ALMANYA | Mültecilerin aile birleşimi askıya alınıyor
Almanya'da önümüzdeki iki yıl boyunca "ikincil koruma" statüsünde bulunan mülteciler, aile üyelerini yanlarına getiremeyecek.
22 Mayıs 2025
Babama ihtiyacım var
Almanya’da önümüzdeki iki yıl boyunca “ikincil koruma” statüsünde bulunan mülteciler, aile üyelerini yanlarına getiremeyecek. Yeni koalisyon hükümetinin bu planı özellikle Suriyelileri etkileyecek. Almanya’da bu statüye sahip 351 bin 400 mülteci olduğu ifade ediliyor. Bunların çoğunu Suriyeliler oluşturuyor.
İkincil koruma statüsü, Cenevre Mülteci Sözleşmesi’ndeki “mülteci” tanımına uymayan ancak kendi ülkelerinde ölüm cezası, işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya silahlı çatışmalara bağlı keyfi şiddet riski bulunan kişilere veriliyor.
Bu statüdekiler, Almanya’da 2024 itibarıyla üç yıllık oturum izni alabiliyor, çalışabiliyor ve sosyal yardımlardan faydalanabiliyor. Ancak iltica başvurusu kabul edilen ya da “resmî mülteci” statüsüne sahip kişiler, eş ve 18 yaş altındaki çocuklarını Almanya’ya getirebilirken, ikincil koruma statüsündekiler için bu hak geçerli değil.
İkincil koruma statüsündekilerin aile birleşimi hakkı, Almanya’da yıllardır tartışmalı bir konu. 2015 yılında Angela Merkel liderliğindeki hükümet, bu kişilerin eş ve çocuklarını, aile birleşimi yoluyla ülkeye getirmesine izin vermişti. Lakin bu hak, sadece bir yıl yürürlükte kaldı ve 2016’da tekrar askıya alındı.
2018’den itibaren, bu statüdeki kişilerin aile birleşimine yeniden izin verildi. Ancak hükümet, verilen vize sayısını ayda en fazla bin ile sınırladı. Halihazırda yürürlükte olan bu sınıra bir de uzun bekleme süreleri ve karmaşık bürokratik süreçler de eklenince, süreç daha da zorlu hale geliyor. 2024 yılı boyunca, ikincil koruma statüsündeki mültecilere yaklaşık 12 bin aile birleşimi vizesi verildi.
Aile birleşimi düzenlemesinde hukukî belirsizlikler
Almanya’da mülteci haklarını savunan Pro Asyl gibi insan hakları örgütleri, aileden ayrı yaşamanın çok büyük bir psikolojik yük olduğunu ve bunun hem entegrasyonu hem de düzensiz göçü olumsuz etkilediğini savunuyor. Zira yasal bir yol olmadığında, kimi mülteciler çocuklarına, eşlerine ya da ebeveynlerini Almanya’ya getirebilmek için tehlikeli ve gayrimeşru yollara başvurabiliyor.
Bazı hukukçular, aile birleşimine ilişkin AB Direktifi’nin, ikincil koruma statüsündekiler için geçerli olmadığını çünkü direktifin, bu statü tanımlanmadan önce çıkarıldığını belirtiyor. Yine de Federal Alman Anayasası’nın altıncı maddesinde yer alan “Evlilik ve aile, devlet düzeninin özel koruması altındadır” hükmü ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin aile hayatına ilişkin hükümleri, Alman hükümeti için bağlayıcı. (DW Türkçe)