DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Anne… Senin Gibi Anneler İçin…

Bu, mektup 25 Aralık'ta Odisha'nın Kandhamal ormanlık bölgesinde polis tarafından katledilen HKP (Maoist) MK üyesi Paka Hanumanthu'nun (Ganesh ) yayınlanmamış bir eseridir. Ölümünden sonra yayınlandı.

Açıklama: 25 Aralık’ta Hiindistan’ın Odisha Eyeletinde Hint gerici devletiyle HKP (Maoist)’e bağlı savaşan HKGO güçleri arasında yaşandığı iddia edilen çatışamada ölümsüzleştiği iddia edilen HKP (Maoist) MK üyesi Paka Hanumanthu (Ganesh) tarafından annesine yazılmış bir mektuptur.  Yaşandığı iddia edilen çatışmada ikisi kadın olmak üzere 6 gerillanın ölümsüzleştiği duyuruldu. HKP (Maoist) MK üyesi Paka Hanumanthu (Ganesh) 69 yaşındaydı ve uzun yıllardır devrimci mücadele içindeydi. Gerici Hint devleti kendisi için 1.1 milyon rupi ödül açıklamıştı. Paka Hanumanthu (Ganesh)’in annesine yazdığı mektubu Özgür Gelecek okurları için çevirdik.


 (Bu, mektup 25 Aralık’ta Odisha’nın Kandhamal ormanlık bölgesinde polis tarafından katledilen HKP (Maoist) MK üyesi Paka Hanumanthu’nun (Ganesh ) yayınlanmamış bir eseridir. Ölümünden sonra yayınlandı. Mektubun içeriğinden hareketle Ganes’in, Eylül 2022’de babasının ölüm haberini aldıktan sonra bu mektubu annesine yazdığı anlaşılıyor. Annesi de daha sonra aşırı yoksulluk, hastalık ve yaşlılık nedeniyle vefat etti. Bu mektubun annesine hayattayken ulaşıp ulaşmadığı ise bilinmiyor. Oğlunun mektubunun uzun bekleyişin yükünden onu teselli edip etmediği de bilinmiyor. Ölümünden sonra bile önde gelen bir gazete bunu yayınlamayı reddetti, ancak okuyuculara ulaşması önemli. Düşünüyorum ki… ulaşacak.)

Sevgili Anne…

Bu üzücü zamanın böyle geleceğini beklemiyordum. Gazetede babamın 30 Eylül 2022’de 90 yaşında aramızdan ayrıldığına dair üzücü haberi gördüm. Sizi bırakıp devrim yoluna girdiğimde, babamın ölüm haberi bana kırk yıl öncesinin anılarını geri getirdi. Sizinle, babamla, aile üyelerimizle ve köydeki insanlarla geçirdiğim tüm günler aklıma geldi. Devrime katılmadan önce sahip olduğum sevgi ve şefkat sayesinde şimdi seçtiğim yolda yürüyebildiğimi her düşündüğümde, hepinize daha çok saygı duyuyorum. Özellikle babam benim, kardeşlerim ve evimiz için çok çalıştı. Bu ülkedeki tüm sıradan insanlar böyle yaşıyor. Bunun içindeki sorumluluk, sevgi ve emek çok büyük.

Çocukluğumda dedem Pullaiah ve nenem Peddamma’nın kucağında oynadığım günler, çocukluğum kadar canlı bir şekilde aklımda. Babam toprağı kazardı, tarlaları sürerdi, çukurlar açardı, tohumları ekerdi ve hasadı yapardı. Yaptığı tüm bu zor işler sizin içindi. Yoksulluğumuzda bizi desteklemek için ne kadar çok sıkıntı çektiniz, borç aldınız. Tüm bu zor işlere rağmen, tüm ailemizin aç kaldığı günler oldu. O günleri her zaman hatırlayacağım. Bu ülkede bizim gibi birçok aile var. Bizi karnınızı aç bırakarak desteklediğinizi asla unutmayacağım. O zamandan beri birçok kez gördüm ki, kim veya ne olursa olsun tüm ebeveynler böyledir. Bu kadar zorluğa rağmen, geleceğe dair büyük bir umudunuz vardı. Belki de kendi hayatlarımızda gördüğünüz umut, insanlığa ve bu ülkenin tarihine olan iyimserliğim oldu. Bu yüzden o günlerde bana söylediğiniz sözleri asla unutmayacağım.

Ailenin en büyük oğlu olarak bana gösterdiğiniz engin sevgi, şefkat ve güven, devrimci yolumda her zaman bana rehberlik etti. O günlerde, köyümüzden Nalgonda kasabasına okumak için otobüs parasını bile ödeyecek param yokken, iki günlük çalışma karşılığında getirdiğim bir sobanın parasıyla yola çıktım. Sizler de, anne babalarınız gibi, benim daha fazla okuyup ailemi geçindirmek için bir şeyler yapacağımı düşündünüz. Ama ben devrim yolunu seçtim. Ancak, daha sonra bu sorumluluklarımdan sapmadığımı ve doğru yolda olduğumu anladığınızı öğrenmek beni çok mutlu etti.

İlkokuldayken, büyükbabam Pullaiah bana 1940’larda Nalgonda bölgesindeki silahlı köylü mücadelesine katılımıyla ilgili deneyimlerini anlatırdı. O günlerde köylerde yaşanan vahşetleri, yağmaları ve zorunlu çalışmaları anlatırdı. Nizam’ın polis güçlerini, Razakarların saldırılarını ve Nehru ile Patel önderliğindeki Hint ordusunun komünist gerillaları bastırmak için Nalgonda bölgesini nasıl kuşattığını anlatırdı. Köylerdeki yoksulların evlerinin yakılmasını, yağmaları, vahşetleri ve kadınlara yönelik tecavüzleri ayrıntılı olarak anlatırdı.

Yaşım ilerledikçe, köylerimizde dedem gibi Telangana köylü silahlı mücadelesine katılmış birçok büyüğümüz olduğunu öğrendim. Benzer şekilde, Naxalbari ve Srikakula savaşçılarının o dönemin devrimci mirasını ve binlerce şehidin fedakarlıklarını sürdürmeye devam ettiğini de öğrendim. Dedem, mücadele deneyimleriyle bende silinmez bir iz bıraktı.

Sözleri bana gençliğimde toplumda yaşanan sömürü ve eşitsizlik hakkında ciddi ciddi düşünme fırsatı verdi. Devrimci siyasetten etkilenerek Radikal Öğrenci Birliği’ne üye oldum ve ilçe komitesinde çalıştım. 1981 yılında, üniversitede okurken, eğitimimi yarıda bırakıp, bizim gibi yoksul insanların yaşamlarını iyileştirme, milyonlarca yoksul çiftçiyi, sizin gibi ebeveynleri ve insanları sömürü ve baskıdan kurtarma ve kadınları ataerkilliğin ve tecavüzün baskısından kurtarma gibi haklı bir fikirle devrimci harekete katıldım. Senin ve babamın bana öğrettiği dürüstlük, çalışkanlık felsefesi ve mücadele deneyimleri hala bana yol gösteriyor. Bana öğrettiğiniz onurlu değerlerin bende toplumsal değerler, devrimci idealler ve devrimci davranışlar haline geldiğini söylemekten mutluluk duyuyorum. Bencillikten uzak yaşama değeri, devrimci yolumu sürekli olarak güçlendiriyor.

Polis güçlerinin bu kırk yıl içinde evimize birçok kez baskın düzenlediğini ve sizi rahatsız ettiğini öğrendim. Özellikle babamı Chandur Polis Karakoluna götürüp, nerede olduğumu öğrenmek için ona işkence etmişler. Babamı basına teslim olmamı ilan etmesi için birçok kez taciz etmelerine rağmen, o boyun eğmedi. Ne kadar zorluk olursa olsun, kendi hayatında net bir duruş sergileme değerini izledi. Tutuklanmam durumunda bile bunu yapmaya devam etti. Oğlunun işçilerin, çiftçilerin, Dalitlerin ve kadınların özgürlüğü için devrimci olarak çalışmasından gurur duyduğunu güvenle söylediğini öğrenmek beni çok sevindirdi. Bu ülkede sizin gibi binlerce, milyonlarca ebeveyn var. Bu tür ebeveynlerin özlemleri de ülke genelindeki devrimci hareketin ilerlemesinin bir parçasıdır. Babamın son nefesini bu düşüncelerle verdiğini hayal edebiliyorum.

Bugün, sömürücü devlet, birçok devrimcinin sevdikleri anne babalarını düşünmeyip onlarla görüşemeyecekleri şekilde gözaltı uygulamaları başlattı. Devrimcileri öldürme çabasıyla, sadece başlarına değil, taşıdığımız silahlara da ödül koydu. Ülke genelinde birçok komplo ve yalanla topyekün bir savaş yürütülüyor. Bihar-Jharkhand’tan Dandakaranya, Odisha ve Telangana’ya kadar, merkezi ve eyalet hükümetleri yaklaşık 700.000 polis, komando ve paramiliter güç konuşlandırdı ve ülke genelinde geniş çaplı güvenlik önlemleri alarak, 2022 yılına kadar devrimci hareketi tamamen ortadan kaldırmak için “Operasyon Samadhan” adı altında çok yönlü saldırılar başlattı. Merkezdeki Modi hükümeti, kentsel alanlardaki demokratik, ilerici ve devrimci kitle örgütlerinin liderlerine ve aydınlara karşı baskı uyguluyor. Telangana hükümeti de dahil olmak üzere çeşitli eyalet hükümetleri, merkezle işbirliği yaparak onları “Şehirli Naksalitler” adı altında tutukluyor. Paramiliter güçler ve polis komandoları, yerli ve yabancı şirketlerin sömürülmesi için hükümetler tarafından uygulanan bu politikalara karşı savaşan Adivasilere karşı savaş açıyor. İnsansız hava araçlarıyla bombalar atıyorlar. Bu faşist tutuklamalar yüzünden yakın akrabalarımızın ölümü durumunda bile sizinle görüşemiyoruz. Devrimciler şehit olduğunda veya yakın akrabaları öldüğünde birçok insanın ve kitle örgütlerinin üyelerinin son vedalarını etmek için bir araya gelme geleneği yıllardır devam ediyor. Bu trajedide bile babamın da aynı saygıyla defnedildiğini bilmekten mutluluk duyuyorum. Hepsine devrimci selamlarımı iletiyorum. Ben…

Çocuğunuz

  1. Hanumanthu

Merkez Komite Üyesi

15 Kasım 2022.

Kaynak: avaninews.com

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu