
Siyonist İsrail devletinin iki yıldır sürdürdüğü soykırım saldırıları devam ediyor.
Bu soykırım saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 65 bini aşarken, abluka nedeniyle açlıktan ölenlerin sayısı 450’yi geçti. Ablukayı kırmak ve Filistinlilere insani yardım götürmek için onlarca ülkeden, yüzlerce insanın içerisinde yer aldığı Küresel Sumud Filosu’na katil İsrail tarafından saldırı düzenlendi. Yardım gemilerine el konulurken, filodakiler rehin alındı.
Soykırımcı İsrail arkasına ABD ve İngiltere, Almanya gibi emperyalistleri alarak her türlü vahşeti ve barbarlığı yaparken bölgedeki işbirlikçilerden de yardım alıyor. Bu işbirlikçilerinden biri olan TC devleti içeride “timsah gözyaşları” dökerken gerçekte İsrail’le ticareti hala sürdürüyor. İsrail ve Türkiye limanları karşılıklı bir şekilde işlemeye devam ediyor. Her ne kadar bunu sürekli inkar etmeye çalışsalar da, sözde “ticaret yasağı” koymuş olsalar da gizlemeye çalıştıkları gerçekler ortadadır. İsrail ticaret verilerine göre 2024 yılında İsrail, TC’ye 600 milyon dolarlık, yani 23.3 milyar liralık ihracat yaptı. Aynı verilere göre Türkiye de İsrail’e 2.8 milyar dolar, yani 110 milyar liralık ihracat gerçekleştirdi. 2024 yılında İsrail’in en çok ürün aldığı ülkeler arasında Türkiye beşinci sırada yer alıyor. 2025’in ilk dört ayındaki verilere bakıldığında İsrail ile Türkiye’nin ticaretinin büyük oranda azalmış olduğu gözüküyor. Tabii ki bu koca bir aldatmacadan ibarettir.
Yoğunlaşan tepkiler sonrası sözde ticaret yasağı getiren iktidar, farklı yollardan İsrail ile ticaretin sürmesine devam etti. İsrail’le ticaret, üçüncü ülkeler üzerinden ve “Filistin’le ticaret” aldatmacasıyla sürüyor. İsrail’de muhafazakar Israel Hayom gazetesinin Ocak’ta yayımladığı bir haberde Türkiye ve İsrail arasındaki ticaretin aracı ülkeler ve Filistin Yönetimi üzerinden sürdürüldüğü yazıldı.
İsrail’e en büyük ihracat yapan Türk şirketleri arasında Tosyalı Holding, Erdemir Group, Habaş ve İÇDAŞ gibi çelik üreticileri yer alıyor. Özellikle MÜSİAD üyesi İÇDAŞ ve Tosyalı Holding “Filistin’le ticaret” görüntüsüyle İsrail’le dolaylı yoldan ticaretini sürdürüyor. Bu şirketler AKP ile yakınlığıyla biliniyor. Bazı açılışlarını R.T.Erdoğan’ın yaptığı İÇDAŞ, İsrail devletinden “başarı ödülü” almış bir şirkettir. Hatta bu şirkete, Gazze’de 19 Ocak’ta imzalanan ateşkesin ardından 313 milyon dolarlık “Dahilde İşleme İzin Belgesi” verildi. Bu belge ile şirket, ihracat amaçlı gümrük muafiyetli ithalat yapma hakkına sahip oldu.
Sözde Filistin’e çelik ihracatı bir yılda % 11.110 artışla 137 milyon doların üzerine çıkarak birinci sıraya yerleşti. Bu sayı, dolaylı olarak İsrail’e giden çeliğin hacmini gösteriyor.
Bunun yanısıra üçüncü ülkeler üzerinden de ticaret devam ediyor. Örneğin, Türkiye’den kalkan gemiler Yunanistan limanlarına gönderiliyor, burada yeniden yüklenen ürünler doğrudan İsrail limanlarına varıyor.
Yine inşaat malzemesi ihracatı üçüncü ülkeler ve “Filistin’le ticaret” adı altında sürmeye devam etti. 2024’te Filistin’e “çimento, cam, seramik ve toprak ürünleri” ihracatı bir önceki yıla göre % 12.461 artış gösterdi. Yani dolaylı yollar üzerinden İsrail’le ticaretin devam ettiği net bir şekilde ortadadır.
Aynı yöntemleri kullanarak Türk şirketler tarafından tekstilden petrole, teknoloji ürünlerinden tarım ve gıdaya kadar birçok sektör üzerinden İsrail’le ticaret son hız sürüyor.
Filistin için yapılan eylemlere saldırılar
Komprador Türk burjuvazisinin bugünkü sözcüsü AKP iktidarı, İsrail’e karşı yapılan protestolarda da ikiyüzlülüğünü fazlasıyla gösteriyor.
İsrail’in soykırımının başladığı günlerde yapılan birkaç miting ve oğul Bilal’in Galata Köprüsü şovunun dışında, “kendilerinden olmayanların” Filistin’le dayanışma eylemlerine pervasızca saldırmayı sürdürdüler. Soykırımcı İsrail’le askeri, ticari ve diplomatik ilişkilerini devam ettiren Türkiye’nin de protesto edildiği eylemlerde polis saldırısı ve gözaltılar yaşandı, yaşanmaya devam ediyor.
Örneğin İstanbul’da Temmuz ayında düzenlenen 17. Uluslararası Savunma Sanayi Fuarı IDEF2025’te İsrail’le işbirliği yapan bazı şirketler Filistin dostları tarafından protesto edilmişti. Bu eylemden sonra gözaltına alınan 12 kişiden biri olan İsmail Çelik tutuklanmıştı. Yaklaşık 2 aydır tutuklu bulunan İsmail Çelik 1 Ekim’de yapılan duruşmada tahliye edildi.
Yine 2 Ekim’de Ankara’da yapılan İsrail’in Küresel Sumud filosuna saldırısına yönelik protesto eylemiydi. Eyleme saldıran polis 9 kişiyi gözaltına aldı.
Buna benzer birçok eyleme polis saldırı gerçekleşti. Gözaltılarla, tutuklamalarla, işkence ve tacizlerle Filistin için gerçekten mücadele edenler susturulmaya çalışılıyor. Katil İsrail ve onun işbirlikçilerinden olan AKP’nin ikiyüzlü politikalarını teşhir edenler hedef tahtasına konuluyor.
Erdoğan ve Trump görüşmesi
Erdoğan ve şürekâsı, ABD’de Trump’la bir görüşme gerçekleştirdi. ABD yetkililerine göre, yalvar yakar Trump ile bir görüşme kapan R.T.Erdoğan ve ekibi masadan her türlü imtiyazı vererek kalktı. Hatta 10 yıllık doğalgazı ABD’den alma sözünü bile verdi. Halbuki 2023 seçimlerinden önce “Karadeniz’de doğalgaz bulundu, kendi doğalgazımızı çıkartacağız” propagandası yapılmıştı!
ABD’nin Ortadoğu karakolu İsrail’in soykırm ve vahşetini artırarak sürdürdüğü günlerde nedense AKP’nin “Filistin hassasiyeti” bir anda yok oldu!
Erdoğan, Netanyahu için “O bir savaş kahramanıdır” diyen Trump karşısında Filistin meselesini gündeme bile getirmedi. Biz biliyoruz ki, zaten dertleri Filistin değildir. ABD’nin icazetini alarak iktidarlarını sağlama almaya çalışıyorlar. O yüzden ABD’nin her söylediğine kafa sallıyorlar, her istenileni onaylıyorlar.
Trump’ın önünde el pençe duranların, Filistin konusunda söz söylemeye hakkı yoktur. Bir yandan İsrail’le her türlü ticareti devam ettirip, öte yandan İsrail’in hamisi ABD’nin bölgedeki taşeronluğunu yaparken “Filistin kırmızı çizgimizdir” söylemi bir yalandan ve aldatmacadan ibarettir.
Türk devleti ve onu bugün elinde tutan AKP iktidarı, oy toplamak ve iktidarını sürdürmek için on binlerce Filistinlinin kanı üzerinden siyaset yapmaya devam ediyor. Netanyahu ve Erdoğan, ekranlar aracılığıyla birbirlerine sert çıkışlar yaparken arka planda her şey tıkır tıkır işliyor.
Bu ikiyüzlü politikalar her yerde teşhir edilmelidir. Katil İsrail ve ABD ve başta Türk devleti olmak üzere işbirlikçi yönetimler Filistin halkının düşmanlarıdır. Akıtılan her damla kanda payları vardır! Emperyalizmin bölgedeki savaş makinesi Siyonist İsrail’i yıkacak yegane güç, Ortadoğu ve dünya halklaırnın birliği ve direnişidir.
Kürsel Sumud Filosu’nda karşılık bulan da bu olmuştur. Dünyanın dört bir yanında halklar Filistin’e dayanışma ve direniş elini uzatmıştır. Halkların dayanışması ve direnişi; emperyalistler, siyonistler ve işbirlikçilerin kabusudur!