
Katmandu. Nepal Devrimci Komünist Partisi 30. Halk Savaşı Günü dolayısıyla bir basın açıklaması yayınladı. Partinin genel sekreter vekili Gaurav tarafından yayınlanan basın açıklamasında, dağınık devrimcileri birlik içinde ilerlemeye çağırdı.
Basın açıklamasına şu şekilde başladı, “Bugün, 1 Şubat 2052’de dönemin Nepal Komünist Partisi (Maoist) önderliğinde başlatılan Büyük Halk Savaşının otuzuncu yıldönümü vesilesiyle, partimiz, Nepal Devrimci Komünist Partisi, ülke çapında Büyük Halk Savaşı Gününü kutlayacak. Bu tarihi vesileyle partimiz, halk savaşı sürecinde hayatını kaybeden cesur ve ölümsüz şehitleri yürekten anmakta, kayıp, yaralı ve engelli savaşçılara en içten saygılarını ifade etmekte ve devrimci halkın fedakârlık, kahramanlık ve feragat rekorlarını anmaktadır. Ayrıca bu vesileyle partimiz, şehitlerin ve kayıp savaşçıların ailelerine, tüm parti yoldaşlarına, destekçilerine ve iyi dileklerini iletenlere, saygıdeğer kitlelere ve kardeş komünist partilere ve dünya proletaryasına en sıcak selamlarını ve en iyi dileklerini sunar.
Yarı-feodal ve yarı-sömürge durumundaki Nepal’de, içeride feodalizme ve komprador ve bürokratik kapitalizme, dışarıda emperyalizme ve yayılmacılığa karşı yeni bir demokratik devrim gerçekleştirme ve bilimsel sosyalizme ve komünizme doğru ilerleme kararlılığıyla, bundan tam yirmi dokuz yıl önce bugün ilan edilen Büyük Halk Savaşı, kısa bir süre içinde Halk Kurtuluş Ordusu’nun yedi tümenini inşa etmeyi ve ülkenin kırsal kesimlerinde üs bölgeleri ve halk hükümetleri kurup savunmayı başarmıştı. Sadece Nepal’de değil tüm dünyada yeni bir devrim ve değişim mesajı yaymış ve dünya emperyalizmine karşı büyük bir meydan okuma oluşturmuştu”
Açıklamanın devamında, “Ancak, partinin çekirdek liderliği içinde ortaya çıkan neo-revizyonist sapma nedeniyle, Nepal devrimi şimdi ciddi bir gerileme yaşadı. Dün halk savaşına önderlik eden ana lider, bugün komünizm örtüsü altında emperyalizmin ve yayılmacılığın güvenilir bir simsarı haline gelmiştir. Halkın gerici rejime ve parlamenter sisteme karşı sesini yükseltip yükseltmeyeceğinden endişe etmeye başlamış, bir diğer lider ise Marksizm’in artık önemsiz hale geldiği post-Marksist sonucuna varmıştır.
Nepal halkının halk savaşı ve halk hareketinin gücü temelinde kazandığı sınırlı demokratik haklar da yavaş yavaş ellerinden alınıyor. Ülkedeki ekonomik kriz ciddileşiyor ve ticaret açığı gökyüzüne ulaştı. Yolsuzluk, karaborsacılık, ölçülü faiz sömürüsü, kooperatif dolandırıcılığı yaygınlaşmaktadır. Kitlesel işsizlik ve kontrolsüz enflasyon nedeniyle emekçiler, işçiler ve çiftçiler geçim sıkıntısı çekmektedir. Egemen sınıf, ulusal ekonominin temelini atarak kendi kendine yeterliliğin yolunu açmak yerine, Nepal ekonomisinin yabancı istihdamı adı altında gençleri satarak elde edilen dövizlerle ayakta durduğunu ‘övünerek’ ifade etmektedir” şeklinde devam edildi.
Açıklamada, “MCC projesi ve SPP gibi ABD askeri ittifaklarına katılarak Nepal’de ABD askeri üslerinin kurulmasının yolu açılmıştır. Nepal yönetici sınıfının, Nepal ile üçlü sınırda bulunan Lipulekh bölgesinde Hindistan ve Çin’in mutabakatıyla yol genişletilirken bile basit bir diplomatik nota bile göndermemiş olması ironiktir. Bu durum, Nepal parlamentosundaki partinin üst düzey liderlerinin ülkeyi sömürgeleştirme sürecinde yabancı güç merkezlerinin güvenilir ajanları haline geldiği gerçeğini teyit etmektedir. Böylece ülkenin ulusal bağımsızlığı, demokrasisi ve halkın geçimi sorunu gün geçtikçe daha ciddi bir hal almaktadır. Bu durum, Nepal’de yeni demokratik devrimin eşiğini aşmak ve bilimsel sosyalizm yönünde ilerlemek için başka bir alternatif olmadığı gerçeğini açıklığa kavuşturmaktadır.
Toplumsal devrim süreci basit değildir, birçok devrim ve karşı-devrim döngüsünden geçerek ilerler. Nepal’deki devrim kesinlikle gerilemeler yaşadı, ancak devrim süreci durmadı. Elverişli nesnel koşullar ve elverişsiz öznel koşulların ortasında, üç devrimci parti olan NKP (Devrimci Maoist), NKP (Çoğunluk) ve NKP (Maşal)’ı devrimci bir komünist parti oluşturmak üzere birleştirdik ve devrimci bir çizgi benimsedik.
Partimiz, Nepal ve dünya proleter devrimlerinin olumlu ve olumsuz deneyimlerinden öğrenerek ve Marksizm-Leninizm-Maoizm’i Nepal özellikleriyle yaratıcı bir şekilde uygulayarak devrime hazırlanmaktadır. Büyük Halk Savaşının otuzuncu yıldönümü vesilesiyle partimiz, çeşitli gruplara dağılmış devrimcileri birleşik bir şekilde devrim sürecinde ilerlemeye çağırmaktadır” denildi.