
Mustafa amca, seni ilk kez omzuna elini atmış yiğit evladın Cafer’in de bulunduğu fotoğraftan tanıdım gördüm. Kocaman gülüyordun, gülüyordunuz; başında kasketin, sırtında yılların acı ağır yükünün çökmüşlüğüyle… Yıllarca zindan kapılarında koşturup durdun. Hayattan yana hiç gülmedi yüzün ama onur duruşlu evlat babasının onurlu gururuyla hep güldün. Ne 12 Eylül zulmü ne de ardı arkası kesilmeyen zulümler yıpratsa da yıldıramadı seni. Çünkü sen devrimci mücadelemizin mihenk taşlarından baş eğmeyen, yılmayan, devrim yolunda kararlılıkla yürüyüş eğleyen adını altın harflerle tarihe yazdığımız Cafer Cangöz’ün babası idin. Geri dönülmezliğe göçtüğünü duyduğumuzda hemen koştuk sana. Son yolculuğunda seni yalnız bırakmamak için. Dostların seni yalnız bırakmadı…. Gözyaşlarımızı içimize akıtarak; gururla yolcu eyledik seni doğduğun, büyüdüğün, acı çektiğin, güldüğün toprağına Cafer’in yanına…… Mustafa amca, şunu da üzülerek belirtmek istiyorum: Genç kuşaklarımızdan pek kimse yoktu. Bunun sebebini düşünüp, araştırıp cevaplamamız şart……. Güle güle güzel insan. Yıldızlar yoldaşın olsun!…
Bir ÖG okuru