
AKP iktidarı yeni OVP ile birlikte patronların yüzünü güldürmeyi, emek sömürüsünü artırmayı, çocuk işçiliği yaygınlaştırmayı planlıyor. 7 Eylül’de açıklanan 2026-2028 Orta Vadeli Program (OVP) ile emek sömürüsünün katmerleştirileceği, çocuk işçilerin yaygınlaştırılacağı görülmektedir. AKP iktidarı her yeni politikayla beraber krizin yükünü emekçilere, işçilere yüklemeye devam ediyor. Her “kalkınma” ve “ekonomik büyüme” planı, halka fatura ediliyor. Patronların ihtiyaçları temelinde ortaya konulan politikalarla emek sömürüsü artırılırken işçi ve emekçiler, güvencesiz, esnek koşullarda çalışmaya mahkum ediliyor! Her dakika, her saat, her geçen gün emekçiler daha da yoksullaşırken burjuvazi daha da zenginleşiyor.
Yeni Orta Vadeli Program (OVP) da yine patronları memnun eden bir şekilde dizayn edilmiştir. Bu program ile güvencesiz çalışma ortamı ve işçilerin kıdem tazminatına saldırıyla beraber çocuk işçiliğini artırma hedefiyle ucuz iş gücü ve patronların daha çok kâr elde etmesi hedefleniyor.
Sözde “güvenceli esneklik”, özde “güvencesiz esneklik!”
Yeni OVP içerisinde geçen “güvenceli esneklik” üzerinde biraz durmak gerekiyor. “Güvenceli esneklik”ten kasıtları aslında güvencesiz çalışma ortamında patronların keyfine dayanan esnek bir çalışma tarzıdır.
Bu durum, işçilerin mola, dinlenme, tatil gibi haklarının gaspedilmesi anlamına geliyor. Mesaiye kalmanın zorunlu hale getirilmesi gibi, çalışma ortamının tamamen patronların tahakkümüne, insafına terk edilmesi demektir.
Bütün bunlar patronların daha fazla kâr hırsıyla birlikte emek sömürüsünün artmasına yol açacaktır. İşte düzenin “güvenceli esneklik” ambalajıyla üstünü örtmek istediği şey tam olarak budur!
Kıdem tazminatı yine hedefte!
Yeni OVP ile Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) de yeniden gündeme geldi.
Bir önceki OVP’de programın hayata geçirilme hedefi 2025’in son çeyreğiyken yeni OVP’de bu hedef 2026’nın ikinci çeyreği olarak hedeflendi.
TES’in en önemli ayrıntılarından biri iktidarın her zaman hedefinde olan kıdem tazminatıdır. İşçilerin kıdem tazminatının önemli bir bölümünün gasp edilerek emeklilik döneminde taksitler halinde verilmesi planlanıyor. TES sistemi aslında Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) yeniden yapılandırılmış özel bir versiyonu gibi duruyor. “İkinci emeklilik” duyurusuyla şirin gösterilmeye çalışılan bu yeni düzenlemenin emekçiler açısından hiçbir ek getirisi yok.
Bu sistemde, emekçilerin bir kısmının emeklilik için kendi adına, özel/fon bazlı zorunlu katkı ödemeleri yapması bekleniyor. Bu zorunlu katkı ödemelerinin kaynağı işçilerin kıdem tazminatı gaspı olacaktır. Mevcut sistemde işten çıkarılma durumunda, işçinin çalıştığı süreye bağlı olarak toplu olarak ödenen kıdem tazminatı, yeni düzenlemeyle kıdem tazminatının bir kısmının hemen verileceği, diğer büyük oranlı kısmın da emeklilik döneminde verileceği bir biçime dönüştürülüyor.
İşçilerin bu sistemde emeklilik dışında kıdem tazminatının tümünü alabilmeleri için de özel durumlar şart koşulmuş. Ev almaları, evlenmeleri veya uzun süre hastanede tedavi gerektiren bir hastalığa yakalanmaları halinde lütfedip işçinin kıdem tazminatının hepsini verebilecekler! Her fırsatta gözünü işçilerin kıdem tazminatına yönelten AKP iktidarı bu yeni OVP fırsatını da boş geçmemiş!
Patronların yüzünü güldüren ucuz iş gücü: Çocuklar!
Yeni OVP ile çocuk işçiliğin artırılması da hedeflenmektedir. Meslek öğrenimi adı altında çocuk işçilik liselerden ortaokul yaşlarına indiriliyor. Güvencesiz ve esnek çalışma koşullarının, düşük ücretlerin en katmerlisini yaşayan çocuk işçilerin sayıları milyonları bulacak gibi görünüyor. Zaten hali hazırda Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) yaygınlaştırılarak çocuk işçiliğin artırılmasının yolu yapılmıştı. Yeni OVP’deki “Atıl iş gücünün kalıcı biçimde azaltılması” ifadesiyle çocuk işçiliğin artırılması hedeflenmektedir. Bu hedefte en dikkat çeken hususu, çocuk işçiliğin ortaokul düzeyine indirilmesi olarak gözüküyor. Yani yasal bir yolla çocuk işçi yaşının bayağı bir aşağı çekilmesi öngörülüyor.
İktidarın hedefinde devamsızlık yapan öğrencileri MESEM’e yönlendirme politikası da bulunuyor. “Devamsızlık yapıyorsan eğitimde yerin yok, ucuz iş gücü olarak doğru emek sömürüsüne” deniliyor! Patronların işine gelen, çocukların ise çocukluğunu yaşamalarını engelleyen, geleceğini karartan bu sistem İngiltere’nin 19. yüzyıldaki çocuk işçi sömürüsünü hatırlatıyor.
Yaşları 7-8’den başlayan çocuklar fabrikalarda günde 15-16 saat çalıştırılırdı.
Hatta çoğu çocuk işçi çalıştığı fabrikalarda yatar, sabah erkenden uyandırılarak hemen çalıştırılmaya başlardı. Aradan 200 yıl geçmesine rağmen durumda değişen çok da büyük fark yok gibi duruyor. Yeter ki patronlar daha çok kâr elde etsin, onlar için bu yolda her şey mübah!
Çocuk emek sömürüsünün yaygınlaştırılması patronların işçilik masraflarının düşmesi anlamına geliyor. Ucuz iş gücü açısından çocuklar sıralamanın en tepesinde duruyor. Eskiden daha çok yasa dışı olarak uygulanan çocuk işçilik gitgide daha çok yasallaştırılarak çocuklar üzerinde yoğun emek sömürüsünü normalleştiriyor. Sermayenin ihtiyaçlarına göre hareket eden rejim, “meslek öğretme” bahanesiyle çocukları eğitim-öğretim hayatından koparıp atölyelerde, fabrikalarda en güvencesiz ve esnek şartlarda çalışmaya zorluyor.
İSİG Meclisi’nin hazırladığı rapora göre; 2024-2025 eğitim öğretim yılında en az 72 çocuk işçi iş cinayetinde hayatını kaybetti. Bir önceki yıla göre çocuk işçi ölümü yüzde 10 artış göstermiştir. Bu bize, çocuk işçilerin sayısının “meslek eğitimi” adı altında yoğunlaşmasıyla birlikte, güvencesiz çalışma şartlarının da iş cinayetlerindeki önemli payını göstermiş bulunuyor.
Yeni OVP ile birlikte önümüzdeki yıllarda bu sayılarda daha da artış olacağını öngörmek ülke şartları göz önünde bulunduğunda müneccim olmayı gerektirmiyor!