GüncelKadın

YDK aktivisti Nurgül Uci: Gerçek kurtuluş örgütlü mücadeleden geçiyor!

Yeni Demokrat Kadın aktivisti ve aynı zamanda tekstil işçisi Nurgül Uci, erkek-devlet şiddetinin kaynağının sadece bireysel değil, kapitalist ve ataerkil sistem olduğunu vurguladı.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken, Türkiye’de kadına yönelik erkek şiddeti ve kadınların yaşam koşulları yeniden gündemde. Yeni Demokrat Kadın aktivisti ve tekstil işçisi Nurgül Uci, kadın cinayetlerinden çalışma yaşamındaki baskılara, “Aile Yılı” politikalarından örgütlenmenin önemine kadar birçok konuda Gazete Patika’dan Yadigar Aygün’e değerlendirmelerde bulundu.

Uci, kadın katliamlarının yalnızca bireysel şiddetin sonucu olmadığını vurgulayarak, “Kapitalist ve ataerkil sistemin derinleştirdiği sosyal-kültürel çürüme ve ekonomik kriz, yoksulluk, kadın yoksulluğunun doğrudan sonucudur” dedi. Türkiye’de her gün en az üç kadının katledildiğini hatırlatan Uci, erkek şiddetinin evde, işyerlerinde, fabrikalarda, sokaklarda ve kampüslerde her yerde görüldüğünü ifade etti.

“Aile Yılı kadınları dört duvar arasına sıkıştırma politikasıdır”

İktidarın 2025’i “Aile Yılı” ilan etmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Uci, bu politikanın kadınları eve hapsetme girişimi olduğunu belirtti:

“Bir tarafta ekmek parasıyla ayakta kalmaya çalışan kadınlar ve kız çocukları var. Dilovası’ndaki katliam bunun açık göstergesi. Geçim sıkıntısı büyürken devlet ‘her kadın üç çocuk doğursun’ propagandası yapıyor. Bir kadının bir çocuğa bile bakmakta zorlandığı koşullarda bu söylem kadınları daha da yoksullaştırıyor”

Uci, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması, 6284 sayılı yasanın hedef alınması ve LGBTİ+’lara yönelik düzenlemelerin kadınların haklarını doğrudan ortadan kaldırdığını ifade etti.

“İşyerlerinde taciz, mobbing ve ağır sömürü kadınların gerçeği”

Tekstil işçisi olarak yaşadıklarını aktaran Uci, işyerlerinde şiddet ve tacizin yaygın olduğunu söyledi:

“Kadınlar işsizlik korkusuyla sessiz kalıyor. Ağır yükler kadınlara veriliyor, geç saatlere kadar mesai yaptırılıyor. İtiraz edildiğinde hakaret ve psikolojik şiddet uygulanıyor. Taciz de cabası. Bu sessizlik ancak sokaktaki mücadele güçlenirse aşılabilir”

“Ev içi emek hâlâ görünmüyor”

Kadınların hem işte hem evde çalıştığını, ancak emeğinin karşılığını göremediğini belirten Uci, kadınların kendi emeğinin değerini bilerek örgütlenmesi gerektiğini söyledi.

“Gerçek kurtuluş sosyalizmle mümkün”

Uci, sistem değişmeden kadınların özgürleşemeyeceğini savunarak şöyle konuştu:

“Bu kadar sorunun içinden gerçek bir kurtuluş sosyalizmle mümkün. Sorun yalnızca iktidarın politikaları değil; kapitalist sistemin kendisi. Devlet, kadınların, LGBTİ+’ların ve çocukların haklarını yok sayarak iktidarını sürdürüyor. AKP gider, CHP gelir; ama sistem değişmediği sürece sorunlar devam eder. Bu yüzden gerçek bir örgütlenme şart”

“25 Kasım’da yine sokaklarda olacağız”

Uci, kadın işçilere ve emekçilere 25 Kasım için çağrıda bulunarak şunları söyledi:

“Kadın mücadelesi devletin en çok korktuğu güçtür. Her yıl olduğu gibi bu yıl da gözaltılarla, baskılarla kadınların sesini kısmaya çalışacaklar. Ama biz sokakları doldurmaya, Dilovası’ndaki katliamın faillerinden hesap sormaya devam edeceğiz. ‘Kadın kadının yurdudur’; birbirimizden güç alarak alanlara çıkmalıyız. 25 Kasım’da yine sokaklarda olacağız”

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu