DünyaGüncel

ÇEVİRİ | Yabancı ajanlar Gen-Z hareketini ele geçirdi

Toplantıda, bu hareketin Z Kuşağı'nın gençlik heyecanı, Nepo Baby ve yolsuzluk karşıtı öfkesi sonucunda aniden ortaya çıkmış olsa da, aslında yabancı emperyalist güçlerin ve onların ajanlarının uzun vadeli bir planının sonucu olduğu sonucuna varıldı.

 

Açıklama: Nepal’de yaşanan isyanı değerlendiren bu makale, Nepal Devrimci Komünist Partisi (NDKP) yayını moolbato.com sitesinde yayınlandı. Özgür Gelecek okurları için çevirdik.

Nepal 36 yıldır parlamenter sisteme sahip. Bu arada, ülkeyi yolsuzluğa sürükleyen ve 2,8 trilyon rupi borcun pençesine düşüren başlıca sorumlular parlamento partileri. Çok partili sistemden sonra, Krishna Prasad Bhattarai (Nepal Kongresi) iki kez başbakan oldu (1990-1991, 1999-1999). Girija Prasad Koirala (Nepal Kongresi) beş kez (1991–1994, 1997–1998, 1998–1999, 1999–2001, 2006–2008), Manmohan Adhikari (UML) bir kez (ilk ‘komünist’ Başbakan, 1994–1995), Sher Bahadur Deuba (NC) beş kez (1995–1996, 2001–2002, 2004–2005, 2017–2018, 2021–2022), Lokendra Bahadur Chand (RPP) iki kez (1996–1997, kral tarafından atandı), Surya Bahadur Thapa (RPP) iki kez (1997–1983, 2003–2004), Madhav Kumar Nepal (UML) bir kez (2009–2011), Jhalanath Khanal (2011–02–06 – 2011–08–28), Baburam Bhattarai (‘Maoist’) bir kez (2011–2013), Khadga Prasad Sharma Oli (UML) üç kez (2015-2016, 2018-2021, 2024-2025), Pushpa Kamal Dahal ‘Prachanda’ (‘Maoist’) üç kez (2008-2009, 2016-2017, 2022-2024), Sushil Koirala (Kongre) bir kez (2014-2015), Khilraj Regmi (Partisiz) bir kez (2013-2014) Başbakan oldu.

Çok partili sistemlerden kurulan 28 hükümetten 28’i Kongre’den, 5’i UML’den, 4’ü ‘Maoist’lerden, 4’ü RPP’den ve 1’i de partisiz partiden olmak üzere hükümet kuruldu. Federal Demokratik Cumhuriyet’in kurulmasından sonra kurulan 14 hükümetten 4’ü Kongre’den, 5’i UML’den, 4’ü ‘Maoist’lerden ve 1’i de partisiz partiden oldu. Bu 14 hükümetin liderliğinde UML’nin üç lideri, KP Oli 3 kez, Madhav Nepal bir kez ve Jhalanath Khanal birer kez, her biri 5’er kez, ‘Maoist’lerin iki lideri, Prachanda 3 kez ve Baburam Bhattarai bir kez, Nepal Kongresi’nden Girija Prasad Koirala bir kez, Sushil Koirala bir kez ve Sher Bahadur Deuba ikişer kez Başbakan oldu. 13 parti hükümetinden 9’una ‘Komünist Parti’ liderleri başkanlık etti.

Kongre ve RPP’yi bir kenara bırakırsak, demokratik cumhuriyetin 9 hükümeti neden bu ülkenin ekonomik ve sosyal dönüşümü için somut bir eylem planı oluşturamadı ve toplumun alt sınıfları için çalışamadı? Neden yozlaşmış yönetim sistemini daha da güçlendirmeye çalıştılar? Neden yolsuzluk ve usulsüzlük bataklığına saplandılar?

Sonuç olarak, Gen-Z isyanı, Kongre, revizyonist ve oportünist (parlamenter) ‘Komünist’ler, RSPB ve RPP hakkında ciddi sorular gündeme getirdi ve meşruiyetlerinin sona erdiğini doğruladı.

G-Z isyanında yaşanan aşırı ihanet ve soykırıma karşı büyük bir hoşnutsuzluk yaşandı. Ancak ironik bir şekilde, gerçek yurtseverlerin ve devrimci güçlerin güçlü bir varlığının yokluğunda, bu isyan yabancı gericiler (emperyalizm ve yayılmacılık) tarafından ele geçirildi.

Ve isyan, geçmişe kıyasla daha fazla yabancı aracının iktidara gelmesinin zeminini hazırladı. Ve başıboş iktidar, sistem ve anayasa, statükonun içinde bir çember haline geldi.

Gen-Z isyanının ruhu, mevcut yozlaşmış kademeli parlamenter iktidar ve sistemine son vermek ve yolsuzluğu ve kötü yönetimi tamamen kontrol altına alacak yeni bir demokratik devlet sistemi, yani federal bir halk cumhuriyeti kurmak istiyordu. Ancak yerli ve yabancı gericiler, hareketin başarılarını “balık ve kurbağa” statüsüne, [ezilen insanlar sosyal statülerini yükseltemezler anlamında, ed.] indirgediler ki bu, gençliğin fedakarlıklarına büyük bir hakarettir.

Gen-Z kuşağının jeopolitik oyunun derinliklerine inmesi, onu anlaması ve analiz etmesi gerekiyor.

İhanet ve Hain Anlaşmalarla Sonuçlanan Geçmiş Hareketler

1951’de Rana’ya karşı bir devrim gerçekleşti. İhanet ve anlaşmalarla doluydu.

Perde arkasındaki asıl aktör Hindistan’dı. Kral, Rana ve Kongre arasında Hindistan’ın arabuluculuğuyla bir anlaşma sağlandı ve Rana devrimden sonra bile Başbakan yapılarak dönemin devrimcileri ciddi şekilde ihanete uğradı, aşağılandı ve küçük düşürüldü. K. I. Singh ve Bhimdatta Pant’ın ihanet ve anlaşmalara karşı isyanlarını bastırmak için Hindistan ordusu görevlendirildi. Ordu, Nepal’in kuzeyinde Çin ile sınır bölgesinde 28 yıl boyunca 18 kontrol noktası kurdu. 1951 devrimi hedefine ulaşamayınca, Mahendra 1960’da bir darbe gerçekleştirdi.

1990’da çok partili sistem kuruldu. Ancak burada da Kral, Kongre ve UML arasında üçlü bir anlaşmaya varıldı. Cumhuriyetin sesi (talebi) bastırıldı. Hareketin, anayasal monarşi ve çoğulcu demokrasi anlaşmasıyla sona erdiği ilan edildi.

Hoşnutsuz partiler, özellikle komünistler, 1998 anayasasının, parlamenter sistemin ve monarşinin tamamen sona ermesini talep eden silahlı bir halk savaşı başlattılar. Halk savaşı, on yıllık bir süre içinde topraklarının yüzde 80’ini kontrol altına almıştı.

Üs bölgeleri, halk hükümeti ve halk iktidarı uygulamıştı. Yedi tümene kadar çıkabilen bir Halk Kurtuluş Ordusu kurmuştu. Ancak, liderliğin ihaneti ve ihaneti nedeniyle, Federal Halk Cumhuriyeti için yürütülen halk savaşı, demokratik bir cumhuriyet anlaşmasıyla sınırlandırıldı ve halk savaşının sonu ilan edildi.

Bu anlaşmaya karşı halk savaşını yürüten geniş saflar devrim bayrağını kaldırdı, ancak kopuşlar, ayrılıklar ve bölünmeler nedeniyle devrimci saflar savunma pozisyonuna itildi. Bu saflar, özellikle de halk savaşının başlatıcısı Mohan Vaidya Kiran liderliğindeki parti safları, devrimin sesini kendi çapında yükseltmeye devam etti.

Mevcut hükümeti, sistemi ve anayasayı tamamen ortadan kaldırarak Federal Halk Cumhuriyeti’nin kurulması için sokaklarda mücadeleye devam ettiler.

Gen-Z İsyanının “Yuvası”

Son 12 yıldır halk savaşını yürüten devrimci çizgi, milliyet, demokrasi ve halkın geçim kaynakları konularında sürekli mücadele etmiş ve Nepal’in kendine özgü niteliklerini temel alan silahlı isyan çizgisiyle, bir dizi askeri halk mücadelesi, sınıf mücadelesi ve halk direnişi hattı hazırlayarak ilerlemektedir.

