
Hozat’taki Bargini köyü ile Pertek’in Zeve, Orcan ve Desiman köyleri arasında bulunan Sekasur mezrasındaki 2 bin 200 dönümlük alanda kurulmak istenen pomza ve kum ocağına yönelik tepkiler sürüyor. Dersim Katliamı’nda yaşamını yitirenlerin kemiklerinin defnedildiği bölgede maden ocağı açılmak istenmesi, hem köylülerin hem de yakınlarını kaybeden ailelerin protestosuna yol açtı.
Baran ve Canan ailelerine ait 11 kişinin anıt mezarının bulunduğu, dört köyün ortak kullanım alanı olan bölgede köylüler yaklaşık 5 aydır nöbet eylemi yürütüyor. “ÇED gerekli değildir” raporu verilen Arven Doğu Yapı İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şirketi’nin tepkilere rağmen çalışmalarını hızlandırdığı belirtilince, bölge sakinleri maden sahasına giderek şirket çalışanlarını alandan kovdu.
Yaşananların ardından Hozat Pertek Sekasur Doğa ve Çevre Koruma Platformu çağrısıyla köylüler çadır nöbetine yeniden başladı.
“Bu coğrafya sahipsiz değil”
Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuşan Zeve köyünden Şahin Kıt, mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirterek şunları söyledi:
“Bizi bıraktık zannetmesinler. 5 yıl da sürse çevre halkıyla, sendikalarla ve platformla birlikte direneceğiz. Türkiye’nin dört bir yanında doğa sermayeye peşkeş çekiliyor. Biz buna izin vermeyeceğiz.”
İsmail Koyun ise şirket çalışanlarının çadırın söküldüğü gün alana gelip işaretleme yaptığını aktararak, “Bu toprakları madencilere bırakmayacağız. Hayvancılıkla geçinen dört köyün merası yok edilmek isteniyor” dedi.
Hasan Besler de sonuna kadar mücadele edeceklerini ifade ederek, “Madenlere ve benzeri yapılara izin vermeyeceğiz” diye konuştu.
Nazım Makal, maden ocağı açılması halinde doğanın tamamen tahrip olacağını belirterek, “165 gündür nöbetteyiz. Burada maden olursa hem doğa hem hayvancılık yok olur, göç başlar” dedi.
“Dedelerimizin topraklarını koruyacağız”
Henüz mahkeme süreci tamamlanmadan şirketin alanda çalışma yapmak istediğini belirten Hıdır Rüzgar ise şu çağrıyı yaptı:
“Bu bölgede herhangi bir faaliyet görürseniz bizlere haber verin. Dedelerimiz bu topraklarda sürgün ve ölüm yaşadı ama biz yine döndük ve kaldık. Üç dakikalık bir imzayla burayı yok etmek isteyenlere izin vermeyeceğiz.”
Rüzgar, ailesinin 15 yıl süren sürgünün ardından köylerine geri döndüğünü hatırlatarak, “Tüm yaşananlara rağmen biz hâlâ buradayız” dedi.



