Dersim’de uzun süredir ekolojik yıkıma yol açan madencilik projelerine karşı bir araya gelen halk, Geyiksuyu ve Çevre Köyleri Doğayı Koruma Platformu’nun çağrısıyla Geyiksuyu Çevre Köyleri Cem ve Kültür Evi’nde düzenlenen halk toplantısında buluştu.
Toplantıya DEM Parti milletvekilleri Ayten Kordu ve Sinan Çiftyürek, Hozat Belediye Başkanı Aydın Kaya, Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Bilir’in yanı sıra siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileri ile çok sayıda kişi katıldı.
Etkinlik, Kerbela ve tüm “özgürlük şehitleri” için yapılan saygı duruşuyla başladı. Ardından Geyiksuyu Kültür Merkezi ve Cemevi Derneği Başkanı Nevin Aydın Yıldız, aşure lokmasının anlamı üzerine kısa bir konuşma yaptı.
“Dersim’in üçte ikisi ruhsatlandırıldı”
İlk sözü alan Geyiksuyu ve Çevre Köyleri Doğayı Koruma Platformu Sözcüsü Hıdır Yıldız, madencilik projelerine tepki göstererek, “Siyasal iktidar doğaya karşı da savaş halinde. Dersim’de barajlardan sonra şimdi de topraklarımızın üçte ikisi maden şirketlerine peşkeş çekilmek üzere ruhsatlandırıldı. Eğer bu rant ve talan politikalarını durduramazsak, yaşam alanlarımız yok olacak” dedi.
“Ziyaretlerimizin olduğu topraklara dokunamazsınız”
Sin bölgesindeki maden projesinin aynı zamanda Munzur Havzası’nı da tehdit ettiğini vurgulayan Avukat Barış Yıldırım ise şu ifadeleri kullandı: “Munzur havzası sadece ekolojik açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve inançsal açıdan da kutsal bir alan. Bölgede pek çok ziyaret yeri bulunuyor. Bu toprakları atalarımızdan devraldık, size bırakmayacağız. Doğamıza dokunamazsınız.”
“Mücadelenin esas gücü halktır”
Dersim Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Ali Rıza Bilir de konuşmasında madenciliğin sadece çevresel değil, toplumsal bir tehdit olduğunu vurgulayarak, “Bu projelerle hem doğamız hem de insanımız hedefte. Siyasal ve yasal mücadele kadar halkın iradesi de belirleyici olacak” dedi.
“Kültürel soykırımın bir parçası”
DEM Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu ise maden projelerinin yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda kültürel soykırımın da bir parçası olduğunu ifade etti: “Her ekolojik müdahale aynı zamanda dilimize, kültürümüze, yaşam biçimimize de müdahaledir. Bu nedenle Dersim’de herkesi birleştiren güçlü bir ekoloji hareketi oluşturmak zorundayız. Karşı koyuşu baştan başlatmalıyız.”
Toplantının ardından, aşure lokmaları paylaşılarak dayanışma ve birlik mesajı verildi. (Pirha)
