
Filistin’le dayanışma eylemlerine katıldığı için tutuklanan ve sınır dışı edilme tehdidiyle karşı karşıya kalan Filistinli mülteci Mahmoud Farajalah, 7 Ekim gecesi Belçika’daki “127bis” kapalı gözetim merkezinde intihar etti.
Farajalah, Borsa bölgesinde düzenlenen Filistin destek eylemlerine katıldıktan sonra gözaltına alınmış; ardından sınır dışı edilme riskiyle “gözetim-altında” tutulduğu merkeze konulmuştu. Bazı tanık ve aktivistlere göre, merkezdeki şartlar zorluydu ve psikolojik baskı mevcuttu.
Belçika’da “centre fermé” (kapalı merkez) olarak adlandırılan bu tesisler, yabancı uyrukluların sınır dışı işlemlerine kadar tutuldukları yerlerdir; cezai mahkeme kararıyla değil, idari gözaltı ile işler. 127bis, sınır dışı edilecek olanlar için kullanılan merkezlerden biri ve yaklaşık 120 kişilik kapasitesi olduğu ifade ediliyor.
Öte yandan, Farajalah’ın vefatını takiben diğer Filistinli tutsakların protesto başlattığı ve dayanışma eylemleri yapıldığı öğrenildi.
Filistinli mülteci tutsak Anas Siam, 127bis merkezinde açlık grevine başladı
Diğer yandan 127bis kapalı gözetim merkezindeki kötüleşen koşullara karşı tepki gösteren Filistinli mülteci Anas Siam, 34 gün önce gözaltına alındığını belirterek açlık grevine başladı. Bu eylem, Mahmoud Farajalah’ın ölümünün ardından yükselen öfkenin sembollerinden biri oldu.
Siam, daha önce Merksplas adlı başka bir gözetim merkezine bağlı hücrede tutulduğu ve izole edilerek sesini duyurmasının engellendiği yönünde taleplerde bulunmuştu. Bu eylem, merkezlerdeki tutuklular açısından “son çare” olarak görülen açlık grevlerinin yeniden gündeme gelmesini sağladı.
Belçika’da Aralık 1980 tarihli yasaya dayanılarak uygulanan gözetim sisteminde yakalanan yabancılar, hapishaneden ayrı olarak bu merkezlerde tutuluyor; ama uygulamadaki sertlik ve “idari cezalandırma” uygulamaları sıkça eleştiriliyor. Kapalı gözetim merkezlerinin düzeni, disiplin cezaları ve tıpkı hapishane rejimlerine benzeyen idari yaptırımlarla örülmüş durumda.
Siam’ın grevi ve Farajalah’ın ölümü, Avrupa’daki mülteci hakları örgütleri, Filistin dayanışma grupları ve insan hakları savunucuları arasında büyük yankı buldu. Ölüm olayına ilişkin resmi soruşturma talebi yükseliyor; ayrıca kapalı merkezlerin kapatılması ya da reforme edilmesi yönündeki talepler ses kazanıyor.