DerlediklerimizGüncel

NUBAR OZANYAN | Emine Yoldaş

"Emine Erciyes yoldaş dağa adımını atar atmaz Kürtçeyi öğrendiği gibi sanata fazlasıyla değer verip anlam yükledi. Çünkü o çok iyi bildi ki insan eliyle yaratılan kapitalizm insan eliyle değiştirilebilir."

Sadeliği, saflığı, içtenliği yüzüne yazılı olan Emine Erciyes arkadaşın şehit düşme haberi özgürlük arayan herkesi etkiledi. İnsan kalbine dokunan her gerilla kaybı, ölçüsüz derinlikte acı, doldurulması zor boşluk yaratır.

Ölüm elbisesi giydirilemeyen yegane insan, gerilladır. Onlara ne kefen giydirilebilir ne de mezara konup baş ucuna yazılı taş konabilir. Her mezar taşı zamanla solar, eskir, üzerindeki isimler, suretler silinir gider. Asırlar geçse de ismi silinmeyen, anıları eskimeyen yegane insandır, gerilla. Adı ölümsüz olarak yazılıp kopkoyu karanlığın ortasında parlayan yıldızlar gibidir gerilla.

Bazı insanlar vardır kendilerini anlatmaya, tanıtmaya ihtiyaçları yoktur. Yürüdükleri yolda bıraktıkları derin izler onları en iyi anlatan sözlerdir. Onlardan bahsederken paranın kanla yıkandığı, zulmün her tarafı yangın yerine çevirdiği topraklarda neyi amaçlayarak nasıl yaşamamız gerektinin yanıtını buluruz. Gerilla, uzlaşmazlık dolu çelişkili dünyada topluma yöneltilmiş bilinçli bir sorudur, vicdanlı bir sorgulamadır. Nasıl kurtulmamızın, nasıl mücadele edip yaşamamızın yanıtıdır. İnsanlığa ve geleceğe bırakılan en temiz, en anlamlı, en değerli bir çift söz ve gülen gözdür.

İmkansızlığın, olmazlığın şaşırtan sözü ve yanıtı olan gerilla her türlü kötülüklerin egemen olduğu bir dünyada kendisi için bir şey istemeyendir. Özgürlüğü için imkansız olana hücum eden, bunun için tanımı zor zorluklara katlanarak büyük fedakarlıklar gösteren yegane insandır, gerilla. Gerilla, hem anın, verili koşulların yol açıcısı hem de geleceğin yol göstericisidir. Gerilla, paranın egemen, iktidar olduğu kuru topraklarda coşkuyla akan bir “AVAŞİN”dir. Geçtiği yerleri yeşerten, umudu büyüten, geleceğe olan günlere inancı yaşatandır. Sömürü ve zulümle kurutulmuş çorak topraklara düşen bir yağmur damlası gibidir. Bundandır ki, onlar yaşamın unutulmaz onurlu isimleridir. Ve onlar hep yanımızda, yanıbaşımızdadır. Hiçbir yere gitmeyenlerdir.

Birçok insan dünyayı değiştirmeyi düşünür ancak kendini değiştirmeyi düşünmez. Gerilla, çıktığı özgürlük yolunda çıplak ayakları toprağa bastıkça önce kendini değiştirmenin vazgeçilmez önemde olduğunu anlar. Toprağa basıp yürüdükçe dünyada sahip olunan zenginliği, iktidarı, haksızlıkları sorgular. Soru ve sorgulamalara yanıt arar. Hakikate ulaştıkça, kendi gücünün farkına varır. Ve yenilmezlik suyu içer.

Komutan Emine Erciyes, öğrencilik yıllarında kendisini ve özgürlüğü ararken başka bir ulusu ezenin özgür olamayacağını anlar. Yönünü dağlara bakışlarını zirvelere taşır. Türk halkının kurtuluşunun ve özgürlüğünün Kürt halkının kurtuluş ve özgürlüğünden geçtiğini bilerek mücadele eder. Bilinç ve enerjisini yetenek ve özünü en değerli olan anlama, armağan eder.

Irkçılıkla ve Kürt düşmanlığıyla tutsak alınmış beyinlere bir Türk emekçisi olarak isyan etmek kolay değildir. Emekçi bir Türk kadını olarak zor olanı başarır ve imkansızı ister. Ve güç olan kararı verir. Komutan Emine Erciyes, iyi bilir ve anlar ki, yüzyıldır Kürt’ün varlığının kabul edilmediği temel hak ve özgürlüklerinin tanınmadığı topraklarda bir Türk olarak yaşayıp özgür olmayı beklemenin, mutlu olmanın yolunu aramanın anlamsız ve büyük zaman kaybı olduğunu görür. Ve elini Kürt gerillasına, emekçisine, ezilenine uzatır.

Emine yoldaş, Türkiyeli bir devrimci olarak her türlü zulme, inkar ve yalana itirazını yükseltmenin mücadele etmekten geçtiğini iyi gördü. İttihatçı-Kemalist düzmece Türk tarihinde Kürtlere yer yoktu. Ne onların varlığı kabul ediliyor ne dili tanınıyor ne de özgürlüklerine anlam veriliyordu. Bundandır ki, adı Türk’le başlayan kurulu sisteme ve kurumlara kuşkuyla yaklaştı, güven duymadı. Türk eğitimine restini çekip yönünü vurgun olduğu dağlara, gözlerini zirvelere diktikçe yürüdüğü yolun ne kadar haklı ve doğru olduğunu gördü.

Doğanın özü ve ruhu olan Emine arkadaş, komple devrimci kişiliğin öznesiydi. Savaşçıydı. Komutandı. Öncüydü. Yazar, akademisyen, eğitmen, sanatçıydı. Devrimci yeteneğini her yönüyle geliştirip özgürlüğe ulaştıran coşkulu bir Kızılırmak’tı. Fırat’a, Dicle’ye ulaştığında yüzünü dağlara çevirdi. Savaşçı olarak başladığı mücadeleye bilgi, ilgi, merak ve azimle adım adım merdivenleri tırmandı. Gelişip güçlendi. Çelikleşip yoldaşlarının gülüşünü yüzüne asan komutan Emine oldu. Yaşamın ve savaşın her bir anını bilgi ve tecrübeyle donattı. Gerici sistemin kendisine kazandırdığı tüm gerilikleri ve tabuları yıkarak özgür insan olmanın zirvesine yürüdü. Gerilla olarak yenilmezliğini düşmanın her saldırısında gösterdi ve öğretti.

Sefaletin, zulmün gerçek nedenlerini öğrenen komutan Emine “Ya özgür bir yaşam ya da görkemli bir direniş” diyerek itirazın en büyüğünü haykırdı. Kalpsiz dünyaya meydan okudu. Ve yaşamının son anına dek duruşunu bozmadı. Anın ve geleceğin örnek direngen kadın yüzü oldu.

Emine Erciyes arkadaş neden kendini feda etti?

Kürtlerin kılıçtan geçirilme tehdidinin son bulması, kadınların, çocukların, tabiatın, ağaçların, hayvanların zulümkârlar tarafından katledilmediği bir ülke yaratmak için direndi ve savaştı. Adalet, para ve iktidarı elinde toplayan güçlülerin elinde bir silaha dönüşmesin, ezilenlerin nefesi kesilmesin, kağıtların üzerinde yazılı kalmasın, halkın emek ve özgürlük vicdanında yaşasın diye kendini feda etti. Ülke de darbe hukuku ve kanunları uygulanmasın, toprakların altı isimsiz sahipsiz mezarlık, üstü halklar hapishanesi olmasın, insanlar inanç, dil, cinsiyet ve fikirlerinden dolayı işkence altında zindana konulmasın, yıllarca zindanlarda hasta ve hukuksuz bir şekilde kalmasın diye kendini feda etti.

Emine Erciyes yoldaş dağa adımını atar atmaz Kürtçeyi öğrendiği gibi sanata fazlasıyla değer verip anlam yükledi. Çünkü o çok iyi bildi ki insan eliyle yaratılan kapitalizm insan eliyle değiştirilebilir. Direniş ve değişim önce fikirde başlar. Kelimelerin sanatında anlam bulur etkili olur. Çünkü o silah kadar zor zamanlarda hayata dair başka bir gelecek düşleyebilenlerin korkularla kuşatılmaya çalışıldığı toplumda korkuları aşarak, onun teknolojik bağımlılığını alt ederek, başka bir var oluş biçimi hayal edebilen yazarların sesine fazlasıyla ihtiyaç vardır. Bu sesler insanları umuda götüreceğini sanatın ve sözün en büyük ödülünün özgürlük olduğunu bilerek yazdı, konuştu ve eserler geride bıraktı. Emine Erciyes arkadaş, sanatın gücünün silah kadar etkili olduğunu bildiği için sanata büyük anlam yükleyip güçlü yaklaştı. Komutanlığı kadar sanatı, kalemi kadar sözüyle gerillayı ve halkı özgürlüğe yaklaştırmaya çalıştı. En büyük devrimci eylem olan gerilla gülüşünü geride bırakan Komutan Emine Erciyes özgür kadının sahici ismi olarak her daim anılacaktır.

(Yeni Özgür Politika – 16 Eylül 2025)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu