Güncel

ANI – ANLATI | Vicdanın, İnsanın ve Geleceğin Sınırsız Düş Gücünün Zengin’iydi Bekir

"Bekir Zengin: Hayatı boyunca direndi, yaşarken öğretti, aramızdan dimdik ayrıldı."

Tokat Zile’de 1958 yılında dünyaya gelen Bekir Zengin yoldaş, daha sonra geldiği İstanbul’da torna tesviye mesleğini öğrenerek çalışmaya başlar. Bekir Zengin yoldaş, genç yaşta öğrendiği esas mesleği olan torna tesviye titizliğini, hayatının her alanına işleyen bir yapıya sahip olmuştu desek abartmış olmayız.

Genç yaşında geleneğimizle ilişkilenen Bekir yoldaş, esas mücadelesini 1980 sürecine kadar küçük işletmelerdeki işçi-emekçi kesimler içinde sürdürür. Mütevazı ve alçakgönüllü yapısıyla çalıştığı her yerde sınıf kardeşleriyle güçlü bağlar kurarak, kitlelerin gözünde ve gönlünde saygın bir yere sahip olur. Halkların nezdinde böylesine bir saygınlığa sahip olan Bekir yoldaş da, birçok örnekte yaşandığı gibi, egemen sınıfların normal yöntemlerle yönetememeleri sonucu tertiplenen sıkıyönetim ve ardından gelen faşist 12 Eylül darbecilerinin hedefi haline gelir. Cuntanın ağır baskı koşulları içinde mücadeleden geri adım atmadan, aktif bir şekilde mücadelenin sürdürücüsü olur.

1981 yılının ortalarında hareketimize yapılan büyük bir operasyonda, onu ele geçiren karanlığın bekçileri, dehlizlerinde aylarca süren insanlık dışı işkencelere rağmen Bekir yoldaşa boyun eğdiremezler. Tutsak edildiği zindanlarda da yoldaşlarıyla birlikte onurlu mücadelesine devam eder.
12 Eylül karanlık iktidarının zindanlarda uyguladığı kişiliği teslim alma, özgürlük tutsaklarını posaya çevirme saldırılarına karşı, örgütlü yapısıyla mücadele eder; alnı ak, başı dik bir şekilde dışarı çıkar.
1983 yılı ortalarında, İstanbul tutsakevlerinde dayatılan tek tip elbise ve çıplak arama saldırılarına karşı Metris mevzisinde —daha sonraki yıllarda pusuda katledilen Ali Rıza Boyoğlu, Fevzi Yalçın vb. yoldaşlarıyla birlikte— direnişe önderlik edenler arasında yerini alır.
Tutsaklığın en ağır yaşandığı o tarihsel momentte, örgütlü yapıyı ayakta tutmada önemli bir işleve sahip olan Tutsak Partizan dergisinin de en aktif yazarları arasında bulunur.

1980’lerin ortalarında bedensel özgürlüğüne kavuşan Bekir yoldaş, dışarıda da tereddüt etmeden örgütüyle ilişkiye geçerek mücadelesine devam eder. Sınıf yapısının da bir gereği olarak yoldaşları onu, büyük kentlerde esas örgütlenme alanı olarak tespit edilen işçi sınıfı içinde örgütlenmede konumlandırırlar.
Bu faaliyetlerin Gebze’den Trakya Lüleburgaz’ın işçi havzalarına kadar genişleyip yaygınlaşmasında Bekir yoldaşın büyük emeği, alınteri ve göz nuru vardır.

Tarihimizde DDDB olarak adlandırdığımız 90’lar sürecinde nesnel bir varlığa dönüşen örgütlenmenin siyasal anlayışının oluşturulup örgütsel yaşamda cisimleştirilmesinin isimsiz kahramanlarından biridir Bekir Zengin yoldaş.
Daha sonraki yıllarda işçi sınıfı içinde örgütlenmede edindiği engin birikimiyle, çeşitli iş kollarında eğitim uzmanlığı da yaparak sınıf kardeşlerine sömürünün cenderesinden kurtuluşun bilincini taşımada başat bir rol üstlenmiştir.

Dışarıdaki mücadelesinde hayatını birleştirdiği, mücadelenin saygın önderlerinden biri olan Suzan Zengin yoldaşla yaşadığı hayat, onun bu sekmez yürüyüşünde ciddi bir güç kaynağı olmuştur.
2000’ler sürecinde demokratik mücadelenin eğilmez, bükülmez sembolü olan Suzan yoldaşın tutsak düşüp ağır hastalıkla cebelleşmesi ve sonrasında ölümsüzleşmesi, Bekir yoldaşın duygu dünyasında büyük bir yıkıma yol açmıştır.
Sonrasında yakasına yapışan ciddi sağlık sorunlarına rağmen, azalan enerjisine karşın doğru bildiği yolda yürüyüşüne devam etmiştir.

O, yaşamı boyunca proleterya partisinin sürdürdüğü içte ve dıştaki amansız sınıf mücadelesinde hep doğrunun tarafında durmuş, hiçbir hizipçi oluşuma prim vermemiş ve onlarla sabırlı, sebatkâr bir şekilde mücadele eden gerçek bir proleter karakteri temsil etmiştir.

Bekir yoldaşı birkaç cümleyle özetleyecek olursak;
Mütevazı ve alçakgönüllü kişiliğiyle bulunduğu her ortamda çevresindeki insanlarla düzeyli ilişkiler kuran, vicdanlı, hakkaniyetli ve kötülüklere boyun eğmeyen güçlü karakteriyle tanıdığı herkesin hafızasında derin izler bırakan, bedensel olarak aramızdan ayrılsa da, yüzlerce yoldaşımızın safında ölümsüzleşenlerden biridir.
Etiket, unvan ve mevki makam peşinde koşmayan; soyadındaki “Zenginliği”, insanlaşmada ve ayakta dik durmada bulan bir insandı.

Bu ülkenin mazlum halkları güçlü karakterli bir dostunu, bizler de gönlümüzde yücelttiğimiz bir yoldaşımızı kaybetmenin derin acısını yaşıyoruz. Kaybımız büyük.
Bekir yoldaşın yaşam felsefesinin bizlere bıraktığı gururla içimizi yakan acıları dindirmeye çalışıyoruz.
Ardından ağlayan yüzlerce, binlerce insanın gözyaşı; uğruna ömrünü verdiği değerleri sulayıp büyütecek.

Son nefesini verirken bile yere düşmeyen sandalye üzerindeki dik duruşun, ardında kalanlara örnek olacak.
And olsun ki değerlerin, büyük insanlığın mücadelesinde sonuna dek yaşayacak.
Seni hep saygı ve minnetle anacağız.

Bekir yoldaş ölümsüzdür!

(Bir yoldaşı)

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu