DünyaGüncel

ATİK: Gazetecilik Suç Değildir; Sevda Perihan Erkılınç Serbest Bırakılsın!

Avrupa Türkiyeli İşçiler Konfederasyonu, 2 Mayıs günü tutuklanan gazetemiz muhabiri Sevda Erkılınç için bir çağrı yayımladı.

Türkiye’de devrimci demokratik mücadele içinde yer alan, AKP-MHP iktidarına en ufak eleştiride bulunan tüm kesimlere yönelik gözaltı ve tutuklama terörü genişleyerek sürüyor. Giderek güçsüzleşen ve halk içinde karşılığı-desteği düşen iktidar, ayakta kalmanın tek yolu olarak bu baskı ve terörü yükseltmekten başka çare bulamıyor. Gazeteciler de en çok tutuklananlar arasında, çünkü iktidarda kalmalarının yolu gerçeklerin karartılmasından geçiyor! Bu tablonun örneklerinden biri de, Özgür Gelecek muhabiri Sevda Perihan Erkılınç’ın tutuklanması, hapishanede gördüğü muamele ve aradan geçen iki aya rağmen iddianamesinin dahi hazırlanmamasıdır.” sözleriyle başlayan açıklamada, Erkılınç’ın, 1 Mayıs öncesi İstanbul’da gerçekleştirilen operasyonlar kapsamında, 29 Nisan sabahı evi basılarak gözaltına alındığına ardından Ön Söz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Songül Yücel ile birlikte tutuklanarak hapishaneye gönderildiğine, kamuoyunun da açıkça bildiği üzere, Sevda Perihan Erkılınç’ın bir gazeteci olduğuna ve uzun süredir kadın mücadelesi içinde yer aldığına,  Sevda’nın yaptığı tek şey gerçeği halka ulaştırmak, halkın sesi olmak, yasaklara karşı emekçilerin, kadınların, LGBTİ+’ların, tüm ezilen kesimlerin sözünü duyurmak olduğuna dikkat çekildi.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

Ancak iktidarın gerçeklerden ne denli korktuğu, gazeteciliği kendinden önceki iktidarlar gibi “suç” olarak kabul etmesinden anlaşılmaktadır.

Hapishanede İşkenceye Varan İhmal

Sevda’nın tutukluluğu yalnızca hukuksuz değil, aynı zamanda sağlığı açısından da hayati tehlike taşımaktadır. Türkiye İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’in aktardığına göre, Sevda hem astım ve hem de çölyak hastasıdır. Yani yaşamını sürdürebilmesi, glütensiz bir diyetin eksiksiz uygulanmasına bağlıdır. Ancak hapishane idaresi, bu yaşamsal zorunluluğu sistemli biçimde ihlal etmektedir.

Keskin’in ifadesiyle, Sevda aşırı derecede zayıflamış, yemek yiyemediği için sadece peynirle beslenmek zorunda kalmıştır. Haftada sadece bir ya da iki kez glütensiz ekmek verilmekte, çoğu zaman hiçbir uygun gıda sağlanmamaktadır. Bunun yanında, revire sevk talepleri karşılanmamakta, ihtiyaç duyduğu ilaçlara da ulaşamamaktadır. Bu durum açıkça insanlık dışı muamele anlamına gelmektedir ve hapishanede Sevda’nın sağlığının her geçen gün daha da kötüleşmesine yol açmaktadır.

Ne Suç, Ne Delil, Ne İddianame: Sadece İntikam

Aradan iki ay geçmesine karşın Sevda’nın neyle suçlandığına ilişkin iddianame hâlâ hazırlanmış değildir. Tutukluluğu, hukukla açıklanabilecek bir durum değil, yalnızca siyasal iktidarın basın özgürlüğünü susturmaya yönelik bir intikam pratiğidir. Tüm bunlar bir araya geldiğinde, Sevda’nın durumu yalnızca bireysel bir hak ihlali değil, sistematik devlet politikalarının bir parçası haline gelmektedir.

Susturamayacaksınız! Gerçekleri Yazmaya Devam Edeceğiz

Sevda Perihan Erkılınç şahsında, halkın haber alma hakkı ve muhalefetin sesi susturulmak istenmektedir. Ancak tarih göstermiştir ki baskıyla, zulümle, tutsaklıkla gerçeklerin üstü örtülemez. Gazetecilik suç değildir! Hasta bir tutsağa yemek vermemek, onu ilaçsız bırakmak, onu izole etmek yalnızca hak ihlali değil, işkencedir!

Sevda’nın içeride geçirdiği her gün sağlığından çalınmakta, ölüme terk edilmektedir. Bu bilinçli bir devlet politikasıdır ve sorumluları bellidir.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu