
Diyanet İşleri Başkanlığı, cuma hutbelerinde bir kez daha yurttaşların giyim kuşamına müdahale eden ifadeler kullandı. 81 ildeki camilerde okutulmak üzere hazırlanan “Hayâ: Allah’ın Emri, Fıtratın Gereği” başlıklı hutbede özellikle kadınların giyimi dolaylı ama net biçimde “uygunsuz” olarak nitelendirildi.
Hutbede, mahremiyetin dijital mecralarda paylaşılmasının “dine aykırı” olduğu vurgulanırken, “kıyafetle hayâ duygusunun doğrudan ilişkili olduğu” ileri sürüldü. Bu tür ifadeler, özellikle sosyal medya kullanıcıları ve kadın hakları savunucuları tarafından laiklik ilkesine ve bireysel özgürlüklere doğrudan saldırı olarak değerlendirildi.
Halil Konakçı fırsatı kaçırmadı: “Açık giyinen ilkel ve hayasızdır”
Diyanet’in hutbesinden hemen sonra, hilafet çağrıları ve kadınlara yönelik sert ifadeleriyle bilinen İmam Halil Konakçıda sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Açık giyinmek ilkellik ve hayasızlıktır” diyerek Diyanet’in mesajını daha da sertleştirdi. Konakçı, daha önce de kadınların kahkaha atmasından estetik yaptırmasına kadar birçok konuda “ahlak” dersi vermeye çalışmıştı.
Sistematik bir dil: Kadınları hedef alan açıklamalar yeni değil
Diyanet’in kadınlara yönelik baskıcı dilinin bu hutbeyle sınırlı olmadığı biliniyor. Daha önce:
-
2021’de, Başkanlık resmi sitesinde yer alan bir metinde, kadınların “kocalarına itaat etmelerinin” dini bir görev olduğu ileri sürülmüştü.
-
2020 yılında ise pandemi sürecinde kadına yönelik şiddet artarken, Diyanet “kadının aile içindeki rolü”ne vurgu yaparak, “boşanma günah olabilir” mesajı vermişti.
-
2018’de bir vaazda, 9 yaşındaki kız çocukları için “evlenebilir” denmiş, gelen tepkiler üzerine geri adım atılmıştı.
Kadın örgütleri ve laiklik savunucuları, Diyanet’in yıllardır kadınları hedef alan, onları “mahremiyet” kavramı altında denetim altına almaya çalışan söylemlerini eleştiriyor. Başkanlık, anayasal olarak tarafsız olması gereken bir kurum olmasına karşın, toplumu dini normlara göre şekillendirmeye çalışan bir siyasal araç gibi davranmakla suçlanıyor.