Güncel

Cumartesi Anneleri/İnsanları 33 yıl önce gözaltında kaybedilen Gülünay’ın akıbetini sordu

Gözaltında kaybedilişinin 33. yılında Hasan Gülünay için Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, “Beyaz Toros” maketini makamında sergileyen savcıya tepki göstererek adalet talebini yineledi.

Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle bin 60’ıncı kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla bir araya gelen Cumartesi Anneleri/İnsanları, bu hafta 33 yıl önce İstanbul’da gözaltında kaybettirilen Hasan Gülünay’ın akıbetini sordu.

Cumartesi Anneleri/İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına yapılan açıklamada, İstanbul’da görevli bir savcının makam odasında 1990’lı yılların “faili meçhul” cinayetleriyle özdeşleşen “Beyaz Toros” maketi bulundurduğu yönündeki haberlere tepki gösterildi. Açıklamada, Beyaz Toros’un sevdiklerini kaybettikleri karanlık dönemin simgesi olduğu vurgulandı ve bu maketin bir yargı mensubunun odasında sergilenmesinin kabul edilemeyeceği belirtildi.

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’a çağrıda bulunulan açıklamada, söz konusu savcı hakkında derhal işlem başlatılması ve görevden el çektirilmesi talep edildi. Açıklamada, “Çünkü adaletin zedelendiği her gün, gözaltında kaybedilen insanlarımızın akıbetlerine ulaşmamızı daha da geciktiriyor” denildi.

Hasan Gülünay’ın hikâyesi ile devam eden açıklamada, Gülünay’ın 20 Temmuz 1992’de Tarabya’daki evinden iş yerine gitmek üzere ayrıldığı, ancak bir daha kendisinden haber alınamadığı hatırlatıldı. O dönemde İstanbul ‘Emniyeti’nde üst düzey görevde bulunan Hüseyin Kocadağ’ın aileye Hasan Gülünay’ın gözaltında olduğunu söylediği ifade edildi.

Ayrıca açıklamada, Gülünay ile aynı dönemde gözaltında bulunan kişilerin tanıklıklarına da yer verildi. Bir tanık, ağır işkence görmüş bir kişinin hücresine yanlışlıkla getirildiğini, bu kişinin “Ben Hasan Gülünay’ım, beni gözaltında kaybetmeye çalışıyorlar” dediğini aktardı. Bir başka tanık ise, işkencecilerin kendisine “Hasan Gülünay’ı öldürdük, sıra sende” dediğini bildirdi.

Ailenin resmi makamlara yaptığı başvuruların sonuçsuz kaldığı belirtildi. 1992 yılında dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin tanıkları reddeden ve failleri savunan cevabı da hatırlatıldı: “Aile; Başbakanlık, İçişleri Bakanlığı ve TBMM dâhil tüm resmî mercilere başvuruda bulundu. 11 Eylül 1992’de Diyarbakır Milletvekili Sedat Yurttaş’ın İçişleri Bakanı Nahit Menteşe’nin cevaplaması talebiyle verdiği soru önergesine Menteşe’nin cevabı şu oldu: “Soru önergesinde ileri sürülen iddialar tamamen asılsız olup, yasadışı bölücü örgütlerin propagandasını yapmaya yöneliktir.(…) Güvenlik güçlerimiz her zamanki gibi devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü için çalışmaktadır.” Suçu inkâr eden bu tutum, failleri cesaretlendirmiş ve gözaltında kayıpların yaygınlaşarak sürmesine neden olmuştur.”

Açıklamada, bu tür inkârların failleri cesaretlendirdiği ve kayıpların yaygınlaşmasına yol açtığı vurgulandı.

Hasan Gülünay’ın dosyasında “kovuşturmaya yer olmadığı” kararı verildiği ve Anayasa Mahkemesi’nin 2016 yılında sadece “etkili soruşturma yürütülmediği” yönünde karar verdiği belirtildi. Ancak soruşturmanın yeniden açılmasına gerek görülmediği ifade edildi.

Cumartesi Anneleri ve İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon, açıklamanın sonunda devletin uluslararası hukuk yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini vurguladı ve “Kaç yıl geçerse geçsin; Hasan Gülünay için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” denildi.

Daha fazla göster

İlgili Makaleler

Başa dön tuşu