
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) öğrencileri ve ekoloji örgütleri, üniversitenin Arı Kapı girişinde bir araya gelerek, İTÜ’de devam eden 10. Karbon Zirvesi’ni protesto etti. İki gün süren zirvenin teşhir edilmesi amacıyla düzenlenen basın açıklamasında, “Sömürü sistemlerini devam ettiriyorlar” vurgusu yapıldı.
Zirve, 14-15 Nisan 2025 tarihlerinde İstanbul’da, İklim Kanunu’nun Meclis’te görüşülmesiyle paralel olarak düzenlendi. Beyda Ceylan, bu çakışmanın bir tesadüf olmadığını belirterek, zirvenin karbon ticaretinin yeni bir kâr alanı haline geldiği bir platforma dönüştüğünü ifade etti. Ceylan, “Bu zirve, iklim kaosunu büyütenlerin halklara nanik yapmasından ibarettir,” dedi.
‘Fırsat değil, sömürü’
Ceylan, karbon ticaretinin yalnızca finans kuruluşlarının ve büyük şirketlerin kazanç sağlaması amacıyla kullanılan bir araç olduğunu belirtti. “Emisyon azaltımı yerine, emisyon hakkı satın alıp sömürü sistemlerini devam ettiriyorlar,” dedi. Ayrıca şirketlerin çeşitli “hayalet projelerle” sera gazı salımlarını sıfırlamış gibi gösterdiklerini, bu durumun halk ve doğa açısından ciddi sonuçları olduğunu vurguladı.
Ceylan’a göre iklim krizine neden olan fosil yakıt ve kömür kullanımından kaynaklı sera gazı salımı, kuraklıklar, orman yangınları, seller ve solunum yolu hastalıkları gibi pek çok felaketin başlıca nedeni. “Bizim ihtiyacımız olan, krizin durdurulması,” diyen Ceylan, karbon ticaretine karşı mücadele çağrısı yaptı.
Zirveye katılan şirketler teşhir edildi
Zirvenin sponsorları arasında yer alan şirketler de açıklamada tek tek protesto edildi. Ceylan, Çanakkale’de termik santraller işleten İÇDAŞ’ın iklim suçlarıyla birlikte Gazze saldırıları sırasında İsrail’e çelik satmayı sürdürdüğünü ifade etti. Rosatom’un Akkuyu’daki faaliyetleri nedeniyle Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne şikayet edildiğini, Shell’in ise dünya genelinde çevre felaketlerine yol açtığını belirtti. Zorlu Enerji’nin zeytinlikleri hedef aldığı ve siyonist şirketlerle işbirliği yaptığı da açıklamada yer aldı.
İTÜ’ye tepki: ‘Üniversiteler halkındır’
İTÜ Rektörlüğü’nün zirveye ev sahipliği yapmasına yönelik eleştiriler de açıklamada geniş yer buldu. Ceylan, üniversitelerin bilimsel bilgi üretme yerleri olduğunu ve şirketlerden bağımsız etik bir pozisyon benimsemesi gerektiğini vurguladı. “Bizler eminiz ki, İTÜ rektöründen ibaret değildir,” dedi.
‘Bu zirvenin meşruiyetini tanımıyoruz’
Beyda Ceylan, açıklamanın sonunda, “Bu zirveyi, bu zirveye katılanları, bu zirveyi himaye edenlerin meşruiyetini tanımıyoruz,” dedi. Karbon ticaretine karşı durduklarını yineleyerek, herkesi bu tür organizasyonları ve sponsorlarını boykot etmeye çağırdı: “Akkuyu’da, Akbelen’de, Gazze’de, Nijer Deltası’nda ve dünyanın her yerinde bu tüccarları teşhir etmeye devam edeceğiz.”