6 Mayıs 1972’de idam edilen devrimci önderler Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, ölüm yıl dönümlerinde İstanbul’da gençliğin kitlesel yürüyüşüyle anıldı. Atatürk Kültür Merkezi (AKM) önünde toplanan yüzlerce genç, kortejler halinde Dolmabahçe’ye yürüdü.
DEM Parti, Yeni Demokrat Gençlik (YDG), Yeni Demokrat Kadın (YDK), Özgür Üniversite Hareketi, İstanbul Üniversiteler Koordinasyonu, Gençlik Devirecek, Öğrenci Dayanışması, Kızıl Parti, İstanbul Üniversitesi Öğrenci Meclisi ve Halkların Demokratik Kongresi’nden oluşan kortej, sabah saatlerinde AKM önünde toplandı. Taksim Meydanı, çevik kuvvet ekipleri ve TOMA’larla çevrildi. Gençler, İnönü Caddesi üzerinden “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, “Liseliler ayakta, Denizlerin yolunda”, “Denizlere sözümüz, devrim olacak” sloganlarıyla yürüyüşe geçti.
Yürüyüş sırasında LGBTİ+ bayrağı taşıyan öğrencilere polis dört kez saldırdı. İlk üç saldırıda geri püskürtülen polis, dördüncüde bir üniversite öğrencisinin elinden zorla bayrağı aldı. Saldırı sırasında öğrencinin iki parmağı yaralandı. Saldırıya rağmen yürüyüşe devam eden gençler, Dolmabahçe’ye ulaştı ve polis bariyerlerinin ardında basın açıklamalarını okudu.
Yapılan açıklamada, bu üç devrimcinin yalnızca geçmişte kalmadığı, bugünün mücadele hattında da yol gösterici olduğu vurgulandı. Ve “Bugün bizler, onların gölgesinde değil, ışığında toplanarak anılarını selamlıyor; inanç dolu mücadelelerine bağlılığımızı yüksek sesle yinelemek için buradayız” denilerek, onları anmanın bir yas değil mücadele çağrısı olduğu belirtildi.
“Denizlerin mirası hala mücadeleye yön veriyor!”
Açıklamada ’68 kuşağının kitlesel başkaldırısından ’71 kopuşuna uzanan sürecin yalnızca üniversite duvarları arasında kalmadığı hatırlatılarak, Denizlerin mücadelesinin enternasyonal bir karakter taşıdığı vurgulandı. Ve şu ifadelere yer verildi: “Denizler, ’68’in kitlesel başkaldırısından ’71 devrimci kopuşuna uzanan süreçte, yalnızca üniversite sıralarını değil, fabrikaları, köyleri, Filistin’i de yurt edinerek düzenin karşısında örülen öncü bir cephe oluşturdular; emperyalizmin 6. Filo’sunu denizlere gömdüler; işçi sınıfıyla, köylüyle, ezilen halklarla enternasyonal barikatlar ördüler.”
“Gençliğin öfkesi büyüyor, dalga yayılıyor!”
Açıklamada son dönemde dört bir yanda büyüyen gençlik direnişine de değinildi. Mahallelerde, kampüslerde ve fabrikalarda örülen fiili-meşru mücadele hattının karanlık kuşatmayı parçalayacağı belirtildi. “Biz mahallelerin öfkeli gençliği, liseliler, üniversiteliler olarak anti-faşist fiili‑meşru mücadele mevzilerini kurarak; kampüslerimizi, kentlerimizi, geleceğimizi karanlığa sürükleyen kuşatmayı parçalayacağız” denilen açıklamada, bu hareketin yalnızca lokal bir direniş değil, devrimci bir dalga olduğu şu cümleyle ifade edildi: “Biliyoruz ki bu dalga, örgütlü bir sel gibi tüm memlekete yayıldığında karanlığın duvarları kaçınılmaz olarak yıkılacaktır.”
Gençlik örgütlerinin anması, “Ne idamlar, ne de hapishaneler bizi yıldıramaz! Ölümsüzleşmelerinin 53. yılında devrimci önderlerimizi saygıyla anıyor; söz veriyoruz: onları yalnız anılarımızda değil, örgütlü mücadelemizde yaşatacak ve bayrağı yere düşürmeyeceğiz” ifadeleriyle sona erdi.
EMEP, Taksim’den Dolmabahçe’ye koştu
Emek Gençliği’nin çağrısıyla Taksim AKM önünde toplanan yüzlerce kişi, “Faşizme ölüm, halka hürriyet”, “Emperyalizme, savaşa, faşizme geçit yok”, “Sürüyor, sürecek mücadelemiz”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm” sloganları attı. Her yıl olduğu gibi EMEP korteji bu sene de Dolmabahçe Caddesi boyunca koşarak Dolmabahçe’ye ulaştı.
