KESK, DİSK, TTB ve TMMOB çağrısı ile İstanbul Beşiktaş İskele Meydanında 6 Şubat depreminin 2. yılında yapılan eylemde, “Herkesi doğa, kent ve yaşam odaklı bir ülke kuruluşu için mücadeleye çağırıyoruz” vurgusu yapıldı.
Eyleme, aralarında Partizan, BDSP, Sol Parti, SGDF, DGB, YDG gibi devrim ilerici örgütlerin de katıldı.
Eylemin ortak açıklamasını Aydan Adanur Usta okudu.
Usta açıklamaya, “Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan bir tesiste, henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında 78 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, onlarca yurttaşımız ise yaralanmıştır. Bu faciada yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz.
Bu düzende yangınlarda ölen, depremlerde göçük altında kalan, iş cinayetlerine kurban giden, açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen bizleriz.
Bu karanlık düzende en ufak kazalar bile faciaya dönüşüyor!
6 Şubat 2023’te yaşadığımız deprem felaketinin üstünden ise 2 yıl geçti” şeklinde başladı.
“Ülke tarihimizin en büyük depremlerinden biri olan 6 Şubat depremleri geniş bir coğrafyayı etkileyerek 11 ilimizde yıkıcı sonuçlar yaratmıştır. Resmî rakamlara göre 53 bin 537 yurttaşımız hayatını kaybetti, 107 bin 204 yurttaşımız ise yaralandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verilerine göre 39 bin 441 binanın deprem anında yıkıldığı, 271 bin 892 binanın ise aldıkları hasarlar nedeniyle kullanılamaz hale geldiği belirtildi.
Yaşadığımız afetin yönetim sürecinde AKP iktidarının sergilediği tutumlardan şunu çok iyi gördük ki, resmî veriler gerçeği yansıtmaktan oldukça uzaktır. Depremde yaşanan kayıplara ve yıkımlara ilişkin tüm veriler aradan geçen 2 yıla rağmen henüz tam anlamıyla açıklanmış değildir”sözleri ile devam eden Usta, depremin ilk günlerinde, yaşanan yıkımın büyüklüğü toplumdan saklanmaya, her şeyin kontrol altında olduğu imajı yaratılmaya çalışıldığını, afetle mücadele konusunda büyük bir başarısızlık gösteren AKP iktidarı, ilk günden itibaren sorumluluğu üzerinden atmak için elinden gelen her şeyi yaptığını, felaketin boyutlarını büyüten ve hepimizin canının daha fazla yanmasına neden olan şey ise afetin hemen ertesinde yaşananlar olduğunu dile getirdi.
Usta devamında, “Deprem sonrasında arama kurtarma faaliyetlerinde yaşanan zafiyetler nedeniyle binlerce kişi günlerce enkaz altında kurtarılmayı bekledi. Depremzedeler enkaz altındaki yakınlarını kurtarabilmek için ne bir arama kurtarma timine, ne de gerekli teçhizata ulaşabildiler.
Deprem sonrasında dünya tarihinde eşine az rastlanır bir dayanışma seferberliği yaşanırken, siyasi iktidar bölgeye giden yardım malzemelerine AFAD üzerinden el koymaya çalıştı.
İktidar partileri ve yandaş gazeteler demokratik kitle örgütlerini, yardım sağlayan gönüllü kuruluşları, emek-meslek örgütlerini, belediyeleri hatta tribün gruplarını hedef gösterdi.
Yaşanan felaketin sorumluluğunu kabul etmek ve yanlıştan dönmek yerine türlü yalanlarla sorumluluğu başkalarının üzerine yıkmaya çalıştılar. Siyasi iktidar, tüm bu yaşananlardan hiçbir ders çıkarmadığını deprem sonrasındaki uygulamalarıyla bir kez daha gösterdi.
Yaşadığımız büyük kayıplar ve derin acılar bizlere bir kez daha göstermiştir ki aklı, bilimi, planlamayı ve denetimi dışlayan yönetim anlayışı, ülkemizin geleceğine yönelik en büyük tehdittir. Tüm bu kayıplar ve hasarlar, 6 Şubat’ın üzerinden geçen 2 yıla rağmen depremzedelerin çözülmeyen sorunları bizlere şunu göstermektedir:
Bu süreçte yaşanan felaketler gibi bundan sonra yaşanacak felaketlerin de sorumluluğu AKP iktidarındadır. Benzer felaketlerin tekrar yaşanmaması için ranta dayalı, piyasacı, kamusal denetimi ve kamu yararını hiçe sayan politikaların terk edilmesinden başka yol yoktur.
Tekrar hayatını kaybeden yurttaşlarımızın acısını ilk günkü gibi yüreğimizde hissederek, başsağlığı, sabır ve dayanışma dileklerimizi paylaşıyoruz.
Herkesi doğa, kent ve yaşam odaklı bir ülke kuruluşu için mücadeleye çağırıyoruz” şeklinde sözleri kaydetti.