Almanya Türkiyeli İşçiler Federasyonu (ATİF), Avrupa’da mülteciler ve göçmenler üzerinde artan baskılara dikkat çekerek, zorla geri gönderme politikalarının durdurulmasını istedi. ATİF yaptığı yazılı açıklamasında, Almanya’da kurulan CDU/CSU-SPD koalisyon hükümetinin mülteci ve göçmen politikalarında ciddi kısıtlamalara gittiğini vurguladı.
Federasyon, özellikle aile birleşimi hakkının kaldırılmasına ilişkin, “Aile birliği, uluslararası hukukta güvence altına alınmış temel bir haktır. Mültecilik statüsü kazanmış kişilerin eşlerini ve çocuklarını yanlarına alabilmeleri, insanlık onuruna dayalı yaşamın vazgeçilmez bir unsurudur. Bu hakkın ortadan kaldırılması, bireylerin değil, toplumların en temel bağlarını hedef almaktadır” dedi.
ATİF açıklamasında, geri gönderme politikalarının özellikle savaş ve çatışma bölgelerine uygulanmasının ciddi tehlikeler doğurduğu belirtildi:
“Bugün yalnızca ‘güvenli ülke’ sayılan bölgeler değil, Suriye ve Afganistan gibi hâlen savaşın hüküm sürdüğü ülkeler de geri gönderme kapsamına alınmıştır. Bu, fiilen insanları ölümle, işkenceyle ve travmayla yüz yüze bırakmak anlamına gelmektedir.”
Federasyon, Avrupa’da yükselen ırkçılık ve iç faşistleşmeye de dikkat çekti:
“Almanya ve genel olarak Avrupa, bugün kendi tarihsel sorumluluklarını görmezden gelmektedir. Mültecilerin büyük bir kısmı savaşların, yoksulluğun, iklim felaketlerinin ve otoriter rejimlerin pençesinden kaçmak zorunda kalmıştır. Ancak bu felaketlerin arkasında, doğrudan veya dolaylı biçimde emperyalist güçlerin ekonomik çıkar savaşları ve silah ticareti yer almaktadır.”
Almanya’daki mülteci kamplarının koşullarına da değinen ATİF, “Odalar kapasitenin üzerinde, tuvalet ve banyo olanakları yetersiz. Hastalanan mülteciler sağlık hizmetine doğrudan erişememekte; önce sosyal yardım dairesinden belge almak zorunda kalmaktadır. Sağlık, evrensel bir insan hakkıdır ve bürokrasiye bağlanamaz” ifadelerini kaydetti.
ATİF, Türkiye’den gelen iltica başvurularının büyük çoğunluğunun reddedilmesinin çoğu zaman siyasi baskı, düşünce özgürlüğü ihlali veya insanlık dışı ceza koşulları göz ardı edilerek alındığını belirtti. Ayrıca, oturum haklarının meslek edinme şartına bağlanmasının fiilen uygulanamaz olduğunu ve mültecilerin yaşamını bilinçli olarak çıkmaza sürüklediğini vurguladı.
Avrupa genelinde yükselen mülteci karşıtı politikalar karşısında hem hukuki hem toplumsal mücadeleyi örgütlemenin önemine işaret eden ATİF, “Mültecilik bir suç değil, hayatta kalma mücadelesidir! Ortak mücadeleyi büyütmeli, ırkçılığa karşı eylem birlikleri oluşturmalı ve her düzeyde direnişi örgütlemeliyiz. Mültecilerin geri gönderilmeleri durdurulmalı, tüm mültecilere insanca yaşayabilecekleri koşullar sağlanmalıdır” dedi.