Bu bağlamda, Nepal Devrimci Komünist Partisi’nin Gen-Z isyanı için hazırladığı “yerleşik anlatı” da iktidara ve sisteme karşı isyanın arkasında durmuş ve teşvik etmiştir. Son zamanlarda bu parti, ülke çapında sürekli bir yolsuzlukla mücadele kampanyası yürütüyordu. Sadece bu parti değil, sokaktaki ve parlamentodaki tüm partiler de yolsuzlukla mücadele kampanyasını ana konu haline getirerek ajitasyon yapıyordu.

Tüm bu çabalar, halk arasında Kongre-UML koalisyon hükümetine yönelik nefret grafiğini büyük ölçüde artırmıştı. Tüm bu siyasi partiler, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları, yazarlar, aydınlar ve gazeteciler, Nepal’in “kaosun eşiğinde” olduğunu, “bir isyan fırtınasının yaklaştığını”, “bir halk ayaklanmasının yaklaştığını”, “nesnel durumun devrim için tamamen elverişli olduğunu” vb. analiz ediyorlardı. Yolsuzlukla mücadele programları sokakları örgütsüz bir şekilde ısıtıyordu.

Yabancı gerici güçler (emperyalistler ve yayılmacılar) da bu durumu ayrıntılı bir şekilde analiz ederek kendi hazırlıklarını yapıyorlardı. Amerikan büyükelçiliği, Gençlik Konseyi, Barış Gönüllüleri, kamu diplomasisi, kültürel diplomasi, insan haklarıyla ilgili sosyal hizmet, bilgi teknolojisiyle ilgili çeşitli eğitimler, eğitim ve ekonomi diplomasisi de dahil olmak üzere yedi eyaletin tamamında Nepal gençlerine değişim, ağ oluşturma, seferberlik ve yönetim konularında sürekli eğitim veriyordu.

Bu gençler Balendra Sah [Profesyonel olarak Balen Shah veya Balen olarak bilinen Balendra Shah (d. 27 Nisan 1990), şu anda 15. belediye başkanı olarak görev yapan Nepalli bir politikacı ve rapçi, ed.] aracılığıyla harekete geçiriliyordu. Balendra Sah, Başbakan KP Oli ve mevcut hükümete karşı küçük çaplı bir nefret yaydığını söyledi. Singha Durbar’ı [Katmandu’da büyük bir saray, ed.] yakmaktan, liderleri parça parça gömmeye kadar uzanan açıklamalar yapmıştı.

Hindistan Büyükelçiliği, Nepal’deki 600.000 vatandaşının, büyükelçiliğin tek taraflı yürüttüğü 200 milyon rupilik projeyle ve kendi müfredatına göre 16 okulda eğitim gören genç öğrencilerin beynini yıkamıştı. Bu gençleri Durga Prasai [Nepal’de monarşi yanlısı görüşleri de olan tartışmalı sağcı bir politikacı, Durga Prasai kısa süre önce Nepal Genelkurmay Başkanı ile görüşerek kendisini Z kuşağı protesto hareketinin lideri olarak takdim etti. Ed.] aracılığıyla harekete geçiriyorlardı. KP Oli hükümetini devirip kendi istedikleri gibi bir “kukla” hükümet kurmak istiyorlardı. Diğer yandan, gerici güçlerin de kendi planları vardı.

Ayrıca, eski orduyu, polisi ve çalışanları kullanarak ülkede genel bir kaos yaratmaya ve monarşiyi geri getirmeye çalışıyor, bulanık sularda balık avlayıp avlayamayacaklarını anlamaya çalışıyorlardı.

Ve sonra patlamaya hazır bir durum ortaya çıktı

Bu ortamda, hangi konunun halk ayaklanmasını ateşlemeye uygun olabileceği konusunda yaygın bir arayış başladı. Gençliğin rolü bir devrim veya isyan için belirleyicidir. Herkesin gençleri sokağa nasıl çıkaracağına dair kendi stratejileri ve hazırlıkları vardı.

KP Oli Çin’i ziyaret edip Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde ‘Lipulek’ meselesini gündeme getirdiğinde, bu durum güney komşusunu [Hindistan, ed.] daha da sinirlendirdi. Dahası, Çin’in Oli’nin Çin’in GSI’sini [The Global Security Initiative-Kamu Güvenlik Girişimi, ed.] desteklediğini belirten tek taraflı bir açıklama yapması hem güney hem de batı güçlerini aynı anda sinirlendirdi.

Dahası, Oli’nin Japon emperyalizmine karşı Zafer Günü’nde düzenlenen askeri geçit törenine katılmasının ardından, güney ve batı güçleri Oli hükümetinin derhal devrilmesi gerektiği sonucuna varmaya başladı. Bir kaynağa göre, bu sonuca dayanarak, Oli’nin kendi danışmanları Oli’ye 26 sosyal medya platformunun operatörlerinin Nepal yasalarına uymadığını, yasal çerçeveye alınmaları ve kayıt yaptırmazlarsa kapatılmaları gerektiğini söyledi. Oli, İletişim Bakanı’na talimat verdi. Sosyal ağ kapatıldı.

Bu arada, Twitter sahibi Elon Musk, Nepal’in yozlaşmış bir ülke olduğu için kayıtlı olmadığını belirten bir mektup gönderdi. Bu nedenle daha da saldırganlaşan Oli, tamamen kapatılmasını emretti. Oli’nin bu hareketi, yabancı gericilere “Ne arıyorsunuz Kano Aankh?” [Bir Nepal atasözü, “kapalı gözlerle ne arıyorsun?” anlamına gelir. Birinin tam önünde duran bir şeyi gözden kaçırdığını veya dikkat etmediğini belirtmek için kullanılır.

Burada emperyalistlerin dikkatini çekmek anlamında, Ed.] demek gibiydi. Ve hemen ardından TikTok üzerinden bir isyan çağrısı yapıldı. Önceden tasarladıkları şey, sözde barışçıl hareketi şiddete nasıl dönüştürecekleri, kontrolsüz bir durum yaratarak hedeflerine nasıl ulaşacaklarıydı.

Bir kaynağa göre, genç okul öğrencilerini önde harekete geçirdiler. Polisin ateş açacağı bir durum yaratacaklardı ve polis ateş açar açmaz, keskin nişancılara ateş edip öğrencileri henüz üniversite üniformaları üzerlerindeyken başlarından ve göğüslerinden vurmalarını emredeceklerdi. İşte olan da buydu. Bu da halkın kanını kaynattı ve ertesi gün istedikleri gibi ortalığı kasıp kavurdular. Kaynağa göre, aynı strateji Bangladeş’te de kullanıldı.

Kaynaklar, protestocuların yolu bizzat temizlediklerini ve çöpleri kendilerinin topladıklarını, böylece bir mermi kovanı bulunmasının şüpheli olacağını iddia ediyor. Ancak Nepal Polis Teşkilatı bu konuda herhangi bir açıklama yapmadı. Polis Teşkilatı “hayat kurtarmakla” meşgul olduğu için bu konuda herhangi bir soruşturma yürütülmedi.

Ertesi gün, protestocular kendi planladıkları gibi daha da öfkelendiler. Liderlerin evleri yakıldı, liderler dövüldü. Polisler dövülerek öldürüldü. Tüm polis karakolları yakıldı. Tüm polis silahları alındı. Bazı polisler çırılçıplak soyulup dövülerek öldürüldü.

İçişleri Bakanı ve Başbakan istifa ettiğinde bile protestocular durmadı. Sonrasında, eyaletin kamu binalarında kundaklama ve yağma olayları yaygınlaştı. Parlamento Binası, Singha Durbar ve Yüksek Mahkeme de dahil olmak üzere hükümet binaları ateşe verildi ve Çukçi Haritası’nın [“Çukçi haritası” terimi muhtemelen Nepal’in 2020 yılında yayınlanan ve daha önce Hindistan ile olan sınır anlaşmazlığı nedeniyle Nepal sınırları dışında kalan Kalapani, Lipulekh ve Limpiyadhura gibi bölgeleri de içeren siyasi haritası olan Nepal “Çuç” (çuç) veya “Çukçi” haritasına atıfta bulunmaktadır.

Harita, Hindistan’ın kendi harita yayınına bir yanıt niteliğindeydi ve Nepal’in özellikle Kali Nehri’nin doğusundaki toprak iddialarını ortaya koymaya çalışıyordu. Ed.], tüm tarihi belgeleri ve resmi kanıtları yakılıp yok edildi.

Böylece, tüm eyaletin idari binaları ve Nepal’in resmi tarihi belgeleri yangında yanarken, sadece 200 metre uzaklıkta bulunan Nepal Ordusu’nun askeri karargahı (savaş üssü) sessiz bir seyirci olarak kaldı. Ancak tüm yapılar ve tarihi belgeler yıkıldıktan sonra ordu güvenliği kendi eline aldı.

Ve her yerde eleştirilen sokağa çıkma yasağıyla durum kontrol altına alındı. Güney ve batının lehine olacak bir hükümet kurma çekişmesi sürerken, ordunun arabuluculuğunda Sushila Karki geçici hükümetin başbakanı olarak atandı. Ve Parlamento feshedildi.

Gen-Z Hareketi ele geçirildi

Gen-Z Hareketi’nin patlama yapmasının ardından, ‘Hami Nepal’ adlı bir örgüt aniden desteklenmeye başlandı. Başlangıçta örgütün öncülüğünü yapanlar, insanları sokağa çıkmaya çağırdılar ve program için CDO ofisinden izin başvurusunda bulundular.

Aniden Hami Nepal, Katmandu Belediye Başkanı Balendra Sah ve Hami Nepal Devlet Başkanı Sudan Gurung, hareketin gerçek organizatörleri olduklarını iddia ederek öne çıktılar. Bazıları Sudan Gurung’un Darjeeling’li, bazıları Chitwan’lı, bazıları da Gorkha’lı olduğunu söylüyor. Vatandaşlık Uygulaması’nda vatandaşlığını doğruladığında, daimi ikametgahının Gorkha, Chumanubri Kırsal Belediyesi, Sirdibas-3 ve doğum tarihinin 25.03.1987 olduğu anlaşılıyor.

Başlangıçta bir gece kulübünde DJ olarak çalıştı ve 2072 depreminden sonra yardım ve kurtarma çalışmalarında yer alarak sosyal hizmetlere katıldı. 2015 yılında ‘Hami Nepal’ adlı bir örgüt kurdu ve 2020 yılında tescil ettirdi. Bu örgütün web sitesine göre Çin karşıtı faaliyetlerde, yani Özgür Tibet hareketinde yer aldığı görülüyor. Hatta şu anda web sitesine destekleyici örgüt olarak ‘Özgür Tibet Öğrencileri’nin logosunu ve bağlantısını koyuyor. 27 destekleyici örgüt arasında bir de ‘Barbara Vakfı’ bulunuyor.

Bu vakfın başkanı Dr. Sanduk Ruit’tir. Sanduk Ruit’in ayrıca CIA tarafından verilen ‘Megace’ ödülüne layık görüldüğü anlaşılıyor.

Tarihte ilk kez sürgündeki lider Dalai Lama, Başbakan Sushila Karki’yi tebrik ve iyi dileklerini iletti. Hindistan Başbakanı Modi de Başbakan Sushila Karki’yi tweet’ler aracılığıyla, Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla ve Manipur’daki meclise hitap ederken tebrik etti. Bir ülkenin başka bir ülkenin başbakanına iyi dileklerini iletmesi doğal ve normal bir süreçtir, ancak Nepal’in özel koşullarında olaylar üst üste gelmiştir.

Bu gerçekler, Gen-Z hareketinin RAW ve CIA tarafından ele geçirildiğini açıkça ortaya koydu. Şimdi bu hükümet, CIA ve RAW’ın dediğini yapacak. Bu hükümet, yabancı gericilerin kuklası haline gelecek ve komşu ülkelerde Çin karşıtı faaliyetlerin olasılığı artacak, bu da önümüzdeki günlerde daha fazla çatışmaya ve huzursuzluğa yol açacak.

Gerçek yurtseverlerin ve devrimcilerin sorumluluğu

10 Eylül 2025’de, Nepal Devrimci Komünist Partisi Genel Sekreteri Vekili CP Gajurel Gaurav başkanlığında ve Genel Sekreter Mohan Baidya Kiran’ın katılımıyla Daimi Komite’nin çevrimiçi bir toplantısı düzenlendi.

Bu toplantı, partinin Z Kuşağı hareketinin ardından ülkede gelişen siyasi durum hakkındaki ilk görüşünü oluşturmak üzere düzenlendi.

