleri bana güven veriyor” dedi.

Bu destek, sadece fiziksel bir varlıkla sınırlı kalmayıp, psikolojik olarak da Kahraman’a güç kattı ve mücadele kararlılığını pekiştirdi. Kahraman, çevresinden farklı tepkiler aldığını da belirtti; kimi “vazgeç” derken, kimi de “sonuna kadar diren, her şey daha güzel olacak” diyerek destek verdi. Bu tepkiler, yaşadığı sürecin toplumda nasıl farklı yankılar uyandırdığını ve insanların dayanışmaya olan bakış açısındaki çeşitliliği gösteriyor.

Hayatta en nefret ettiği şeyin bir kişiyi yarı yolda bırakmak olduğunu söyleyen Kahraman, başladığı işi bitirmeyi sevdiğini ve bu özgüvenin, kendisini yalnız bırakmayan iş arkadaşları sayesinde daha da pekiştiğini ifade etti. Bu deneyim, Kahraman için sadece kişisel bir zafer değil, aynı zamanda kolektif dayanışmanın gücünü de simgeliyor.

“Ucuz iş gücü cenneti yaratmak istiyorlar!”
Patronların sermaye odaklı kârı öncelediğini dile getiren Birleşik Metal-İş Sendikası Kocaeli Şube Sekreteri Hakan Küçük, işçilerin köle gibi çalıştırılmak istendiğini belirtti. Küçük, “Sendikalaşmaya yönelik saldırılarla ‘biz ne diyorsak o olsun, kimse hakkını aramasın’ anlayışı dayatılıyor” diyerek, emekçilerin insanlık dışı koşullarda çalıştırıldığını ifade etti. Bu ifadeler, sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda işçilerin hak arayışına karşı sistematik bir baskının varlığını da gözler önüne seriyor.
Sendikalaşmanın anayasal bir hak olduğunu vurgulayan Küçük, patronların bu hakkı yok sayarak işçilerin örgütlenme iradesini kırmaya çalıştığını söyledi. Türkiye’nin ucuz iş gücünün
merkezi haline getirilmek istendiğini belirten Küçük, uzun süren hukuk süreçleriyle emekçilerin yıldırılmak istendiğinin altını çizdi.

Bu süreçler, işçilerin hem maddi hem de manevi açıdan zorlanmasına yol açarken, patronların baskıcı yaklaşımının sistematik bir biçimde sürdüğünü gösteriyor.
Patronların yaklaşımını, “Biz parayla her şeyi çözeriz, hukuk da biziz, adalet de biziz” sözleriyle özetleyen  Küçük, sermaye odaklı bu anlayışın emeği yok saydığını vurguladı.

Küçük’ün açıklamaları, işyerinde yaşanan hak gasplarının yalnızca bireysel değil, toplumsal bir sorun olduğuna dikkat çekiyor ve örgütlü mücadelenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

“İşçilerin birliği sermayeyi yenecektir”
Emekçiler haklı mücadelesinden bir an olsun vazgeçmiyor, sömürü düzenine karşı örgütlü olmanın gücünü her geçen gün daha fazla hissediyor.
Emekçilerin örgütlü mücadelelerinin devam edeceğini ifade eden Küçük, “İşçilerin birlik ve beraberliğiyle ilerleyen süreçte farklı eylem planları da gündeme alınacak. Çünkü işçiler birlikte davrandığında üretenin de yönetenin de kendileri olduğunu fark ediyorlar. İşçilerin birliği sermayeyi yenecektir” ifadelerini kullanarak, işçilerin dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığını vurguladı. Küçük, bu yaklaşımın işçilerin kendi haklarını savunma ve örgütlü mücadelenin gücünü pekiştirme konusunda önemli bir adım olduğunu belirtti.

Patronun tüm tehditlerine rağmen emekçilerin işten atılan arkadaşlarını yalnız bırakmadığını dile getiren Küçük, “Çay ve yemek molalarında arkadaşlarını ziyaret ederek ıslıklarla, alkışlarla destek oldular. Kokart takma eylemi gerçekleştirdiler” ifadelerini kullanarak, işçilerin dayanışma ve birlikte hareket etme kararlılığını vurguladı.

Küçük, emekçilerin bu tutumunun, iş yerinde örgütlü mücadelenin gücünü ve birlik olmanın önemini ortaya koyduğunu belirtti.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu