Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde Trans Erkek Poyraz,1 Aralık 2025’te koğuşta asılı bir şekilde ölü bulundu.
Hapishane yönetimi buna “intihar” diyerek yaşanan cinayeti kapatmaya çalıştı. Ama biz bunun “şüpheli ölüm değil, trans cinayeti” olduğunu biliyoruz.
Tutsakların ve avukatların aktardığına göre Poyraz koğuşta ranzaya çamaşır ipiyle asılı bir şekilde bulunmuş ve iki saat boyunca sağlık ekibi gelmemiş, herhangi bir müdahale yapılmamış.
Tutsakların “Kızıl Şeytan” olarak adlandırdığı hapishane müdürü Candaş Orhan Akdemir G-3 koğuşu açıp “Damat Koğuşu” adını verdiği hücrede işkence uygulamaktadır.
Hapishanelerde LGBTİ+’lara tecrit uygulanıyor, işkence ediliyor, sağlık hakları ihlal ediliyor, hormona erişimi engelleniyor.
Bu sistematik işkencelerin sadece hapishanelerde uygulanmadığını biliyoruz. İktidar Aile yılı politikalarıyla, 11. Yargı paketiyle, genel ahlak ve cis-heteronormatif düzen dayatmasıyla sistematik bir şekilde işkence etmektedir.
Biz LGBTİ+’lar iktidarın kutsal aile dediği aile evlerinde katlediliyor, birçok şiddet türüne maruz kalıyoruz.
Bir kez daha soruyoruz “genel ahlâk” kimin ahlâkı?
Genel ahlâk adı altında bedenlerimize karışılıyor, kimliğimiz yok sayılıyor.
Bizi evde, sokakta, iş yerinde, her yerde katlediyor, nefret suçu işliyorsunuz. Trans bireylere iş vermiyor, yoksullaştırıyor, ayrımcı politikalar uyguluyor, sağlık haklarına erişimini engelliyor, yalnızlaştırıyor ve trans intiharlarına sebep oluyorsunuz.
Bu intiharların sistematik bir şekilde uygulanan ayrımcı politikalardan kaynaklı intiharlar olduğunu ve aslında intihar değil cinayet olduğunu biliyoruz.
Bizi sindirmek, susturmak, görünmez kılmak için her türlü şiddet mekanizmasını uygulayan iktidarın karşısındayız.
Nefrete, ayrımcı politikalarınıza, yasalarınıza karşı birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.
Çatlaklardan sızmayı iyi biliriz. Her yerdeyiz.
