
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Akdeniz Adana Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (AATUHAY-DER), Haziran-Eylül 2025 döneminde Kürkçüler F Tipi ve Suluca 1 No’lu Yüksek Güvenlikli hapishanelerde yaşanan hak ihlallerine ilişkin raporlarını kamuoyu ile paylaştı. Rapor, tutsaklarla yapılan görüşmeler, mektuplar ve başvurular sonucu hazırlandı.
Suluca 1 No’lu Hapishane’de sağlık ve temel hak ihlalleri
Raporda, Suluca 1 No’lu Hapishane’de tutsakların temel sağlık hakkının sistematik biçimde engellendiği belirtildi. Ağız içi arama dayatmasını kabul etmeyen tutsakların sevklerinin yapılmadığı ve disiplin cezalarıyla karşılaştığı ifade edildi. Hem Suluca hem de Kürkçüler hapishanelerinde su kotasına dikkat çekilen raporda, suların kirli ve kireçli aktığı, tutsakların hem içme hem temizlik ihtiyaçları için aynı suyu kullanmak zorunda kaldıkları kaydedildi. Ayrıca kantinden pahalı içme suyu almak zorunda bırakıldıkları belirtildi. Yemeklerin besin değerinin düşük, hijyensiz ve porsiyonlarının yetersiz olduğu, özel beslenme gerektiren hasta tutsakların durumunun ise göz ardı edildiği ifade edildi.
Tecrit koşulları ağırlaştırılıyor
Tek kişilik hücrelerde 23 saat kapalı tutulan tutsakların yalnızca bir saat havalandırmaya çıkarıldığı aktarıldı. Havalandırmaya aynı koridordaki 4 ila 6 kişinin çıkabildiği, bu uygulamanın “tam tecrit koşulları” anlamına geldiği vurgulandı. Keyfi uygulama, disiplin cezaları, Kürtçe kitap ve gazete yasağı, telefon görüşlerinin engellenmesi ve kargoların teslim edilmemesi başlıca ihlaller arasında sayıldı. Suluca hapishanesinin “kuyu tipi” yapısının insan sağlığını tehdit ettiği, odaların 8×5 adım büyüklüğünde ve pencerelerin 30×40 cm olduğu; sık tel kafeslerle çevrili yapının hem gün ışığını hem de hava akışını ciddi şekilde engellediği kaydedildi.
Kürkçüler F Tipi Hapishane’de benzer ihlaller
Kürkçüler F Tipi Hapishane’de de tutsakların atölye ve sosyal etkinliklerden yoksun bırakıldığı, ağırlaştırılmış müebbet tutsakların birbirleriyle görüştürülmediği, ağız içi arama dayatmasının sürdüğü bildirildi.
Raporun sonuçları ve talepler
Raporun sonuç bölümünde, hapishanelerin sistematik tecrit ve izolasyon alanlarına dönüştüğü vurgulandı. Adalet Bakanlığı, barolar ve insan hakları kurumlarına acil inceleme çağrısı yapıldı. İHD ve ÖHD, raporun yalnızca iki hapishaneyle sınırlı olmadığını, Türkiye genelindeki yüksek güvenlikli hapishanelerde benzer koşulların yaygın hale geldiğini belirterek, “Hapishaneler insan onuruna uygun hale getirilmelidir” çağrısında bulundu.
ÖHD üyesi Aziz Sarı, “Tecrit politikaları yalnızca tutsakları değil, toplumun tamamını hedef almaktadır. Bugün hapishaneler, mahpusların yaşam hakkını ve onurunu tehdit eden bir tecrit ve işkence mekanı rolünden çıkarılmamıştır. Tecrit, toplumsal barışa doğrudan saldırıdır” dedi.
Sarı, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uygun olarak hapishanelerde acil adımlar atılması gerektiğini vurgulayarak taleplerini şöyle sıraladı:
- Mahpuslar üzerindeki tecrit koşulları koşulsuz kaldırılmalı,
- İşkence, kötü muamele ve keyfi infaz uygulamaları sona erdirilmeli,
- Gözlem kurulları eliyle yürütülen ideolojik sorgulamalar son bulmalı,
- Kürtçe dahil tüm anadillerde iletişim özgürlüğü tanınmalı,
- Hasta mahpuslar serbest bırakılmalı, sağlık hakkı hapishane idaresinin keyfiyetine bırakılmamalı.
Sarı, “Toplumsal barış ve demokrasi, halkların eşitliğini tanıyan, geçmişle yüzleşen ve adaleti güvence altına alan bir hukukla mümkündür. Hiçbir baskı, şiddet ve inkar politikası bu haklı ve onurlu talebi bastıramayacaktır” ifadelerini kullandı. (MA)