
Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) Yürütme Komitesi, 19 Temmuz Rojava Devrimi’nin ve 20 Temmuz Suruç katliamının yıldönümüne ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
tkpml.com sitesinde yayımlanan açıklamda, devrimin halklar ve kadınlar için taşıdığı umut, tarihsel bir mücadele perspektifiyle bir kez daha vurgulandı. Açıklamada, 20 Temmuz 2015’te Urfa’nın Suruç ilçesinde DAİŞ’in saldırısında katledilen 33 devrimci genç anılarak, “Onlar tüm sınırları aşmış, devrimi büyütmüşlerdir” ifadeleri kullanıldı.
“Rojava Devrimi de tam on üç yıl önce, insanlık için bir özgür yaşam umudu olarak doğdu” denilen açıklamada, devrimin yalnızca Kürt halkı için değil, Ortadoğu’nun ve dünyanın ezilen halkları ve kadınları için de bir çıkış olduğu vurgulandı.
“Bu, sadece Ortadoğu’da değil, dünyanın birçok yerinde böyle kabul gördü. Rojava Devrimi, Kürt halkının kendi deneyim ve pratikleriyle yol aradığı, yol yaptığı bir devrim olmakla birlikte, başta Ortadoğu olmak üzere dünya ezilen emekçi halkların, ezilen kadınların da devrimi olarak tarihteki yerini aldı.”
Açıklamada devrimin çok uluslu karakterine ve anti-kapitalist doğasına dikkat çekilerek, “Kürt, Arap, Ermeni, Türkmen, Asuri, Süryani, Çeçen halklarının özgür, eşit biçimde birlikte özgür yaşamı inşa etme iradesiyle var olan bir devrimdir” denildi. Ayrıca Rojava’daki kadın öncülüğüne işaret edilerek, “Erkek egemen sistemin yok saydığı kadınların öncüsü olduğu bir devrimdir” ifadesi yer aldı.
Açıklamada, devrimlerin bedelsiz olmadığı vurgulanarak, Rojava Devrimi’nin “dünya siyasi tarihinin güncel son devrimi” olduğu belirtildi:
“Özgür yaşamın arayışları da, bunun zemini olan devrimler de bedelsiz gerçekleşmemiştir. Bedel, en ağır biçimiyle de gerçekleşse devrim, ödenen bedellerin üzerinde inşa olur.”
Suruç Katliamı’nın 10. yılında yaşamını yitiren 33 genç anılırken, onların devrime olan inançlarının bugüne ışık tuttuğu vurgulandı:
“33 devrimci sosyalist genç, bu yolun düş olmadığını herkese gösterdi. Faşist Türk devletinin DAİŞ eliyle gerçekleştirdiği bombalı saldırıda aramızdan ayrılmış olsalar da onlar, tüm sınırları aşmış, devrimi büyütmüşlerdir.”
Suriye’nin kuzeyine yönelen radikal İslamcı çetelerin varlığına ve tehditlerine dikkat çekilen açıklamada, HTŞ ve SMO’nun Dürzi ve Alevi halklara yönelik politikalarının, “33 Düş Yolcusu’nun çizgisinden sapmanın bedelini” ortaya koyduğu dile getirildi.
Açıklama, birleşik devrim ve halkların ortak geleceği vurgusuyla son buldu:
“Bu, Ortadoğu halklarının özgür ve eşit bir yaşama ulaşmasının ancak birleşik bir devrimle olacağına olan inancı da büyütmüştür.
Yaşasın Rojava Devrimi!
33 Düş Yolcusu Ölümsüzdür!”