Toplantıda, bu hareketin Z Kuşağı’nın gençlik heyecanı, Nepo Baby ve yolsuzluk karşıtı öfkesi sonucunda aniden ortaya çıkmış olsa da, aslında yabancı emperyalist güçlerin ve onların ajanlarının uzun vadeli bir planının sonucu olduğu sonucuna varıldı.

Ayrıca, Oli liderliğindeki koalisyon hükümetinin sosyal medyada verdiği yanlış karar nedeniyle bu dönemde patlak verdiği de belirtildi. Toplantıda, Z Kuşağı gençliğinin sosyal medyaya, yolsuzluğa ve Nepo Baby’ye karşı yürüttüğü hareketin haklı ve yerinde olduğu, ancak küstahça ve komplolarla kuşatıldığı, ancak partinin son nesil gençliğinin temiz ve doğal ruhunu takdir ettiği belirtildi.

Parti, halk savaşı ve halk hareketinin kazanımlarını koruyarak stratejik bir zincir oluşturması ve ilerlemesi gerektiği sonucuna varırken, ülkeyi gerilemeye ve Z Kuşağı’nın gençlik özlemlerini kötüye kullanarak kendi çıkarlarına hizmet etmeye çalışan emperyalist güçlere ve onların ajanlarına karşı tetikte olmalıdır.

Halk savaşı ve halk hareketinin kazanımlarının tehlikede olduğu ve Nepal vatandaşlığını gasp etme komplosunun olduğu mevcut durumda, parti stratejik bir zincir oluşturmalı ve ilerlemelidir.

Toplantının ardından Genel Sekreter Vekili CP Gajurel tarafından yapılan açıklamada, “Dün, Nepal Devrimci Komünist Partisi Daimi Komitesi, Genel Sekreter Vekili K. Gaurav başkanlığında ve Genel Sekreter K. Kiran’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıda mevcut siyasi durum gözden geçirildi ve partinin ilk duruşunu kamuoyuna duyurmak amacıyla bu basın açıklaması yayınlandı.

Partimiz, 19 Haziran’dan bu yana yolsuzlukla mücadele programı yürütüyor. Bu durumda, Gen-Z de 8 Eylül’de yolsuzluğa ve hükümetin sosyal medya yasağına karşı bir protesto düzenledi. O gün, Gen-Z tarafından düzenlenen protestoya devlet tarafından gereksiz müdahalede bulunuldu ve bu nedenle 30 gelecek vaat eden genç hayatını kaybetti, yüzlerce kişi yaralandı. Partimiz bu konudaki duruşunu 9 Eylül’de kamuoyuna açıkladı.

Ertesi gün, 10 Eylül’de, Gen-Z liderliğindeki hareket farklı bir yol izledi. Yolsuzluk, ulusal bağımsızlık ve özgürlük gibi temel haklara müdahaleye karşı başlayan hareket konuşma ve basın özgürlüğü noktasında farklı bir yöne gitti. Hükümet binalarının hedef alındığı görüldü.

Bu nedenle, benzeri görülmemiş bir halk desteğine sahip olan hareket hakkında şüpheler dile getirilmeye başlandı.

Protestocularla Nepal Ordusu arasında görüşmelerin sürdüğü kamuoyuna duyuruldu. Bu hareketin dile getirdiği taleplerin yerine getirilmesi konusunda nasıl bir anlaşmaya varılacağı konusunda yaygın bir ilgi var. Asıl mesele, halkın görüşmelerde yaptığı fedakarlıkların ne kadar başarılı olacağı. Partimiz de bu konuya dikkat çekti. Önümüzde üç olasılık var: ilerici, statükocu ve gerici. Hangi yolu izleyeceğimizi inceliyoruz. Protestoculara, bu müzakere sürecinde ilerici istikamette durmalarını tavsiye etmek istiyoruz.

Emperyalist ve yayılmacı komployu, gerici ve statükocu komployu ifşa etmek ve hareketin ilerici değişim lehine sürekli ilerlemesini talep etmek gerekiyor. Ulusal, demokrasi ve halkın geçim mücadelesini, halk mücadelesi, sınıf mücadelesi ve halk direniş mücadelesinin (teknolojiyle bağlantılı olarak) özgün modeliyle geliştirmek ve yeni demokratik devrimin eşiğini aşarak bilimsel sosyalizmi kurma yoluna götürmek gerekiyor.

Kaynak: https://moolbato.com/2025/09/67898

 

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu