
Doğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne yazılı soru önergesi sundu.
Önergede, Keskin’i hedef alan sosyal medya paylaşımlarındaki cinsiyetçi ve tehdit içerikli ifadeler hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına rağmen, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın CMK 172/1 uyarınca “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verdiği hatırlatıldı.
Savcılığın, söz konusu ifadeleri “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirdiği, ayrıca kullanılan hakaret içerikli sözlerin belirli bir kişiye yöneldiğinin açık olmadığı gerekçesiyle “matufiyet şartının oluşmadığı” yönünde görüş bildirdiği aktarıldı.
Doğan ise soru önergesinde, içtihatlarda matufiyet şartının “kuşku bırakmayacak derecede belirli kişiye yönelmiş ifadeler” olarak tanımlandığını hatırlatarak, kararın kadınlara, insan hakları savunucularına ve politik kimliklere yönelik saldırıları cezasız bırakan bir yaklaşımı yansıttığını belirtti. Bu tür kararların yargı bağımsızlığına dair olumsuz algıyı güçlendirdiğini ifade etti.
“Cezasızlık tehditleri artırıyor”
Kadınlara ve hak savunucularına yönelik nefret söylemi ile cinsiyetçi saldırıların cezasız bırakılmasının bu tür tehditleri artırdığına dikkat çeken Doğan, temel hukuk ilkelerinin uygulanması gerektiğini vurguladı.
Bakan Tunç’a yöneltilen sorular
Şırnak Milletvekili Ayşegül Doğan, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:
1. Av. Eren Keskin’i hedef alan cinsiyetçi ve tehditkâr ifadelerden hangileri “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmiştir?
2. TCK ve uluslararası insan hakları sözleşmeleri göz önünde bulundurulduğunda, “kovuşturmaya yer olmadığı” kararının hukuki gerekçesi nedir?
3. Son bir yılda, kadınlara ve insan hakları savunucularına yönelik sosyal medya saldırıları hakkında kaç soruşturma açılmış; kaç beraat ve kaç mahkûmiyet kararı verilmiştir?


