GüncelKadın

Antakya’da kadınlar Alevi katliamına karşı yürüyor (Güncellendi)

Antakya'nın Samandağ ilçesinde bir çok ilden bir araya gelen ve içlerinde YDK'nın da olduğu kadın örgütlerinin oluşturduğu Suriye Kadın İnsiyatifi çağrısı ile Suriye'de HTŞ tarafından katledilen Alevi halkı için yürüyor.

Suriye Kadın İnsiyatifi’nin çağrısıyla Suriye’deki Alevi katliamına karşı kadınların sesini yükseltmek için kadınlar  yürüyüş gerçekleştiriyor.

Antakya Samandağ’da  YDK’nın da içinde olduğu kadınlar  “Katil HTŞ işbirlikçi AKP, Yaşasın Kadın Dayanışması” vb sloganlarla vb Samandağ’da PTT önünden Suriye sınırına doğru yürüyüşe geçti.

Yüzlerce kadın barışı simgeleyen beyaz tülbentleri ve ellerinde reyhanlarla Suriye’deki HTŞ’nin katliamında kaçırılan, öldürülen alevi kadınlarının sesini yükseltiyor.

Suriye Kadın İnsiyatifi çağrısıyla Samandağ deniz sahiline yürüyen kadınlar Suriye sınırının sıfır noktasında Suriye’de katledilen, kaçırılan alevi kadınların sesine ses olmak için beyaz tülbenleriyle ellerindeki reyhanları denize bıraktı.
Sonrasında Hızır türbesi önünde Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkana Yardımcısı Elif Keleş basın açıklamasını okudu.

Keleş, “Bugün, 24 Nisan… Yani Ermeni halkına yönelik soykırımın başladığı gün.  Yüz yılı aşkın bir süredir bu ülkenin tarihinde yüzleşilmeyen büyük bir acının, büyük bir utancın yıl dönümündeyiz. Katliamlarla yüzleşmedikçe zorba iktidarlar yenilerini yapmaya devam ediyorlar” şeklinde başladı.

Açıklamanın  devamında, “Biz kadınlar, bir kez daha sesleniyoruz:

“Ermeni Soykırımı’nın utancıyla yüzleşin!”

Ve bugün, yanı başımızda, Suriye’de insanlık yeni bir utançla, yeni bir katliamla karşı karşıya.

8 Aralık’ta El Kaide ve IŞİD gibi cihatçı örgütlerin devamı olan HTŞ, yönetimi ele geçirir geçirmez Suriye halklarına, özellikle de Alevilere karşı sistemli bir soykırım uygulamaktadır. Bu şeriatçı yapı sadece Alevileri değil; Dürzilere, Kürtlere, Türkmenlere ve Hristiyanlara da saldırmaktadır.

Yobaz HTŞ yönetiminin hiçbir farklılığa tahammülü yok. Suriye’de yaşanan Alevi katliamı; Koçgiri, Zilan, Dersim, Maraş, Sivas Madımak, Suruç ve Gazi katliamlarının devamından başka bir şey değildir” şeklinde devam etti.

Keleş açıklamanın devamında, “Suriye’de Alevi kadınlara yaşatılan; Alevi kimliğinin ve Alevi inancının inkârıdır. Alevilerin mal ve mülklerinin talan edilmesidir.

Yeni yobaz Suriye yönetiminin, yetmiş iki millete aynı nazardan bakan Alevilere tahammülü yok. Özgür, güçlü kadınlara ise hiç tahammülü yok!

Kadın düşmanı bu yobazlar; özgürlük yanlısı, seküler ve bağımsız kadınları evlere kapatıp erkeklerin kölesi yapmak istiyor.

Alevi inancına, varlığına ve kadınlara yönelik bu organize yok ediş; yalnızca bir inancı değil, yüzyıllardır bu topraklarda yaşamış bir halkın belleğini, kültürünü ve kutsallarını da yok etmeye yöneliktir.

Kadınlar kaçırılmakta, tecavüze uğramakta, işkenceyle öldürülmekte, bedenleri paramparça edilmektedir.

Üstelik nasıl bir zulüm yaşadıklarını bilmiyoruz.

Evlerinde diri diri yakılan hamile kadınlardan, doğmamış bebeklere uzanan bu zulüm zinciri; Maraş’ta, Dersim’de, Sivas’ta tanık olduğumuz vahşetin devamıdır.

Bu savaşlarda en ağır bedeli yine kadınlar ödemektedir. Çünkü erkek egemen sistem, kadın bedenini savaşın ganimeti saymakta, cinsel saldırıyı bir silah olarak kullanmaktadır”  denildi.

Keleş son olarak, “Biz bu suskunluğu iyi tanırız!” başlığı ile açıklamasına şu şekilde devam etti. 

Dersim’de susanları, Maraş’ta göz yumanları, Sivas’ta dumanlara seyirci kalanları unutmadık!

Roboskî’den Halepçe’ye, Şengal’den bugüne kadar yaşatılan katliamları unutmadık!

Mevcut AKP-MHP eril zihniyeti, Colani’yi en üst düzey protokolle ağırladı.

Bizim nazarımızda bu katliamın açık ortaklarıdır.

Bu zulüm sadece Suriye’deki Alevi kadınlarla sınırlı değildir; Êzidî, Süryani, Hristiyan, Kürt ve Ermeni kadınlar da aynı zulmü yaşamaktadır.

Hayatı çalınan tüm kadınlar için isyandayız.

Ve bu katliama sessizlik sürdükçe öfkemiz daha da büyüyor!

Bizler;

Dersim’in küllerinden, Maraş’ın acısından, Sivas’ın dumanından geçerek geldik.

Hakk’tan, hakikatten, adaletten, mazlumdan yana saf tutmaktan vazgeçmedik, vazgeçmiyoruz.

Suriye’de tüm halkların ve inançların eşitliğini ve özgürlüğünü esas alan demokratik bir anayasal düzenden başka çıkar yol yoktur.

Birleşmiş Milletler’i ve uluslararası insan hakları örgütlerini Ortadoğu’da yaşanan bu katliama “dur” demeye çağırıyoruz.

Suriyeli Alevilerin korunması ve yardımların bölgeye ulaşması için insani yardım koridoru açılmalıdır.

Tekrarlıyoruz: Ortadoğu’daki diğer çatışmalarda anında insani yardım koridoru açmakla övünen siyasi iktidar, bir an önce Aleviler için de aynı şeyi yapmalıdır!

Siz sadece koridoru açın, biz kardeşlerimize gerekli her türlü yardımı ulaştırmaya hazırız” şeklinde sona erdi. 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu