Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş’in ölümüyle ilgili soruşturma sürerken, ailesinin avukatı Zeynep Demir, Adli Tıp raporunun cinsel saldırı ihtimaline işaret ettiğini açıkladı.
Eski Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, rapora dair yanıtlanması için İstanbul Adli Tıp Kurumu Biyoloji İhtisas Dairesi’ne dört soru yöneltti. Eren’in özellikle dikkat çektiği konu, kurumun 10 ay boyunca DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin hangi bölgelerinden alındığını bildirmemesi ve böylece soruşturmanın aksamasına neden olması.
Eren’in yönelttiği sorular arasında şu başlıklar öne çıktı:
- 01 Kasım 2024 tarihli raporun sonuç kısmının 5.4 maddesinde, iki farklı erkek şahsa ait DNA örneklerinin Rojin’in bedeninin hangi bölgesinden alındığı neden belirtilmedi?
- Israrlı talepler sonrası 10 Ekim 2025 tarihli raporda DNA örneklerinin sternal ve intra vajinal bölgelerden alındığı belirtilmiş; 01 Kasım 2024 tarihinde bu bilginin bilindiği halde “örneklerden şüpheli bir bulgu tespit edilmedi” denilmesi nasıl açıklanabilir?
- Rapor, Adli Tıp çalışanları açısından bulaş olasılığının bertaraf edildiğini ifade ediyor. DNA örneklerinin alınan bölgeler bilinirken, “otopsi yerine sevki sırasında olabilecek bulaş riski”ne sadece dikkat çekilmesi tıbbi açıdan ne kadar gerçekçi?
- Son olarak, sadece bulaş olasılığına odaklanıp, DNA örneklerinin bulunduğu bölgelerin yaklaşık 10 ay boyunca Van Cumhuriyet Başsavcılığı’na bildirilmemesinin soruşturmayı sürüncemede bıraktığının farkında mısınız?
