
DEM Parti, 3 Ağustos 2014 tarihinde Irak’ın Şengal bölgesinde IŞİD tarafından Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımın 11. yıldönümü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. DEM Parti Halklar ve İnançlar Komisyonundan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Mutlu imzasıyla yapılan açıklamada, 3 Ağustos’un insanlık tarihine kara bir leke olarak kazındığı vurgulandı.
“5 binden fazla Êzidî katledildi, binin üzerinde kadın ve çocuk hâlâ kayıp”
Açıklamada, IŞİD’in 2014’te Şengal’e yönelik saldırılarında 5 binden fazla Êzidî’nin katledildiği, binlercesinin kaçırıldığı ve kadınlar ile çocukların köleleştirilip sistematik işkencelere maruz bırakıldığı hatırlatıldı. Aradan geçen 11 yıla rağmen binin üzerinde Êzidî kadın ve çocuğun hâlâ kayıp olduğu ve akıbetlerinin bilinmediği belirtildi.
Uluslararası tanıma eksikliği vurgulandı
Soykırımın bazı devlet ve uluslararası kurumlar tarafından tanındığına dikkat çeken DEM Parti, buna rağmen uluslararası kamuoyunun hâlâ bağlayıcı ve bütünlüklü bir tanıma iradesi ortaya koymadığını ifade etti.
“Şengal hâlâ tehdit altında”
Açıklamada, Şengal bölgesinin halen güvenlik tehdidi altında olduğu belirtilerek şu ifadelere yer verildi: “Êzidî halkına yönelik gerçekleştirilen soykırımı lanetliyor, soykırımda yitirdiklerimizi bir kez daha derin bir acıyla anıyoruz. Kadim Êzidî halkının adalet, hakikat ve özgürlük mücadelesinin yanında olduğumuzu güçlü bir şekilde vurguluyoruz.”
Türkiye ve uluslararası kamuoyuna çağrı
DEM Parti, Türkiye’yi ve uluslararası kamuoyunu Êzidî halkına yönelik soykırımı tanımaya, Şengal halkının iradesine saygı göstermeye, kayıpların bulunması için gerekli girişimleri başlatmaya ve Êzidîlerin kendi topraklarında özgür ve güvenli bir yaşam sürdürebilmeleri için sorumluluk almaya çağırdı.
“Bu karanlıkla yüzleşmek hepimizin görevidir”
Açıklamada son olarak şu ifadelere yer verildi: “Kadınları ve çocukları köleleştirenler, karanlığı pazarlayanlar tarihin utanç hanesine yazılmıştır. Bu karanlıkla yüzleşmek yalnızca geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de sorumluluğudur. Gelecek karanlıkta kalmasın diye adaletin sesini çoğaltmak, hafızayı büyütmek ve Êzidîlerin direnişine ortak olmak bugün hepimizin görevidir.”