Dünya çapında insanlar yaklaşan Gazze ateşkesini ve esir değişimini beklerken, birçok yorumcu “tüm rehinelerin geri dönüşünü” selamlıyor. Bu tür söylemler, Filistinli rehinelerin İsrailliler kadar değerli olmadığına dair çifte standardı ortaya koyuyor.
Şimdiye kadar Gazze soykırımı sırasında iki kez esir takası yapıldı, biri 2023 yılının Kasım ayında, diğeri ise bu ayın başında İsrail’in Mart ayında ihlal ettiği ateşkes sırasında.
İlk takasta, 39 kadın ve çocuk esir İsrail hapishanelerinden serbest bırakıldı. O zamanlar Batılı kurumsal medya, serbest bırakılan çocukları çocuk tutuklu olarak adlandırmayı reddetti ve onlara gençler veya bazı durumlarda ergenler olarak atıfta bulundu. Oysa 18 yaşın altındaki İsrailliler serbest bırakıldığında, hemen çocuk olarak tanımlandılar ve takıntılı bir şekilde haber yapıldı.
Bu arada, Filistinli tutuklulara yönelik ihlaller neredeyse tamamen görmezden gelindi. Ayrıca, İsrail’in ateşkes-esir takası kapsamında 240 kişiyi serbest bırakırken Batı Şeria’da 310’dan fazla Filistinliyi tutukladığı da hiç bahsedilmedi. İsrail bu anlaşmanın şartlarını ihlal ederek serbest bırakılmalarını saatlerce geciktirmekle kalmadı, daha sonra serbest bıraktığı birçok kişiyi yeniden tutukladı.
Benzer şekilde, Hamas Filistinli tutuklular karşılığında İsrailli tutukluları gruplar halinde serbest bırakmaya başladığında, İsrailli tutukluların serbest bırakılması birçok durumda canlı olarak haber yapıldı. Tahmin edilebileceği gibi, 2023 yılının Kasım ayında sergilenen aynı önyargı, serbest bırakılan Filistinliler hakkında neredeyse hiç bahsedilmemesiyle tekrarlandı. 20 Ocak 2025’te 90 kadın ve çocuk tutuklu serbest bırakıldı; yine Batılı kurumsal medya, çok daha az sayıda İsraillinin serbest bırakılmasını haber yaptığı gibi, bu olayı da haber yapmayı reddetti.
Şu anda Filistin’in Wafa News ajansı, Filistinli tutuklu gruplarının mevcut verilerinin, 400 çocuk tutuklu da dahil olmak üzere 11.100’den fazla Filistinlinin şu anda İsrail hapishane sisteminde tutulduğunu doğruladığını belirtiyor. Bunların neredeyse tamamı işgal altındaki Batı Şeria’dan. Ayrıca, Filistinli Mahkumlar Derneği’ne göre, İsrail 7 Ekim 2023’ten bu yana Batı Şeria’dan öğrenciler, akademisyenler, gazeteciler ve sağlık çalışanları dahil olmak üzere yaklaşık 20.000 Filistinliyi tutukladı.
Gazze ateşkes-mahkum takası anlaşmasının bir parçası olarak, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış 250 Filistinli tutuklu ve 7 Ekim 2023’ten sonra yakalanan yaklaşık 1.700 Gazze’li serbest bırakılacak. Gazze’den gelen bu Filistinliler, resmi İsrail hapishanelerinde değil, askerlerin elinde 24 saat işkence ve cinsel şiddete maruz kaldıkları işkence gözaltı merkezlerinde tutuluyor. Son iki yılda Gazze’den gözaltına alınan Filistinlilerin sayısı bilinmemekle birlikte, tahmini rakam toplamda 15.000 civarında.
Batı kurumsal medyası ve hükümetleri, Gazze’de tutulan İsrailli mahkumların maruz kalabileceği olası istismarlara ilişkin endişelerini sürekli dile getiriyorlar, ancak hiçbir suç işlememiş Filistinlilerin İsrail tarafından gözaltına alınmasından hiç bahsetmiyorlar.
Filistinli rehineler toplu tecavüze, her türlü cinsel şiddete, işkenceye, uzuvlarının kesilmesine, aşağılama ritüellerine, aç bırakılmaya, susuz bırakılmaya maruz kalıyor ve 7 Ekim 2023’ten bu yana en az 78 Filistinli tutuklu İsrail’in gözaltında öldürülmüştür.
Bu, İsraillilerden daha fazla Filistinli rehinenin öldürüldüğü anlamına geliyor, ancak Gazze’de ölen İsrailli esirlerin çoğunun İsrail bombardımanlarında öldürüldüğünden neredeyse hiç bahsedilmediği için bu konu neredeyse hiç haber yapılmıyor.
Ne yazık ki, Filistinli rehinelerin büyük çoğunluğu ailelerine geri dönemeyecek ve işkence ve açlık gibi acımasız koşullar altında acı çekmeye devam edecek. Kuşkusuz, esir takası gerçekleştiğinde, İsrail bunu onurlandırmayı seçerse, Batılı kurumsal medya önümüzdeki hafta yine ırkçı çifte standardını sergileyecektir.
Kaynak: www.palestinechronicle.com
