Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle düzenledikleri eylemin 1052’nci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Bu hafta, 1994 yılında Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan Mehmet Selim Örhan, Hasan Örhan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan için adalet talep edildi.
‘Sessizlik suça ortaklıktır’
Eylemde basın açıklamasını Besna Tosun okudu. Tosun, “Hakikati bilme, adalete erişim ve barış içinde yaşama hakkını savunmak hem kaybedilenlerin hatırasına hem de toplumun geleceğine olan borcumuzdur” diyerek, Örhan ailesinin hikâyesini aktardı.
Tosun’un verdiği bilgilere göre, 24 Mayıs 1994’te Bolu Komando Tugayı’na bağlı askerler tarafından gözaltına alınan Örhanlar, bir daha geri dönmedi. Tanıklar, üç kişinin Serik ve Lice karakollarına, ardından Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğünü anlattı. Ancak resmi kayıtlara geçmeyen gözaltı işlemi nedeniyle soruşturma açılmadı, dosya daha sonra zamanaşımı gerekçesiyle kapatıldı.
AİHM: Türkiye sorumlu
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 2002 yılında verdiği kararda Türkiye’yi sorumlu tuttu. 2003’te Mehmet Selim ve Hasan Örhan’ın kemikleri toplu mezarda bulunurken, Cezayir Örhan’a dair hiçbir iz bulunamadı.
‘Kemikler kaybedildi, mezar açılmadı’
Cumartesi İnsanlarından Gamze Elvan, kayıplardan Mehmet Selim Örhan’ın oğlu Adnan Örhan’ın mektubunu okudu. Örhan, kemiklerin adli tıpta tespit edilmesine rağmen kuzenine ait kemiklerin bulunamadığını ve daha sonra da “kaybedildiğini” belirtti. Ailenin mezarın yeniden açılması talebi ise Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından reddedildi. Sekiz kişinin kemikleri tek bir torba içinde “kimsesizler mezarlığı”na gömüldü.
‘Gerçek barış yüzleşmeyle mümkün’
Mektubunda, “Gerçek barışın olması için yüzleşme şarttır” diyen Adnan Örhan, “Kayıplar bu ülkenin karanlık geçmişidir, ancak samimi bir yüzleşme ile hakikat ortaya çıkar” ifadelerini kullandı.
