GüncelKadın

Kadınlar bu kapitalist sistemde hayatta kalma mücadelesi veriyor!

Patriyarkal sistem günün sonunda herkesin kaybettiği, sadece üstteki yöneten-burjuva sınıfın kazandığı bir sistemdir.

Tarih ve dünya halen sermayenin yasalarına göre işliyorsa erkek, toplumun egemen erki olmaya devam edecek ve kadın cinayetleri son bulmayacaktır.

“Türkiye de 2025 kasım ayında 32 kadın erkekler tarafından öldürüldü. 26 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Bu kadınları %53 evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Öldürülen kadınların %50’si ateşli silahlarla öldürüldü. Cinsel şiddet artıyor. Cezasızlık failleri koruyor.”

Bunca yıldır çocukları, kadınları, hayvanları, doğayı katledenler neden ormanları yakıp ağaçları kesenler ceza almıyor? Neden işledikleri suçların karşılığını almıyor? Devletin dolaylı ve dolaysız şiddeti devam ettikçe, suçlar işlenmeye, kötülükler yaşanmaya devam edecektir.

Devlet hedef aldığı Kürtler, Aleviler, kadınlar, göçmen işçilere vb. sadece doğrudan faşist şiddet uygulamaz. Bazen de üstü kapalı şiddet uygular. Örneğin kadına yönelik cinayetlerde ve işlenen suçlarda failleri cezalandırmayarak ya da caydırıcı mekanizmalar kurmayarak, şiddeti dolaylı yoldan teşvik eder. Neden bunu yapar?

Toplumu şiddetle terbiye etmek, sindirmek, kadını yaşam alanlarından koparıp eve içine kapatmayı hedefler.

Bu düzende önce devlet sonra erkek herkesten ve her şeyden üstündür. Cezalandırılmaz. Cezalandırılsa bile bu göstermelik ceza olur.

Erkeklere “bana ne olacak ki 2 ay yatar çıkarım” dedirten bu sistemdir. Bundandır ki bir kadın katledildiğinde; “kadın o saatte neredeymiş, ne giyinmiş, o saatte orada ne işi varmış?” türünden saçma sapan sorular sorarak erkek egemen şiddetin desteklenmesine gidilir.

Bu devlet merkezli şiddette var olan ve ısrarla sürdürülen hiyerarşi hayvana yönelik şiddet için de geçerlidir. Nitekim bir sokak kedisini canavarca katleden bir katilin yakınının “dışarıda tecavüzcüler yargılanmıyor. Benim oğlum bir kedi öldürdüğü için mi yargılanacak?” cüretini göstermesi de bundandır.

Sokaklar güvensizleştikçe katiller cezalandırılmadıkça ve arttıkça “sokaklar kadınlar için uygun değildir” diyenleri görür ve duyarsınız. Bu sözleri söyleyenlerin asıl niyetleri kadını korumak değil kadını eve kapatmaktır. İşin sonunda tüm toplumun varlığını erkeğin düzenine göre kurmasını sağlamaktır.

Son zamanlarda süper marketlerde çalışan kadın işçilerin ağır çalışma koşullarına dayanamayıp bayıldığını gösteren videolar da aynı sisteme hizmet eder. “Sorun çalışma koşullarının ağır ve kötü olmasından değil kadının zayıf olmasındadır” algısını ve yargısını geliştirmeye hizmet etmektedir.

Dilovası’nda 6 kadının yanarak katledilmesinin sorumlusu da sadece işçilerin yaşamını hiçe sayan patron değil, onu koruyan-kollayan egemen sistem ve devlettir. İşçilerin canı bu sistemde ne kadar kıymetsizse, kadın işçilerinki iki katı kıymetsiz ve kolayca harcanabilirdir bu sistemde.

Tutuklanan patronların, tıpkı Soma’da olduğu gibi yakayı rahatlıkla sıyırabileceklerini bilmemek mümkün mü? Ya da hapiste yatsalar bile, bir kadının-işçinin yaşamı kaç yıl cezayla ölçülebilir?

Tüm bu “cezasızlık” dediğimiz sistem tüm topluma; “kadın yanlış zamanda yanlış yerde olmasın. Evinde olsun. Kimse güvende değil” dedirterek bu düzeni devam ettirmeye, kamusal alanda kadınları pasifleştirmeye çalışır. Patriarkal sistem kontrol edemediği her şeyi dolaylı şiddetle kontrol etmeye çalışır. Kontrol edemediklerini öldürür ya da öldürülmesini teşvik eder.

Devletin uyguladığı “cezasızlık-impunity” politikaları da bu sistemin bir parçasıdır. Ve unutmayın karşılaştığınız hiçbir kötülük rastgele ya da tesadüfi değildir. Hepsi son derece planlıdır.

 

Kadına her şeye hükmetmek istiyorlar

Devletin yöneticileri kadın cinayetlerinden bahsetmez. Kadının ne giyinmesi gerektiğinden, nerelerde görülüp nerede gülebileceğinden bahseden Diyanet İşleri Başkanı’nın derdi din ya da ahlak değildir. Dertleri toplumun işleyişini belirlemek ve hükmetmeyi sürdürmektir.

Patriyarkal sistem kadın bedeni üzerinden toplumu şekillendirmeye çalışır. Kadının önce davranışına, giyimine, kiminle ilişkilenebileceğine dair kurallar koyar. Kadın cinselliğinin düzenlenmesi ve kadınların ahlaki olarak yönetimi mekanizmasıdır.

Amaç, erkeklerin arzu ve namus algısını merkeze alarak kadın bedenini sınırlandırmaktır. Sonra ne kadar çocuk yapacağını kontrol eder. Kadının ne zaman evleneceğini, kaç çocuk yapacağını, nasıl bir anne olması gerektiğini kodlar.

Böylece kadın bedeni üzerinden toplumun ahlaki sürekliliği ve nüfus politikasını düzenlenir. R.T.Erdoğan’ın sürekli “3 çocuk yapın” söylemi bu patriyarkal sistemin doğrudan kadın bedeni üzerinden inşa edilmesidir.

Patriyarkal sistemin en çok sevdiği şey kadını ekonomik alanda geri plana itmektir. Toplumdaki erkek üstünlüğü sistemin istediği aile yapısında kurumsallaşır. Kadın bedenini kontrol etmek toplumu kontrol etmek demektir. Böylelikle kadın özgür bir birey olmaktan çıkarılır.

En küçük birimden başlayarak ailenin-milletin-devletin namusu-malı-mülkü haline getirilir.

Patriyarkal sistem, erkek üstünlüğü, erkek egemenliği denilince bazı erkekler zanneder ki birey olan erkeklerin üstünlüğünden bahsedilir. Evet bazı erkeklerin de çektiği bazı zorluklar vardır. Çünkü patriyarkal sistem sadece kadınlara saldırmaz. Erkeklere de saldırır.

Çünkü bu sistemde tek kazanan yönetici egemen sınıftır. Kadınlar temel hakları ve bedenleri üzerinden baskılanırken erkek de toplumdaki üstün rolüyle baskı altına alınır. Çünkü aslında yönetici sınıftan olmayan bir erkeğe verilen üstünlük, erkek egemen sistemin bit temsilcisi olmaktır.

Kabul edilmelidir ki bu sahte bir iktidardır. Erkek evin direği olur. Ve ona bir koruyuculuk rolü atanır.

İşsiz erkek, zayıf erkek olur mesela. Ev işi yapamaz. Bakım veremez, yumuşak olamaz. Ülkenin yeraltı yerüstü kaynaklarını burjuva sınıf talan eder. Sıradan erkek ailesinin namusunu korumak, para kazanmak, evine ekmek götürmek için sistemin kölesi haline getirilir.

Türkiye’de Diyanet hutbeleri birer nasihat değil resmen bir toplum mühendisliğidir.

Patriyarkal sistem günün sonunda herkesin kaybettiği, sadece üstteki yöneten-burjuva sınıfın kazandığı bir sistemdir. Bu patriyarkal sistem sadece kadınların meselesi değildir herkesin meselesidir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu