
[Açıklama: Jeffrey Epstein dosyaları, yalnızca cinsel suçlar, elit ağlar ve örtbas mekanizmalarıyla değil; aynı zamanda ABD siyasetinin görünmeyen güç ilişkileriyle de yeniden tartışmaya açılıyor. Belgelerin kamuoyuna açıklanması sürecindeki isteksizlik, gecikmeler ve seçici şeffaflık, Epstein vakasının münferit bir “skandal” değil, daha geniş bir siyasal bağlamın parçası olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Bu bağlamın en az konuşulan, fakat en kritik boyutlarından biri ise İsrail lobisinin ABD siyasetindeki etkisi ve bu etkiyi korumaya dönük müdahaleler.
Aşağıdaki yazı, Epstein’ın yalnızca suç dosyasına değil, aynı zamanda akademik ve siyasal tartışmaları yönlendirme kapasitesine de odaklanıyor. Özellikle John Mearsheimer ve Stephen Walt’ın İsrail Lobisi çalışmasına karşı yürütülen organize kampanya üzerinden, Epstein–Dershowitz hattında şekillenen ilişkiler ağı mercek altına alınıyor.
Böylece Epstein dosyası, ahlaki bir çöküş hikâyesi olmanın ötesinde, emperyal siyaset, lobi gücü ve akademik susturma pratikleri açısından da okunuyor.
Bu metin, Avustralyalı akademisyen ve yazar Dr. Binoy Kampmark tarafından kaleme alınmış ve countercurrents.org sitesinde yayımlanmıştır.
Kampmark, uluslararası siyaset, hukuk, medya ve emperyal güç ilişkileri üzerine eleştirel analizleriyle tanınan; özellikle ABD dış politikası ve İsrail lobisi konusunda provokatif ama belgeye dayalı çalışmalarıyla bilinen bir isimdir.
Aşağıda yer alan çeviri, Kampmark’ın “Epstein, Dershowitz ve İsrail Lobisi” başlıklı yazısının Türkçeye kazandırılmış hâlidir.]
**
Dolandırıcı, mahkum, pedofil ve intihar iddiasıyla sona eren bir hayat. Amerika Birleşik Devletleri’nde kozmik sosyal ve siyasi etkiye sahip bir figür olan Jeffrey E. Epstein’ın listesi uzundur. Sevgilisi Ghislaine Maxwell’in yardımıyla geniş müşteri listesi için kadın ticareti yapmak, onun kirli mirası hakkında yapılan tartışmaların çoğunda en çok öne çıkan özellik olmaktadır. Başka bir gizemli yönü ise ihmal edilmiştir.
Epstein dosyalarının yayınlanmasıyla ilgili tartışmalar – ABD Adalet Bakanlığı’nın bu görevi yerine getirmedeki yavaşlığı, düzenlemelerinin düzensizliği ve dosyada ne tür değerli bilgiler bulunabileceği – bize ABD siyasetindeki İsrail boyutunu inceleme fırsatı veriyor.
Kasım ayında, Drop Site News‘ten Ryan Grim ve Murtaza Hussain, Epstein’ın genel olarak İsrail lobisi olarak adlandırılabilecek yapıdaki rolünü ifşa ederek bu boyutun daha karanlık tarafını ortaya çıkardılar.
Bu, kendi davranışlarının doğruladığı şeyin ana hatlarını çizmek için çok çaba sarf eden iki akademisyen, John Mearsheimer ve Stephen Walt’ın çalışmalarını itibarsızlaştırmak için özel bir çaba gerektiriyordu.
Başlangıçta 2002 sonlarında The Atlantic tarafından sipariş edilen ve bir çalışma kağıdı olarak yazılan makalenin başlığı basitçe “İsrail Lobisi” idi. Ancak konu, editörler için hararetli ve endişe verici hale gelmişti. Makale yayınlanmaya hazır olduğunda, ABD Irak’ta Mearsheimer ve Walt’ın “büyük ölçüde İsrail’i daha güvenli hale getirme arzusundan kaynaklanan” iddia ettikleri, sonuçsuz ve kanlı bir çatışmanın içindeydi. Yazarlara, makaleyi geri çekmeleri karşılığında 10.000 dolarlık bir “iptal ücreti” teklif edildi.
Mearsheimer, Tucker Carlson ile yaptığı röportajda “Bu, kazandığımız en hızlı 10.000 dolardı” diye espri yaptı.
Makale sonunda London Review of Books dergisinde yayınlandı ve ardından kitap olarak basıldı ve anında kışkırtıcı bir etki yarattı. Makale, İsrail lobisinin Amerikan siyasi manzarasında düşünce kuruluşları, güçlü Amerikan-İsrail Kamu İşleri Komitesi, neokonservatifler, Hıristiyan Siyonistler ve nüfuzlu gazetecilerden oluşan geniş ve yaygın bir varlık olduğunu belirtiyor.
Lobinin amaçları açık: “İsrail’in Filistinlilere karşı politikasına ABD’nin desteğini sürdürmek, lobi için çok önemli, ancak lobinin hedefleri bununla sınırlı değil.
Lobi, Amerika’nın İsrail’in bölgedeki hakim gücünü korumasına da yardım etmesini istiyor.“ İsrail ve ABD’deki İsrail yanlısı gruplar, ”Irak, Suriye ve İran’a yönelik yönetimin politikasını ve Orta Doğu’yu yeniden düzenleme planını şekillendirmek için birlikte çalıştılar.”
Epstein, Walt ve Mearsheimer’a karşı yürütülen kampanyada rol almaya devam etti. İsrail yanlısı kimliği kusursuzdu. Eski İsrail Başbakanı Ehud Barak ile yakın ilişkisi vardı. İsrail istihbarat ve güvenlik çıkarları için çeşitli anlaşmaların yapılmasına yardımcı oldu. Bunlar arasında İsrail ve Moğolistan arasında bir güvenlik anlaşmasının yapılmasına yardımcı olmak, Suriye İç Savaşı sırasında İsrail ve Rusya arasında bir arka kanalın oluşturulmasına yardımcı olmak ve İsrail ile Batı Afrika ülkesi Fildişi Sahili arasında bir güvenlik anlaşmasının yapılmasını kolaylaştırmak vardı.
Manhattan’da en az üç kez İsrail istihbarat subayı Yoni Koren’i misafir etti. Hussain, “O, çok, çok elit düzeyde bir anlaşma yapıcı ve sorun çözücüydü” diyor.
Epstein’ın sadakatinin nerede olduğunu göstermek için İsrail istihbarat servisinin özel maaşını almış olabileceği suçlaması hakkında endişelenmeye gerek yok. O, İsrail’in çıkarları için kendini adamış bir öncüydü.
Walt ve Mearsheimer’in makalesine karşı lobi üyelerinin arasında patlak veren öfke patlamasında, Yahoo! hesabından gönderdiği e-postaların ortaya koyduğu gibi, Epstein önemli bir rol oynadı.
Epstein’ın iki akademisyeni hedef almadaki özel rolü, kar amacı gütmeyen ihbar kuruluşu Distributed Denial of Secrets tarafından elde edilen ve Drop Site News‘e sunulan yazışmalardan anlaşılıyor.
Burada ilgi çekici olan, Epstein ile Harvard hukuk profesörü Alan M. Dershowitz arasındaki yazışmalardır. Dershowitz, kendisi de İsrail davalarının sadık bir savunucusudur. Nisan 2006’nın ilk haftasında, Epstein’ın ceza davalarında da avukatlığını yapan Dershowitz, “En Yeni ve En Eski Yahudi Komplosunu Çürütmek” başlıklı makalesinin birkaç taslağını finansçıya iletti.
Bu dandik, trajik makale, Walt ve Mearsheimer’ı “akademik bir kılıf altında, eski, yanlış ve otoriter bir şekilde itibarını yitirmiş suçlamaların bir derlemesinden ibaret” bir çalışma ortaya koymakla ve modern bir biçimde komplo teorisi kitabı Siyon Bilgeleri Protokolleri‘ni yeniden canlandırmakla suçluyordu.
Epstein’ın iftira niteliğindeki bu çalışmayı sıcak bir şekilde tebrik etmesinden sonra, makalenin en iyi nasıl dağıtılacağı sorusu gündeme geldi. Dershowitz’in e-posta adresinden bir asistan tarafından konuyla ilgili ilerleme hakkında gönderilen bir soruyu Epstein şöyle yanıtladı: “Evet, başladım.” Burada, Lobinin hayati önemi açıkça ortaya çıkıyor:
Epstein’ın Harvard ile ilişkisi (1998 ile 2008 arasında 9 milyon doların üzerinde bağış); Epstein’ın perakende devi ve hayırsever Leslie Wexner’ın aile finans ofisinin mütevelli ve başkanı olması, Wexner’ın 2000 ile 2006 yılları arasında kendi adını taşıyan bir vakıf aracılığıyla Kennedy School’a yaklaşık 20 milyon dolar bağışlaması ve İsrailli hükümet yetkililerinin bir yıllık yüksek lisans eğitimi almak üzere ziyaret ettikleri bir burs programından sorumlu olması.
Bu stratejinin etkisi, Walt ve Mearsheimer’ın etkisini sınırlamak oldu. Planlanan konuşmalar iptal edildi veya İsrail yanlısı bir sesin dahil edilmesi için yeniden düzenlendi. Mearsheimer, e-postalara tepkisinde, karakteristik olarak sakinliğini korudu.
“Bu e-postaları görmek beni şaşırtmadı, çünkü Dershowitz ve Epstein yakındı ve ikisi de İsrail’e tutkuyla bağlıydı.” İsrail lobisinin büyüleyici etkisine dair tezlerinin bu kadar derinlemesine doğrulanmış olması, hem Walt hem de Mearsheimer için soğuk bir teselli olacaktır.



