EkolojiGüncelMakaleler

ANALİZ| Vahşi Madencilik; Ölmez Ağacını Öldürmek

Torba yasayı hazırlayıp imzaya açan AKP’li milletvekillerinin aynı zamanda bu yasadan doğrudan yararlanacak maden ve enerji santrali patronları olması yeni zeytin yasası düzenlemesinin ne denli vahşi bir şekilde ele alındığını göstermesi bakımından ibretliktir.

AKP iktidara geldiği ilk andan itibaren Türkiye’yi uluslararası finans sermayesinin jandarması IMF ve Dünya Bankası’nın hazırlamış olduğu neo-liberal serbest piyasa ekonomi programı doğrultusunda emperyalist tekeller için dikensiz gülbahçesi yapmaya çalışıyor. AKP, 23 yıllık iktidarı boyunca emperyalist ve komprador kapitalist tekellerin Anadolu-Mezopotamya’nın bereketli topraklarını yağmalamasına yönelik sayısız yasa çıkarmıştır.
Enerji ve Sanayi Bakanlığı’nın 19 Haziran 2025 tarihinde meclise getirdiği 95 sayılı torba yasa teklifi de bunlardan biridir. Bu yasa ile birlikte emperyalist ve komprador maden enerji şirketleri ülke topraklarında hiçbir engele takılmadan sınırsız bir şekilde yağmalama/talan etme ayrıcalığına kavuşacak.
Daha önce 9 defa meclis gündemine getirilen ve her defasında köylülerin, devrimci-demokratların, doğa ve ekolojik yaşam savunucularının mücadelesiyle geri püskürtülen orman ve zeytin alanları maden ve enerji şirketlerine peşkeş çeken zeytin yasası AKP tarafından bir kez daha gündeme getirildi.
Köylüler; “Yeter artık çekin elinizi toprağımızdan, zeytinlerimizden. Biz bununla yaşıyoruz, doyuyoruz, kurdumuz kuşumuz bununla doyuyor. Zeytinlerimize dokunmayacaksınız, biz ekmeğimizin peşindeyiz… Bıktık artık, sabaha kadar uyuyamadık… Her şeyi çorak edince bu köylü nereye gidecek, nerede yaşayacak? Bu topraklar bizim, bunların bizi köyümüzden kovmaya ne hakkı var… Ben 68 yaşındayım. Milas Köyünden geldim, niçin geldim buraya? Köyümü toprağımı korumak için geldim…” diyerek ormanlarını, zeytinliklerini maden ve enerji santrali tekellerine yağmalatmak isteyen siyasi iktidara karşı sessiz kalmayacaklarını gösterdi.
AKP bu defa, 95 sayılı torba yasa teklifiyle 3753 sayılı Zeytin Kanunu’nu değiştirmekteki kararlılığını yasaya itiraz eden muhalefet milletvekillerine meclis koridorlarında yumruk atarak, TBBM Çevre Komisyonu avukatlarını yerlerde sürükleyerek-darp ederek gösterdi. Maden ve enerji santrali patronlarının hem AKP milletvekili hem de konuşmacı olarak yer aldığı komisyonda doğa ve çevre savunucuları köylülerin konuşturulmadığı, konuşmak isteyenleriyse yumruklayanların başında M.Varank ve milyon dolarlar alarak (milletvekili seçilir seçilmez) İyi Parti’den AKP’ye transfer olan Eskişehir Milletvekili N.Hatipoğlu’nun olması tesadüf değildir. N.Hatipoğlu’nun “ön saflarda” yasaya karşı çıkanlara öfke ve hırsla yumruk atmasının nedeni transfer ücretinin hakkını vermek isteği olduğu kadar patronların-komprador burjuvazinin sınıf dayanışmasıdır da.
Torba yasayı hazırlayıp imzaya açan AKP’li milletvekillerinin aynı zamanda bu yasadan doğrudan yararlanacak maden ve enerji santrali patronları olması yeni zeytin yasası düzenlemesinin ne denli vahşi bir şekilde ele alındığını göstermesi bakımından ibretliktir. Ekolojik yaşama geri dönüşü mümkün olmayacak şekilde zarar verecek olan tasarıyı, patronlar doğrudan kendileri hazırlayıp yasa haline getiriyor.
Bu yasada dikkat çeken bir önemli husus da İngiltere merkezli enerji araştırma şirketi Wood Mackenzie’nin 2024 yılında Türkiye’nin de içinde bulunduğu Afrika-Orta Asya-Güney Asya’yı kapsayan yerleri nadir toprak elementleri (NTE) olmak üzere kobalt, lityum, nikel, grafit, bakır vb. maden rezervleri bulunan “süper maden bölgesi” ilan etmesi(1)nden bir yıl sonraya denk gelmesidir.
Emperyalist enerji araştırma şirketleri önce “değerli” rezerv alanlarını tespit ediyor ardından işbirlikçi iktidarlar emperyalist kapitalist sermayenin ihtiyacına uygun yasaları hazırlıyorlar. Bu yasalar hazırlanırken maden ve enerji santrallerinin (kurulacakları) çevreye verdiği/vereceği zarar dikkate alınmıyor.
AKP milletvekilleri (Yusuf Ahlatçı-Ahlatçı Holding, Ferhat Nasıroğlu-Fernas Maden…) ve aynı zamanda maden ve enerji santrali patronları tarafından hazırlanan yasanın emperyalist ve komprador tekellere sağladığı kolaylıklar şöyle:
* Projeler için gerekli olan çevre etki değerlendirme (ÇED) süreci devredışı bırakılıyor.
* Kurumların görüş süresi kısaltılıyor, yanıt verilmezse “olumlu” sayılıyor.
* Yöre halkının ve toplumun itiraz hakkı pratikte ortadan kaldırılıyor.
* Taşınabilir kabul edilerek zeytinlik alanlarda maden ve enerji projeleri yapılabilecek.
* 3573 sayılı zeytincilik kanunu fiilen askıya alınıyor.
* RES, HES, GES ve JES projeleri için meralar kolayca tahsis edilebilecek.
* 2035 yılına kadar enerji projeleri için köylünün toprağı “acele” kamulaştırılacak.
* 2024 öncesinde ruhsatsız yapılmış enerji ve maden tesisleri yasal hale getiriliyor.
* Maden Petrolleri Genel Müdürlüğü (MAPEG) diğer kamu kurumlarının yerine karar verecek yetkilere kavuşuyor.
* Teklifteki harita ve koordinatlar, Akbelen, Yatağan gibi somut bölgeleri hedef alıyor.
* Bu yönüyle teklif, şirketlerin taleplerine özel olarak şekillendirilmiş “kişiye özel yasa” niteliğindedir.
* Yasa, Fosil bağımlılığı süren enerji ve maden projelerini teşvik ederek iklim krizini derinleştiriyor.(2)
Bu yasanın en sorunlu yanlarından biri 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’nu deforme ederek binlerce zeytin üreticisi aileyi yerinden yurdundan edecek olmasıdır. Hedef alınan 1939 tarihli 3573 sayılı Zeytincilik Kanunu’na göre; “Zeytinlik sahaların içinde bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinliklerin bitkisel gelişmesini, çoğalmalarını engelleyecek, kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz, işletilemez”. Durum bu şekildeyken AKP iktidarı (ve komprador patronlar) mevcut yasayı bypass ederek emperyalist tekellerin ihtiyaçlarına cevap vermek için elinden geleni ardına koymuyor.
“Ölmez ağaç” olarak adlandırılan zeytin ağacının meyvesi-zeytinyağı dünyanın en değerli bitkisel tarım-gıda ürünlerinden biri olarak kabul edildiğinden günümüzde birçok ülke özel olarak topraklarına zeytin ağacı dikiyor, zeytin yetiştiriciliği yapmaya çalışıyorken, “Türkiye yol, köprü, enerji, konut, turizm tesisleri ve daha birçok yatırım için asırlık zeytin ağaçlarını kesiyor. İstanbul-İzmir otoyol yapımı sırasında on binlerce zeytin ağacı kesildi. Muğla’da Yatağan Termik Santrali maden sahasında zeytin katliamı yapıldı. Manisa’ya bağlı Soma ilçesi Yırca Köyü’nde termik santrali yapımına yer açmak için 2014’te tam 6 bin zeytin ağacı kesildi. Türkiye’den başka zeytin ağaçlarını kesen ülke yok.”(3) Bu yasa ile sadece Milas İkizköy’de 40 bin zeytin ağacı kesilecek, onlarca köy yok edilecek. Yasa ile birlikte İkizköy ve çevresinde 400 bin dekar alan (zeytinlik-mera-otlak vs.) maden sahası ilan edilecek…
Zeytin ağaçlarının kesilmesi, mera ve tarım topraklarının ortadan kaldırılması, su kaynaklarının kirletilmesi gibi maden ve enerji santrallerinin ekolojik yaşama vereceği zarar sadece o bölgelerde yaşayan köylülerin sorunu değil tüm toplum kesimlerinin ortak sorunudur. Maden ve enerji santralleri bulundukları bölgelerde tarım ve hayvancılığı yok ettiğinden halkın temel gıda maddelerine erişimi bugünden çok daha sorunlu bir hal alacaktır.
Binlerce yıldır zeytin ağaçlarına ve birçok değişik bitki türüne yurt olan Anadolu-Mezopotamya’nın bereketli toprakları AKP tarafından üç-beş sermayedarın kasası para dolsun diye yok edilmek isteniyor. Ormanları, mera alanları, tarım topraklarını vahşi madenciliğe açanlara, yüzbinlerce köylünün geçim kapısını kapayanlara karşı toplumun tüm kesimleri birleşik mücadele etrafında kenetlenmelidir. Sermaye birikimi içinde ilkel birikim biçimlerinden biri vahşi madenciliktir, doğanın binlerce, milyonlarca yılda ürettiği toprak ve ürünlerini kâr uğruna bir çırpıda heba etmekten başka bir anlama gelmemektedir. “Başkanlık Sistemi” olarak getirilen, referandumla geçilen yeni yönetim yapısını en iyi tanımlayan, açıklayan noktalardan biri işte bu noktadır. Burada halkın çıkarına, toplumsal yarar sağlayan hiçbir şey bulunmamaktadır, zararı ise çok net şekilde ortadadır.
“Saraya Süper Yetki” Mehmet Torun, 19 Haziran 2025, Birgün
1- “Bu Yasa Ne Getiriyor?” 20 Haziran 2025, Birgün
2- “Üretme Tüket…” Ali Ekber Yıldırım, Sia Yayınları, 2020

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Diğer içerik
Kapalı
Başa dön tuşu