
AMED – İnsan Hakları Derneği (İHD) Amed Şubesi ve kayıp yakınları, eylemlerinin 874’üncü haftasında Bağlar ilçesindeki Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Hakkı Anıtı önünde bir araya geldi. “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” talebiyle bir araya gelen kayıp yakınları, 13 Kasım 1994’te gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Ali Tekdağ’ın akıbetini sordu.
Eylemde ilk olarak Ali Tekdağ’ın ablası İffet Mutaş konuştu. Kardeşinin defalarca gözaltına alındığını belirten Mutaş, “Kardeşim Kürt’üm diyordu. 19 kez gözaltına alındı, 20’ncisinde Dağkapı’da arkadaşlarıyla peynir almaya giderken gözaltına alındı. O günden sonra bir daha haber alamadık” dedi. Mutaş, “Biz onu bulmak için yıllarca uğraştık. DGM’ye sorduk, ‘Biz Ali Tekdağ’ı görmedik’ diyorlardı. Hepiniz biliyordunuz. Ben hakkımı kayıpların sorumlularına helal etmiyorum. Bizim yaşadığımızı onlar da yaşasın” diye konuştu.
Kardeşinin gözaltına alınmasının ardından aileye yeniden baskı yapıldığını belirten Mutaş, “Polisler eve baskın yapıp ‘Ali nerede?’ diye sordu. Babam, ‘Siz götürdünüz’ dediği için darp edildi” dedi. Kardeşinin Silvan’a götürülerek işkenceyle katledildiğini duyduklarını söyleyen Mutaş, “Ben her Silvan’a gidişimde ‘Ali sen neredesin?’ diye bağırıyorum. Çobanlara, ‘Bir mezar görmediniz mi?’ diye soruyorum. Bizim gözümüz bir mezarın bulunmasında” ifadelerini kullandı.
İHD Kayıp Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz, Ali Tekdağ’ın hikayesini paylaştı. Demokratik Partisi üyesi olan Tekdağ’ın 1982’de “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklandığını, 1985’te tahliye olduktan sonra sürekli gözaltına alındığını ve 13 Kasım 1994’te Amed’de gözaltına alındıktan sonra kaybedildiğini aktardı.
Eşi Hatice Tekdağ’ın tanıklığına göre, Ali Tekdağ Dağkapı’da sivil giyimli kişilerce takip edilerek gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı.
Bir JİTEM elemanının itirafına göre Tekdağ, DEP’liler hakkında ifade vermeye zorlanmış, 120 gün boyunca işkence gördükten sonra Diyarbakır-Silvan arasında bir dere kenarında gömülmüştü. Ailenin yıllar süren hukuk mücadelesi sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Türkiye’yi mahkûm etmişti.
Eylem, Ali Tekdağ ve tüm kayıpların akıbetinin açıklanması talebiyle yapılan oturma eylemiyle sona erdi.



