İSTANBUL – Cumartesi Anneleri/İnsanları, gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması talebiyle 1078. kez Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve kayıpların fotoğraflarıyla yapılan eylemde, gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Nihat Aydoğan’ın akıbeti soruldu. Açıklamaya çok sayıda insan hakları savunucusu katıldı.
Basın metnini İnsan Hakları Derneği üyesi Gülseren Yoleri okudu. Yoleri, kayıp yakınlarının hakikati bilme hakkı olduğunu vurgulayarak, devletin gözaltında kaybetmelerden sorumlu olduğunu ve cezasızlık politikasına son verilmesi gerektiğini söyledi.
“Koruculuğu reddettiği için hedef alındı”
Bu hafta Nihat Aydoğan’ın dosyasını gündeme aldıklarını belirten Yoleri, Aydoğan’ın Mardin’in Midyat ilçesine bağlı Doğançay köyünde yaşadığını, koruculuk sistemini kabul etmeyen köy halkı üzerinde yoğun baskı kurulduğunu aktardı. Daha önce gözaltına alınıp işkence gördükten sonra serbest bırakılan Aydoğan’ın tehdit altında yaşadığını söyleyen Yoleri, 30 Kasım 1994’te evinin basıldığını, eşi ve çocuklarının gözü önünde darbedilerek Midyat Jandarma Karakolu’na, ardından Mardin Jandarma Merkez Komutanlığı’na götürüldüğünü anlattı.
“Savcı: ‘Eşin dağa gitmiştir’ dedi”
Ailenin başvurularına “ifadesi alındıktan sonra serbest bırakıldı” yanıtı verildiğini belirten Yoleri, Aydoğan’ın eşi Halime Aydoğan’ın savcılığa başvurusu üzerine savcının “eşin dağa gitmiştir, bir daha bu kapıya gelme” dediğini aktardı. Yıllar sonra nüfus kayıtlarına ölüm kaydı düşüldüğünü, ancak tarih, yer ve mezar bilgilerinin açıklanmadığını söyleyen Yoleri, ölüm bildirimini yapan muhtarın bunu jandarma baskısıyla gerçeğe aykırı düzenlediğini itiraf ettiğini ifade etti.
Aydoğan Ailesi’nin başvurularının etkisiz bırakıldığını vurgulayan Yoleri, Midyat kayıplarına ilişkin yeniden yapılan başvuruda hazırlanan fezlekede “kişilerin kaybedildiğine dair bilgi bulunmadığı” iddiasıyla dosyanın kapatılmak istendiğini söyledi.
Yoleri, “Nihat Aydoğan devletin fiilî denetimi ve koruması altındayken kaybedilmiştir” diyerek, yetkili makamların yaşam hakkı, işkence yasağı ve etkili başvuru hakkı kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmesi; sorumlular hakkında etkin soruşturma ve kovuşturma yürütmesi çağrısı yaptı.
Açıklama, “Kaç yıl geçerse geçsin adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz” vurgusuyla sona erdi.
